DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Karal, Türkiye’de son dönemde etkili olan zirai don olaylarına ilişkin Meclis’te yaptığı konuşmada, doğayla kurulan dengenin bozulduğunu ve yönetimlerin bu süreçte yeterince önlem almadığını savundu. Karal, afetlere karşı üreticiyi koruyan bütüncül bir tarım politikası çağrısında bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülen zirai don olayına ilişkin Meclis Araştırma Önergeleri sırasında söz aldı. Karal, Türkiye’nin birçok bölgesinde meydana gelen don olaylarının tarımsal üretimi derinden etkilediğini belirterek, çiftçilerin yalnız bırakılmaması gerektiğini ifade etti.
“DOĞANIN DENGESİ BOZULDU, YÖNETİMLERİN İHMALİ FELAKETİ DERİNLEŞTİRİYOR”
Konuşmasında çevresel tahribatlara dikkat çeken Karal, doğanın düzenine müdahale edilmesinin sonuçlarının ağır olduğuna işaret etti. İnsan eliyle bozulan ekolojik dengenin doğal afetleri artırdığını savunan Karal, şu ifadeleri kullandı:
“İnsanoğlu, kendisine emanet edilen bu dünya cennetini cehenneme çevirdi. Tabiatın fıtratına müdahale edildi. Üstelik bu durum karşısında yöneticilerin sessiz kalması, duyarsızlığı ve kimi zaman teşvik edici yaklaşımları da felaketleri kaçınılmaz hale getirdi. Tüm bu yaşananlar karşısında yalnızca kadercilikle yetinmek, tedbiri ve sorumluluğu göz ardı etmektir.”
“TARIM SADECE BUGÜNÜN DEĞİL, GELECEĞİN TEMİNATIDIR”
Karal, tarım politikalarının kısa vadeli değil, uzun vadeli stratejilerle şekillendirilmesi gerektiğini vurguladı. Tarımda öncelikli hedeflerinin gıda güvenliğini sağlamak olduğunu ifade eden Karal, “Bizim siyasi vizyonumuz; üretim maliyetlerini azaltan, çiftçiyi destekleyen ve ülkemizin gıdada tam bağımsızlığını sağlayan bir yapıdır” dedi.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: ERTELEME, YENİDEN YAPILANDIRMA, ERKEN UYARI SİSTEMİ
Zirai don olaylarından zarar gören çiftçilere yönelik somut çözüm önerilerini de paylaşan Karal, şu maddelere dikkat çekti:
Zarar tespit süreçleri hızlı ve şeffaf yürütülmeli. Bölgesel tarım müdürlüklerinin teknik kapasitesi artırılmalı.
TARSİM yeniden yapılandırılmalı. Prim destekleri yükseltilmeli, don gibi tüm iklim temelli riskler kapsam altına alınmalı. Tazminatlar en geç 30 gün içinde ödenmeli.
Zarar gören üreticilerin borçları faizsiz ertelenmeli, gerekirse silinmeli. Üreticilere sıfır faizli kredi desteği sağlanmalı.
Bölgesel risk haritaları oluşturulmalı, mobil erken uyarı sistemleri yaygınlaştırılmalı.
İklim değişikliğine uyumlu tarım politikaları uygulanmalı. Yerli ve dona dayanıklı ürün çeşitlerinin geliştirilmesi teşvik edilmeli.
Stratejik ürünlerde müdahale alımları ve stok kontrol mekanizmaları devreye sokulmalı.
