Bir özgürlük raporunda daha endişelendiren sıra: Türkiye en çok gazetecinin hapse atıldığı ilk 5 ülke arasında

Bir özgürlük raporunda daha endişelendiren sıra: Türkiye en çok gazetecinin hapse atıldığı ilk 5 ülke arasında

Gazetecileri Koruma Komitesi, 2022'de hapse atılan gazeteci sayısının yeni bir rekor kırdığını belirttiği raporunda bu yıl gazetecileri en fazla hapse atan ilk beş ülkeyi İran, Çin, Myanmar, Türkiye ve Belarus olarak sıraladı. Rapora göre Türkiye'de hapse atılan gazetecilerin sayısı 2021'de 18'ken 2022'de bu sayı 40'a çıktı. Raporda ayrıca Dezenformasyon yasasına da dikkat çeken CPJ "Seçimler öncesinde basın özgürlüğüne karşı yeni bir saldırıya işaret ediyor olmasından endişe ediliyor" dedi.

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 2022'de hapse atılan gazeteci sayısının yeni bir rekor kırdığını bildirdi. Bu yıl gazetecileri en fazla hapse atan ilk beş ülke İran, Çin, Myanmar, Türkiye ve Belarus olarak sıralandı. CPJ'e göre 1 Aralık 2022 itibariyle 363 gazeteci hapse atıldı. Bu rakam geçen yılın rekorunun yüzde 20 üzerinde.

Rapora göre Türkiye'de hapse atılan gazetecilerin sayısı 2021'de 18'ken 2022'de bu sayı 40'a çıktı. Raporda "Bu yıl 2016'daki darbe girişiminin ardından olduğundan daha az gazeteci hapse atılmış olsa da Türkiye'de bağımsız medya, hükümet kapatmaları, devralmalar ve çok sayıda gazetecinin sürgüne veya meslekten atılmaya zorlanması nedeniyle büyük ölçüde zarar gördü" denildi.

CPJ, dezenformasyon yayanların hapis ile cezalandırılmasının öngörüldüğü tartışmalı bir basın yasasının mecliste onaylandığı da düşünüldüğünde tutuklamaların gelecek yılki seçimler öncesinde basın özgürlüğüne karşı yeni bir saldırıya işaret ediyor olmasından endişe edildiğini belirtti.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARINA DİKKAT ÇEKİLDİ

Azınlık gruplara mensup gazetecilerin uğradığı baskılara da değinilen raporda, Türkiye'de Mezapotamya Haber Ajansı, tamamı kadın çalışanlardan oluşan JINNEWS ve Avrupa'daki Kürt basın kuruluşlarına içerik üreten prodüksiyon şirketlerinden 25 Kürt gazetecinin tutuklandığı kaydedildi.

Raporda Anayasa Mahkemesi'nin, yeniden yargılanmasına karar verdiği, müebbet hapis cezasının 20 yılını dolduran Hatice Duman'ın İstanbul'daki mahkemeye, cezaevi yetkililerinin duruşmadan birkaç hafta önce yasal belgelerine ve notlarına el koyduğunu ve bu nedenle savunma hazırlama hakkının ihlal ettiğini anlattığı kaydedildi. Duman'ın daha önce CPJ'ye verdiği bir röportajda masa, kitap, günlük ve hatta boş kağıt parçaları gibi kişisel eşyalarının da koğuş baskınında elinden alındığını söylediği hatırlatıldı.

KULLANILMADIĞI KULLANILABİLECEĞİ, GER ÇEĞİNİ DEĞİŞTİRMİYOR

CPJ Türkiye Direktörü Özgür Öğret raporu, VOA Türkçe'ye değerlendirdi. Öğret, hazırlanan raporunun 1 Aralık 2022 tarihi itibariyle Türkiye’deki basın özgürlüğü hakkında çekilmiş bir fotoğraf olduğunu söyledi. Raporda 18 Ekim’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren "dezenformasyon yasası" ile ilgili değerlendirme de dikkat çekiliyor.

CPJ Türkiye Temsilcisi bu düzenlemeyle ilgili, "Dezenformasyon yasası henüz işletilmiş değil. Dezenformasyon yasasına gelene kadar gazeteciler aleyhine kullanabilecek başka endişelere denk düşen uygun yasalar vardı. Mesela halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçu uygulanabilirdi. Yasa ilk çıktığında gazeteciler ağzını açamayacak kaygısı vardı, bugün itibariyle sürecin böyle gelişmediğini söylemek mümkün. Ancak şu ana dek bu amaçlı kullanılmaması bütün toplum aleyhine kullanılabilecek bir araç olarak durduğu gerçeğini değiştirmiyor. Her an kullanılmaya hazır olarak duruyor" diye konuştu.

'TÜRKİYE OTORİTERLİĞE DOĞRU KAYIYOR'

Eski başkanlardan Bill Clinton, George W. Bush ve Barack Obama döneminde ABD Dışişleri Bakanlığı’nda kıdemli danışman olarak görev yapan Profesör David Phillips, giderek otoriterliğe kayan Türkiye’de, basın ve ifade özgürlüklerinin "acı çektiğini" söyledi.

VOA Türkçe'ye, Türkiye’deki basın özgürlüğüyle ilgili görüşlerini aktaran Phillips, Türkiye'de İran dışındaki tüm ülkelerden daha fazla gazetecinin hapsedildiğini öne sürdü. Phillips, Türkiye’de basın özgürlüğünün hükümet tarafından ele geçirildiği ve bu yolla diğer medya kuruluşlarının basın özgürlüklerinin engellendiğini ifade etti.

Halen Columbia Üniversitesi Barış ve İnsan Hakları Bölüm Başkanı olan Phillips, RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun uygulamalarına vurgu yaparak, “Türkiye’de medyayı düzenleyici kurumlar bağımsızlıktan yoksundur” ifadesini kullandı.

Phillips, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildikten sonra yürürlüğe giren yeni sosyal medya ve dezenformasyon yasasını da "Türkiye’de, ifade özgürlüğünü kısıtlamak için tasarlanmış bir yasa" olarak değerlendirdi.

11 ULUSLARARASI BASIN KURULUŞU TÜRKİYE'DE İNCELEME YAPTI

Türkiye'de ifade özgürlüklerinin yürürlükte olan birçok farklı yasayla kısıtlandığını belirten Phillips, "Türklüğü aşağılamayı veya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirmeyi suç sayan Ceza Kanunu'nun 301. Maddesi ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 8. Maddesi nedeniyle ifade özgürlükleri acımasız kısıtlamalara maruz kalıyor" dedi.

Phillips, 11 uluslararası basın özgürlüğü, gazetecilik ve insan hakları grubundan oluşan bir grubun, geçtiğimiz hafta Türkiye’ye yaptıkları dört günlük ziyaretin ardından özgürlükler konusunda çeşitli uyarılarda bulunduğunu kaydetti.

Phillips “Bu kuruluşlar Türkiye ziyaretleri sonrasında gazetecilere yönelik devam eden tutuklama ve soruşturmaların yanı sıra gazetecilerin güvenliği ile yargı bağımsızlığına ilişkin endişeleri de dile getirdiler” diye konuştu.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN