Erdoğan'a 'mandacı iktisatçı' yanıtı: TEM ile bizi 1970’li yıllara döndürdünüz

Erdoğan'a 'mandacı iktisatçı' yanıtı: TEM ile bizi 1970’li yıllara döndürdünüz

"Türkiye Ekonomi Modeli"ni eleştiren ekonomisleri "mandacı iktisatçılar" olarak ilan eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt veren ekonomist İbrahim Mustafa Turhan, "Sizin ifadenizle; 'küresel finans baronlarına daha çok kaynak aktarmak için dayatılan eski politikalar' döneminde Türkiye’nin katma değer üretiminin küresel üretim içindeki payı %1,25’e yaklaşmıştı. Üretim dostu(!) TEM ile bizi 1970’li yıllardaki düzeye geri götürdünüz." dedi.

İktidarın ekonomide "Türkiye Ekonomi Modeli"ni devreye koyması bir çok ekonomist tarafından eleştirilmeye devam ediliyor. İktidar ise gelen eleştirileri ya görmezden geliyor ya da kabul etmiyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Ekonomi Modeli"ni eleştiren ekonomistleri "mandacı iktisatçılar" olarak ilan etti.

Erdoğan, eleştirilere karşı 22 Ağustos'taki Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrası "İşimize baktık, ekonomide köklü dönüşümü adım adım hayata geçirdik. Yıllar önce yaptığımız önceliği istihdama ve üretime verme tercihine bugün gelişmiş ülkeler de başta olmak üzere tüm dünyanın başladığını görüyoruz. Mandacı iktisatçılar hâlâ görmezden gelmeye, üstünü örtmeye, yatmaya devam ediyor. Akıl ve vicdan sahibi iktisatçılar programı biraz mahcup ifadeyle olsa da takdir ediyor." ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan'a yanıt ekonomist İbrahim Mustafa Turhan'dan geldi. Turhan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

"Yeni (ya da Türkiye) Ekonomi Modeli adını verdikleri tutarlı da geçerli de olmayan zırvayı eleştirince 'mandacı iktisatçılar' suçlamasına uğruyorsunuz. 'Fanatizm, düşünce tembelliği, çıkar ilişkileri uğruna gerçeklerin üstünü örtme' de cabası. Bir bakalım; neden eleştiriliyor?

1 - Yatırımları artıracağız deyip ülkeyi; -öngörülebilirliği olmayan -kredi riski açısından dünyanın en kötü ekonomileri arasında yer alan -finansmana erişimin neredeyse sadece ahbap-çavuş ilişkilerine bağlı olduğu bir yer yaparsanız eleştirilir. Bu kadar alıngan olmayın.

2 - İsterseniz bir de karşılaştırmalı bakalım. Grafikte; reel yatırımların “mandacı” olmakla suçlanan iktisatçıların, 'kendi eğitimlerine ve donanımlarına göre ülkemize önerdikleri' model dönemindeki ve 'yatırım dostu' olduğunu iddia ettiğiniz TEM zırvası dönemindeki seyri var.

3 - Üretimi artırıp 'Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapma' iddiasına gelince; Halep oradaysa arşın burada: Kişi başına gelir düştü. Toplam üretim geriledi. Yoksulluk arttı. Asgari ücret yoksulluk sınırının altında. Hemen celallenmeyin, bunlar resmi istatistikler.

4 - Sizin ifadenizle; 'küresel finans baronlarına daha çok kaynak aktarmak için dayatılan eski politikalar' döneminde Türkiye’nin katma değer üretiminin küresel üretim içindeki payı %1,25’e yaklaşmıştı. Üretim dostu(!) TEM ile bizi 1970’li yıllardaki düzeye geri götürdünüz.

5 - İhracata gelince… Doğru ihracat arttı. Ama TL’nin değerinde sizin yol açtığınız yakın tarihin en büyük değer kaybına rağmen dış ticaret açığı da iyileşmedi. Önümüzdeki 9 aylık dönemde daha da kötüleşecek. Cari açık da $33 milyar.

6 - TEM’e geçiş öncesi son aydan bugüne kadar çalışma çağındaki nüfus 4 milyon nüfus artmış. Buna karşılık işgücünde 1 milyon 350 bin ve istihdamda 1 milyon 137 bin artış kaydedilmiş. Bu dönemde istihdam oranı ortalama yüzde 44,8.

7 - İşgücüne yeni katılanlar, aynı dönemdeki istihdam oranı kadar işe alınabilseydi çalışanların sayısının 1 milyon 792 bin kişi artması gerekirdi. Gerçek istihdam artışı bunun üçte ikisi bile değil. Ne eğitimde ne istihdamda olmayan 12 milyondan fazla genç işsiz var.

8 - Bu uydurma model; 'Yerli ve Milli' sloganıyla boş hamaset yapıp yerli parayı pula çevirdi. Enflasyonda yerimiz dünyanın en kötüleri arasında. 1990’lı yılların kabusları geri döndü. Onca çaba boşa gitti.

9 - Enflasyonda, TL’nin değerinde bütün toplumun ve hatta gelecek kuşakların üstlendiği muazzam bir maliyet doğurdu. Yoksulluğu artırdı. Devletin piyasaya kuralsız ve keyfi müdahaleleri gündelik, olağan uygulama haline geldi. Sürekli değişen kararlarla öngörülebilirliği yok etti.

10 - 'Ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, nasıl yapacağımızı gayet iyi bildiğimiz' diyorsunuz ya, alâkası bile yok… Ekonomi yönetiminin ne bilgisi ne algısı düzgün. Ne yapacağını bilen yönetim her gün karar değiştirir, bugün yaptığını yarın bozar mı? İşte eleştirilen tablo bu.

Türkiye Ekonomi Modeli, temelsiz ve içeriği belirsiz olmanın yanı sıra akla ve mantığa da uygun değil. İktisat biliminin kanıtlanmış yasalarına ve doğruluğu tecrübe ile sabit, genel kabul gören piyasa uygulamalarına aykırı. Önyargılara, ezberlere, doğmalara dayalı bir inat sadece 'Kendi eğitimlerine ve donanımlarına göre ülkemizde ısrarla belirli iktisat modellerinin uygulanmasını isteyenler' olduğu iddiasına gelince; eğitim kötü bir şey değildir. Varlıkları-olguları nasıl kavramanız gerektiğini, doğru bilgiye ulaşma yöntemini öğretir. Size de öneririm."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN