Bahçeli'den ilginç çıkış: Bugünleri mumla arayacaksınız

Bahçeli'den ilginç çıkış: Bugünleri mumla arayacaksınız

Meclis'te konuşan Bahçeli, ABD'nin Türkiye'ye tavrını eleştirdi, "(Rusya'dan silah almayın) diyorlar. Tamam da ihtiyaç duyduğumuz silahları siz verdiniz mi? Üretiminde ortak olduğumuz ve parasını peşinen ödediğimiz F-35'leri gasp ederken aklınız neredeydi? Neyin peşindeydiniz?" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu. Bahçeli, iftiralarla bezenmiş kara veya gri propaganda ne denli hızlı olsa da günü ve saati geldiğinde hakikatin ağırlığı altında ezilmeye mahkum olduğunu söyledi.

Bahçeli, "Hadiselerin ve hayatın akışına Brüksel'den, Washington'dan, Berlinden, Londra'dan, Paris'ten değil, bizatihi ve sonuna kadar Ankara'dan baktığımızı ve bakacağımızı üstüne basa basa dile getirmek milli vakarımızın gereğidir" dedi.

"BİDEN'IN BELİRSİZLİĞİ SÜRÜYOR"

Bahçeli, Türkiye ile ABD arasında soğuk rüzgarların estiğini bilmeyen, bu soğukluğu hissetmeyenin neredeyse kalmadığını dile getirdi.

"İki ülke arasında kaygan bir zemin oluşturan kalın buzların çözülmesi samimi dileğimizdir" ifadesini kullanan Bahçeli, ABD'nin müttefiklerine ve ortaklarına taahhütlerini yenileyeceğini açıklayan ABD Başkanı Joe Biden'in, Türkiye'yi hangi kategoride değerlendirdiğini merak ettiklerini belirtti. Bahçeli, "Bahsi geçen bu ortaklar arasında PKK/YPG'nin olup olmadığı henüz ve somut biçimde açıklığa kavuşmuş değildir. Biden’in Türkiye’yi nasıl ve hangi seviyede bir müttefik gördüğü de belirsizliğini korumaktadır" diye konuştu.

"UTANMADAN, SIKILMADAN VE YÜZLERİ KIZARMADAN..."

NATO Zirvesi öncesi, Türkiye'yi ilzam eden, haksız sözlerle eleştiren ABD Dışişleri Bakanı'nın peşin hükümlere, husumetle perçinlenmiş heveslere teslim olduğunu söyleyen Bahçeli, bu bakanın "ya cahil ya da küstah" olduğunu ifade etti.

"Türkiye'nin NATO müttefiki gibi davranmadığını" iddia eden ABD'nin hangi örgütlerle fiili ittifak ve dayanışma içinde olduğunu beşeri vicdan ve tarihin günü geldiğinde anlata anlata bitiremeyeceğini dile getiren Bahçeli, "Arkamızdan dolanıyorlar, müttefiklik edebiyatı yapıyorlar. Teröristlerle iş tutuyorlar, stratejik ortaklıktan bahsediyorlar. Türkiye'nin kuyusunu kazıyorlar, sözde Ermeni soykırım yalanına sarılıyorlar, sonra dönüp 'NATO' diyorlar. 15 Temmuz darbecilerini koruyorlar, Pensilvanya’da FETÖ'yü barındırıyorlar, utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan demokrasi ve hukuk alanlarında ahkam kesip bize parmak sallıyorlar" ifadelerini kullandı.

BAHÇELİ'DEN BIDEN'A TEPKİ

Bahçeli, PKK/YPG terör örgütünün geçen hafta Afrin'deki Şifa Hastanesi'ne saldırdığını anımsatarak, hastanede tedavi gören 14 masum sivilin hayatını kaybettiğini, 32 sivilin yaralandığını belirtti. Terör örgütünün bu saldırıyı Grad füzeleriyle ve top atışlarıyla gerçekleştirdiğine dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:

"Aklı sıra dünya demokrasilerini bir araya getirmeyi amaçlayan Biden, bu Grad füzelerinin PKK'nın eline nasıl geçtiğiyle ilgili bir durum tespiti yapmış mıdır? Ya bu ülkenin Dışişleri Bakanı, terör örgütünün top bataryalarına nasıl sahip olduğunu itiraf edecek kırıntı da olsa bir ahlaka, bir izana, bir vicdana sahip midir? ABD menşeli silahlar teröristlerin elinde kurşun atarken, NATO müttefikliği hiç düşünülmüş, hiç hesaba katılmış mıdır? Geçiniz bu bayağı oyunları, bırakınız sonu gelmez oyalamaları. NATO, bugüne kadar Türkiye'nin hangi güvenlik ihtiyacına cevap vermiştir? Sormayalım mı, sorup da cevap aramayalım mı?

01-005.jpg

"BU NATO NEREDEYDİ, NE YAPIYORDU?"

Türkiye, NATO misyonlarına en çok destek olan ilk beş ülke arasındayken, ortak bütçeye en fazla katkı sağlayan ilk sekiz ülkeden de birisidir. İttifakın en büyük ikinci ordusu Türk ordusudur. Türkiye, NATO misyonlarına samimiyetle uymuştur. En son olarak Türkiye'nin kilit bir role sahip olduğu ifade edilen Afganistan bunlardan birisidir. NATO'nun güncel tehditlerine uyum konusunda tereddüt yaşamayan ülkemizle hangi vahim sorunlar karşısında dayanışma içine girilmiştir? 15 Temmuz'da başkentimiz hainler tarafından bombalanırken, bu NATO neredeydi? Ne yapıyordu? Neyin hazırlığı içindeydi?

Bu sorunun da peşine düşmeyelim mi? Failleri deşifre etmeyelim mi? Güney sınırlarımızda terör devleti kurulması hedeflenirken, NATO'da birlikte silah tuttuğumuz ülkelerin sırtımıza namertçe ateş açtığını söylemeyelim mi? Uzaktan bakılınca saf mı görünüyoruz? Elimize vurup ekmeğimizi alacaklarını mı sanıyorlar? Tarihte böylesi gaflete düşenlere kahramanlıkla perçinlenmiş iman dolu kalplerin neler yaptığını, hayatı ve dünyayı nasıl zindana çevirdiğini bilmeyen varsa bilenlere sorsun, yok onlar da bilmiyorsa öğrenmek için sıralarını beklemeye şimdiden koyulsunlar."

"PEKİ DOST DEDİKLERİMİZ NEREDEYDİ?"

Bahçeli, Türkiye'nin kimden silah alıp almayacağının NATO’nun bileceği, tayin edeceği bir konu olamayacağını vurgulayarak "ABD'nin Türkiye'yi savunmasız bırakma konusundaki gizli niyeti zehirli meyvelerini 15 Temmuz gecesi vermedi mi? Az kalsın Türkiye işgal edilmeyecek miydi?" diye konuştu.

"Peki, dost dediklerimiz neredeydi? Hangi senaryoları yazıyorlardı? Türkiye'deki muhalefet cenahını kışkırtıp iktidar havucuyla tutsak alanların neresi dosttur? Nereleri müttefiklik ruhuyla uyuşmaktadır? Ekonomik tetikçilerini üzerimize salıp istikrarsızlık fitilini tutuşturanların nesine güveneceğiz?" sorularını yönelten Bahçeli, "(Rusya'dan silah almayın) diyorlar.

Tamam da ihtiyaç duyduğumuz silahları siz verdiniz mi? Üretiminde ortak olduğumuz ve parasını peşinen ödediğimiz F-35'leri gasp ederken aklınız neredeydi? Neyin peşindeydiniz? ABD’nin Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı'nın hazırladığı tasarıyla, Türkiye'ye teslim edilmeyen F-35'lerin Yunanistan'a verilme teklifi hangi mantığın, hangi maksadın mahsulüdür?" ifadelerini kullandı.

Türkiye'ye karşı uygulanan baskı ve yaptırım politikalarının bu haliyle devamının iki ülke arasındaki ilişkileri çok yönlü zedeleyeceğini söyleyen Bahçeli, aynı ABD'nin, sorun yaşadığı başka ülkelerle müzakere ve diplomasi kanallarını açık tutarak Türkiye'ye çifte standart uyguladığını belirtti.

Bahçeli, "Doğu Akdeniz'deki adımlarımızdan rahatsız oluyorlarmış, varsın olsunlar. Onları rahatsız etmek bize düğün bayramdır. Hatta münhasır ekonomik bölge ilanı etmek için de fazla beklemeye gerek kalmamıştır" diye konuştu.

02.jpg

"BUGÜNÜN BİLE MUMLA ARANACAĞINI ÖNGÖRMEK..."

Türkiye'nin, cumhuriyeti, demokrasiyi birlikte yaşatmaya mecbur olduğunu dile getiren Bahçeli, MHP'nin, adaletin ve meşruiyetin herkese lazım olduğuna yürekten inandığını söyledi. Siyaset yapma ve hükümet etme anlayışlarının pozitif yönde değiştiği yeni bir dönemin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle başladığını belirten Bahçeli, herkesin buna saygı duymakla birlikte bu yeni döneme samimi katkılarda bulunmaya hazır olması gerektiğini kaydetti.

Bahçeli, "Aksi halde gerilim ve çatışmaların sürmesi ve intikam çığlıklarının devamı halinde, demokratik rejimin ve hukuk devletinin geleceğinin kararacağını söylemek, bugünün bile mumla aranacağını öngörmek kehanet olmayacaktır. Türkiye'de siyasal istikrar hakimdir. Hükümet görevinin başındadır. TBMM açık ve çalışmaktadır. Kovid-19'la mücadele başarıyla yönetilmiştir. Ekonomik nitelikli sızlanma ve şikayetler konjonktüreldir ve geçecektir. Su akacak yatağını muhakkak bulacaktır." diye konuştu.

BAHÇELİ CHP'YE TEPKİSİNİ YİNELEDİ

Ne var ki, zillet ittifakının havlu attığını, ava giderken avlandığını, politik iflasa gömüldüğünü, söylem kısırlığı içinde erken seçimden başka hiçbir şey söyleyemeyecek duruma gerilediğini söyleyen Bahçeli, erken seçim kararının hukuken iki yolu bulunduğunu; bunlardan birinin TBMM'nin karar alması, diğerinin Cumhurbaşkanının iradesi olduğunu hatırlattı.

Bahçeli, "TBMM'de yeterli sayısal çoğunluğu olmayan CHP-İP-HDP ve diğerlerinin erken seçim kararını çıkarması mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın da defalarca 'erken seçim yok' dediği belgelidir ve bilinmektedir. O halde, bu erken seçim nasıl olacaktır? CHP, nerelere mesaj vermekte, kimlerin dikkatini çekmeye uğraşmaktadır? Biz 'erken seçim yok' dedikçe, 'olacak' diyenlerin gizli amacı nedir? Bu zorlamanın, bu dayatmanın, bu ısrarın gerçek manası nasıl yorumlanmalıdır?" sorularını yöneltti.

"KÖR KUYULARDA MERDİVENSİZ KALAN KILIÇDAROĞLU..."

"Duvara konuşsak, duvar anlar 'tamam' derdi. Suya yazsak adresine gider, göle yoğurt çalsak çoktan tutardı. Ancak CHP ve yedekleri bir türlü anlamıyor, devamlı mızmızlanarak, devamlı mırıldanarak vakit kaybediyor." diyen Bahçeli, "Zillete düşenlere nasıl anlatalım, nasıl erken seçimin olmayacağını söyleyelim. Düşünüyorum da şahsa mahsus mektup yazsak, el ilanları hazırlayıp dağıtsak, billboardları kullansak, acaba sonuç alabilir miyiz? Ne söylesek nafile, kör kuyularda merdivensiz kalan Kılıçdaroğlu'nun bir kulağından giren öbüründen çıkıp gidiyor. Ya dinlemiyor ya da kafası almıyor." ifadesini kullandı.

Bahçeli, her lafın duyulmaması için kulağın arkası, her şeyin görülmemesi için gözün kapağı, her lafı söylememek için de dilin önünde dudak bulunduğunun bilincinde olduklarını anlattı.

Yunus Emre'nin, "Küçük insanlar dengini, büyük insanlar kendini arar" sözüne işaret eden Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, "kendini aramak için tekraren yollara düşmesini, şansı yaver giderse de bir an önce bulmasını" tavsiye ettiğini söyledi.

03.jpg

"HESAPLAŞMANIN OLACAĞI GÜNÜ SABIRLA BEKLİYORUZ"

"Demokratik hesaplaşmanın olacağı günü sabırla bekliyoruz" Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu şahıs 'hemen seçim' diyor. PKK da seçim istiyor. FETÖ, yarın seçim olsun diye bekliyor. PYD/YPG de koroya katılmış, Kılıçdaroğlu'nun erken seçim talebini destekliyor. Türkiye düşmanları erken seçim safında birleşmiş, şakşakçılık yapıyor, zillete refakat ediyor. İP, HDP, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Demokratik Bölgeler Partisi, TKP, TİP erken seçim hayali görüyor. Bu arada Kılıçdaroğlu, Türkiye'de can ve mal güvenliğinin kalmadığını, vicdanı sızlamadan söyleyebiliyor.

Ülkemizi haksız ve hayasızca jurnalliyor. Demokrasi dışı arayışlara can suyu verip, yeşil ışık yakıyor. CHP-İP-HDP ve diğer ortakları krize oynuyor, hatta sokakları karıştırmak istiyor. Muhalefet, terörü besleyen en önemli faktörün demokrasi eksikliği ve sözde kimlik baskısı olduğunu düşünüyor, bu itibarla sürekli bu konuyu kaşıyarak, kapanmaya yüz tutmuş yaraları yeniden kanatıyor.

"ERKEN SEÇİM TALEBİ BEYHUDE BİR HEVESTİR"

Siyasi hayatımızda serseri mayın gibi sürüklenen ve bu hüviyetiyle temel bir güvenlik riski ve gerginlik odağı haline gelen CHP için çatışmacı siyaset anlayışı, siyasi varlığını sürdürmenin yegane vasıtası olarak görülüyor. Kaostan iktidar devşirmenin peşine düşüyorlar. Ne utanmaları kalmış ne de millet sevgileri. Bir bilgeye sormuşlar; insan nasıl sabreder? Bilge cevap vermiş: Unutursun sabredersin, bu en güzelidir. Kabul edersin sabredersin, bu en doğrusudur. Vazgeçersin sabredersin, bu en zorudur. Bir de Allah’a havale edersin sabredersin, bu en yücesidir. Bunları hem Allah'a hem de milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Demokratik hesaplaşmanın olacağı günü de sabırla bekliyoruz. Cumhur İttifakı, alayının boyunun ölçüsünü sandıkta alacak, zamanında yapılacak seçimin kaç bucak olduğunu gösterecektir.

Erken seçim talebi beyhude bir hevestir. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yani Türk tipi başkanlık modeliyle geleceği yüksek bir irade ve inanmışlıkla kucaklayacaktır. Cumhur İttifakı, her derdin devası, her belanın defedeni, her sorunun çözüm ümididir."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (21)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
21 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN