Ekonomide iki ileri bir geri modeli

Ekonomide iki ileri bir geri modeli

Merkez Bankası’nın 27 ay sonra faiz arttırması ekonomide yeni yönetimin attığı ilk adımlardan biri oldu. Eski politikayı bir kenara bırakan kısmi yeni yönetim, düşük faiz modeline son vermiş aynı zamanda rasyonel politikaya kademeli dönüşün mesajlarını iletmişti. Faiz sonrası ilk adım menkul kıymet tesis oranlarının düşürülmesi oldu. KKM sistemine ne olacağı merak edilirken stopaj desteğinin de süreceği açıklandı. Böylece ekonomide iki ileri bir geri modeli uygulanmaya başladı.

Türkiye’de seçim öncesi alınan ekonomi kararları piyasaları alt üst etmiş TL’yi tarihinin en kötü seviyelerine taşımıştı. Alınan önlemler kapsamında özellikle yeni ekonomi modeli akıl ve bilim dışı kurallarla bezenmiş deneme yanılma yöntemiyle bir dizi yanlış karar hayata geçmişti. Düşük faiz yüksek kur ile Çin modeline bile atıfta bulunulmuş ama bunun sonucunda da rekor bir cari açıkla bunun da sonuna gelinmişti. Seçim sonrasında ekonomi yönetiminin kısmen değişmesi ve ‘acı reçete’ye geçiş süreci hızlandırmış ve kademeli eski modele dönüşün sinyallerini verdi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine yeniden atanan Mehmet Şimşek ve akabinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı olan Hafize Gaye Erkan 27 ay sonra il faiz artışını gerçekleştirdi. Piyasalara verilen mesajlar sonrasında beklentinin altında kalan faiz artışı beklentinin altında olunca TL’deki değer kaybı da yeniden hızlandı. Politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 15’e çıkaran Merkez Bankası sonrasında yeni kararlar da birbiri arkasına geldi. Sadeleşme mesajı veren Merkez Bankası, ilk adım olarak menkul kıymet tesis oranının yüzde 10’dan yüzde 5’e düşürdü.

Tebliğ kapsamında, menkul kıymet tesis oranı, gerçek ve tüzel kişi için hesaplanan paylardan düşük olanı yüzde 57’nin altında kalan bankalar için 7 puan artırımlı, yüzde 70 ve üzerinde olan bankalar için 2 puan indirimli uygulamaya başladı. Bunun ardından Mehmet Şimşek, rasyonel politikalara dönüşün kademeli olarak devam edeceğini vurguladı. Sosyal medya hesabı üzerinden paylaşımda bulunan Şimşek “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın analitik bilanço verilerine göre, net uluslararası rezervler geçen hafta 8,5 milyar dolar ile tarihin en büyük haftalık artışını kaydetti.

Rasyonel politikalara dönüş, kademeli olarak devam edecek” dedi. Aynı zamanda rezervlere de değinen Şimşek, Türkiye’ye ilave dış kaynak teminine yönelik çalışmaları hızlandırdıklarını kaydederek “Ayrıca, TL cinsi enstrümanları cazip hale getirmeye devam edeceğiz. Bu çerçevede Kur Korumalı Mevduat’ta stopaj desteğini yıl sonuna kadar uzatıyoruz” dedi. Böylece faiz hamlesinden sonra menkul kıymet oranının normalleşmesi dikkat çekti. Fakat KKM’ye uygulanan stopaj desteği de eski politikalara da kısmen devam mesajı verdi. Döviz mevduatında stopaj oranı yüzde 25’e çıkarıldı. Önceki 1 yıla kadar yüzde 20, 1 yıldan uzun yüzde 18, TL mevduatta mevcut oranlar 6 aya kadar yüzde 5, 1 yıla kadar yüzde 3, 1 yıldan uzun yüzde 0 KKM’de de yüzde 0 olarak uygulanıyor.

DÖVİZE OLAN İLGİYİ AZALTMAK İÇİN DEVAM

Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile tasarruf sahiplerinin, tasarruflarını Türk Lirası cinsinden açtıkları mevduat ve katılım hesaplarında tutmalarının teşvik edilmesi ve TL’nin değerinin korunmasını özendirmek amacıyla KKM ve katılım hesaplarına sağlanan vergi avantajlarının sürdürülmesi amaçlanıyor. TL mevduat hesaplarıyla yine TL cinsinden açılmış katılım hesaplarından elde edilen gelirler ile bazı menkul kıymetlere uygulanan indirimli tevkifat oranı uygulamasının süresi 31 Aralık 2023’e kadar uzatılacak. KKM sistemi içerisinde birikimlerini değerlendiren gerçek ve tüzel kişilerin bu hesaplardan elde ettikleri gelirlerine uygulanan yüzde sıfır tevkifat uygulaması 31 Aralık 2023’e kadar sürecek. Gerçek kişiler, yüzde sıfır tevkifata tabi KKM hesaplarından elde ettikleri gelirleri için beyanname vermiyor. Kurumlar vergisi mükellefleri ise yüzde sıfır tevkifata tabi KKM hesaplarından elde ettikleri gelirleri kurum kazancına dahil ediyor ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) geçici 14’üncü maddesinde yer alan istisna düzenlemesi uyarınca kurumlar vergisi ödemiyor.

KKM’YE VERGİ YIL SONUNA KADAR YOK

Alınan son kararla mevduat faiz gelirleri ile katılım hesapları kâr payları üzerinden yapılacak tevkifat oranlarının 6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli hesaplarda yüzde 15 yerine yüzde 5, 1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli hesaplarda yüzde 12 yerine yüzde 3, 1 yıldan uzun vadeli hesaplarda yüzde 10 yerine yüzde sıfır olarak uygulanmasına devam edilecek. Devlet tahvili ve Hazine bonoları ile Hazine tarafından kurulan varlık kiralama şirketlerince ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirler için yüzde sıfır tevkifat oranı uygulaması da 31 Aralık 2023’e kadar uzatılacak.

Bu menkul kıymetlerden elde edilen gelirlerdeki stopaj oranının yüzde 10 yerine yüzde sıfır olarak uygulanması sürecek. Bankalar tarafından ihraç edilen tahvil ve bonolardan elde edilen gelirler ve fon kullanıcısının bu bankalar olduğu kira sertifikalarından elde edilen gelirlere indirimli stopaj uygulamasının süresi yıl sonuna kadar uzatılacak. Bu menkul kıymetlerden elde edilen gelirlere uygulanan tevkifat oranının yüzde 10 yerine 6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli olanlarda yüzde 5, 1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli olanlarda yüzde 3, 1 yıldan uzun vadeli olanlarda yüzde sıfır olarak uygulanmasına devam edilecek. Karar ile yatırımcıların TL cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetlere yönelmelerini teşvik etmek amacıyla, portföyü TL ve TL cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetler olan yatırım fonlarından elde edilen gelirlerde indirimli stopaj uygulamasının süresi 31 Aralık 2023’e kadar uzatılacak. Uygulama ile yatırım fonlarından elde edilen gelirlerdeki stopaj oranının yüzde 10 yerine yüzde sıfır olarak uygulanmasına devam edilecek. Değişken, karma, Eurobond, dış borçlanma, yabancı, serbest fonlar ve unvanında “döviz” ifadesi geçen yatırım fonları bu kapsamda bulunmuyor.

TL MEVDUATLARINA TEŞVİK HEDEFLENİYOR

Düzenleme ile Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi, kaynakların gelecek ve teknoloji odaklı, verimli alanlara yönelmesi için sermaye piyasalarının geliştirilmesinin bir gereği olarak ve sermaye piyasası araçlarının çeşitliliğini artırabilmek adına Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine tabi olarak kurulan ipotek finansmanı kuruluşlarının ihraç etmiş olduğu varlığa dayalı menkul kıymet, ipoteğe dayalı menkul kıymet, varlık teminatlı menkul kıymet ve ipotek teminatlı menkul kıymetlerden elde edilen gelir ve kazançlar için geçerli olan yüzde 10 stopaj oranının yüzde 5 olarak indirimli uygulanmasının yürürlük süresi yıl sonuna kadar uzatılacak. Karar ile TL cinsinden açılan mevduat ve katılım hesaplarının teşvik edilmesine yönelik olarak, halihazırda döviz tevdiat hesaplarına yürütülen faizler ve katılım bankalarınca döviz katılma hesaplarına ödenen kar payları için vadesiz ve ihbarlı hesaplar ile 1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli hesaplarda yüzde 20, 1 yıldan uzun vadeli hesaplarda yüzde 18 olarak uygulanan tevkifat oranı, vade ayrımı olmaksızın yüzde 25 olarak belirlendi. Yeni tevkifat oranı, söz konusu kararın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren açılan veya vadesi yenilen hesaplar için uygulanacak. Daha önce açılan hesaplar için vade bitimine kadar eski oranlar geçerli olacak.

‘ŞİMDİ SIRADA VERGİLER VAR’

Deprem, seçim gibi sebeplerle iktidarın büyük harcamalar yaptığını söyleyen Konukman, ek bütçe ile ödenek artırılmazsa, yasadışı olarak ödenek üstü harcama yapılacağını vurguladı. Bunun için gelirlerin artırılması gerektiğini belirten Konukman, şöyle konuştu:

“Gelirin en önemli kalemi vergiler. İnanılmaz bir şekilde Özel Tüketim Vergisi’ne (ÖTV), Katma Değer Vergisi’ne (KDV) yüklenecekler. Oranlarını da artırabilirler. Dolaylı vergileri artırırlar çünkü bu hükümetin sınıfsal tercihlerinde bir servet vergisi olacağını sanmıyorum. Belki Tansu Çiller döneminde olduğu gibi, bir defalık yeni vergi türleri de çıkartabilirler. Deprem sırasında sermaye kesimlerine bir torba yasa ile istisna muafiyeti tanınmıştı, vazgeçtikleri verginin yüzde 10’unu geri aldılar. Buna benzer bir vergi daha tekrar gündeme gelebilir.”

‘EK BÜTÇE EYLÜL’DEN ÖNCE ÇIKMALI’

Medyascope’a konuşan iktisat profesörü Aziz Konukman, Orta Vadeli Program’dan (OVP) önce ek bütçenin hazırlanması gerektiğine ve bütçe gelirlerini artırmak için de vergilerde artış olabileceğine dikkat çekti. Konukman, bütçenin tabi olduğu 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre OVP’nin eylülün ilk haftasında yayınlanmak zorunda olduğunu belirtti.

“AK Parti iktidarının 5018 sayılı kanuna uymama geleneği” olduğunu söyleyen Konukman, iki yıldır takvime sadık kalındığını hatırlattı. OVP’nin 3 yıllık olduğunu ve bu yıl programın 2024, 2025, 2026 yıllarına ait tahminler ile 2023 yılı için gerçekleşme tahminlerini kapsayacağını hatırlatan Konukman “2023’ün başlangıç ödeneği, sonra ek bütçe, sonra da gerçekleşme tahminlerine yer verilecek, OVP’nin formatı gereği ek bütçe eylülden önce çıkarılmak zorunda” dedi.

5018 sayılı kanuna göre ek bütçenin denk hazırlanması ve ne kadar ödenek alınacaksa, Meclis’e o kadar gelir taahhüdü ile gelinmesi zorunlu. Bu zorunluluğa itiraz eden Konukman, “Ek bütçenin denk olması yasal zorunluluk ama 5018’de bir maddede değişiklik yapılarak ek bütçenin de açık vermesi sağlanabilir. Bütçenin kendisi açık verirken ek bütçe neden denk olsun ki? Bu 5018’le getirilen neoliberal dayatma nedeniyle oldu. AK Parti neoliberal ideolojinin taşıyıcısı zaten, 5018’e uygun davranacaklardır” diye konuştu.

HAZİNE 270 MİLYARLIK İÇ BORÇLANMAYA GİDECEK

Hazine ve Maliye Bakanlığı, temmuz-eylül döneminde 354,8 milyar liralık iç borç servisine karşılık, 270 milyar liralık iç borçlanmaya gidecek. Bakanlık, temmuz-eylül dönemine ilişkin iç borçlanma stratejisini açıkladı. Buna göre Hazine, söz konusu dönemde 354,8 milyar liralık iç borç servisine karşılık, 270 milyar liralık iç borçlanma gerçekleştirecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı, temmuzda 94 milyar, ağustosta 96 milyar ve eylülde 80 milyar lira iç borçlanmaya gidecek. Bakanlığın temmuz-eylül dönemi iç borçlanma stratejisinde, temmuzda 141,7 milyar liralık iç borç servisine karşılık 94 milyar liralık, ağustosta 141 milyar liralık iç borç servisine karşılık 96 milyar liralık, eylülde 72,1 milyar liralık iç borç servisine karşılık 80 milyar liralık iç borçlanma yapılması öngörülüyor.

Temmuzdaki iç borçlanmanın 33 milyar lirasının piyasadan, 1 milyar lirasının kamuya satışlardan, 60 milyar lirasının doğrudan satışlardan, ağustostaki iç borçlanmanın 95 milyar lirasının piyasadan, 1 milyar lirasının kamuya satışlardan, eylüldeki iç borçlanmanın ise 76,6 milyar lirasının piyasadan, 3,4 milyar lirasının kamuya satışlardan oluşması bekleniyor. Bu dönemde 20 tahvil ihalesi düzenlenecek ve 1 kira sertifikasının doğrudan satışı gerçekleştirilecek. Temmuzda 164,5 milyar, ağustosta 157,3 milyar ve eylülde 92,4 milyar liralık ödeme yapılacak. Bu ödemelerin 59,3 milyar lirası dış borç servisinden oluşacak.

‘ENFLASYON İÇİNDE BÜYÜME MODELİ’

Ekonomist Mustafa Sönmez yeni faiz kararına ilişkin çarpıcı değerlendirmede bulundu. Sönmez yerel seçimlere doğru, 2023 ilk çeyrek kopyasının yaşanacağını ve seçmene “rüşvet” politikasına davam edileceğini öne sürdü. Sönmez şunları kaydetti:

“Mehmet Şimşek ile yeni bir ekonomik politika beklenirken yerel seçimlere kadar öyle olmayacak. Düşük tempolu faiz, yüksek döviz, enflasyonu tırmandıracak; enflasyon karşısında mala hücum, iç talebi ve enflasyon içinde büyümeyi getirecek. Seçime doğru yine seçmene rüşvetler, 2023 ilk çeyrek kopyası.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN