Yargıtay'dan gelen yeni bir içtihat, aile hukuku alanında önemli bir gündem maddesi oluşturdu.
Avukat Selahattin Par'ın aktardığına göre, yüksek mahkeme tarafından verilen karar, evlilik birliğinin temelini sarsan davranışlara yeni bir boyut kazandırdı.
Artık eşlerden birinin kayınvalidesinin telefon aramalarına yanıt vermemesi, boşanma davasında haklı bir gerekçe olarak kabul ediliyor.
Bu durumun, aynı zamanda maddi ve manevi tazminat taleplerine de zemin hazırlayabileceği vurgulanıyor.
Yargıtay'ın kararı, internette paylaştığınız her şeyi yeniden düşünmenize neden olacak!
EVLİLİĞİN DEVAMI İÇİN KRİTİK ÖNEME SAHİP
Av. Selahattin Par, evlilik içinde eşlerin birbirlerinin aileleriyle olan ilişkilerinin önemine dikkat çekiyor.
Yargıtay'ın bu kararı, sadece bir telefon görüşmesinden öte, aile içi iletişimde ve saygı bağlamında yaşanabilecek kopuklukları cezalandırıcı bir nitelik taşıyor.
Bu içtihat, eşlerin birbirlerinin yakınlarıyla kurdukları bağa gösterdikleri özenin, evliliğin devamı için kritik olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Mahkeme, kayınvalideye saygı ve iletişim kurmanın evliliğin sağlam temellerinden biri olduğuna işaret ediyor.
Yargıtay, 'Benim onayım olmadan iş yapılmaz' diyenleri haklı buldu!
SAYGI VE SEVGİYİ TEŞVİK EDECEK
Söz konusu karar, evlilikte sadece eşler arasındaki sorunların değil, aynı zamanda aile büyüklerine karşı sergilenen tutumların da boşanma sebebi olabileceğini gösteriyor.
Kayınvalidesinin telefonlarına kasten cevap vermeyen bir eş, evlilik birliğini zedeleyici bir davranış sergilemiş sayılıyor.
Av. Selahattin Par, bu kararın, eşleri birbirlerinin ailelerine karşı daha saygılı ve ilgili olmaya teşvik edeceğini belirtiyor.
YARGITAY'IN GEREKÇESİ: GÜVEN SARSICI DAVRANIŞ
Hukuk çevreleri, Yargıtay'ın bu kararı 'güven sarsıcı davranış' kapsamında değerlendirdiğini belirtiyor.
Evlilikte sadakat, sevgi ve saygı kadar, eşlerin ailelerine gösterilen ilgi ve saygının da önemli olduğu vurgulanıyor.
Telefonun açılmaması gibi basit görünen bir eylem, Yargıtay'a göre eşin ailesine karşı takındığı olumsuz tavrı ve evliliğin temelindeki güveni sarsan bir hareketi temsil ediyor.
Bu içtihat, aile hukuku davalarında yeni emsaller oluşturarak, gelecekteki kararları da etkileyebilir.


