KARAR TV’de konuşan İYİ Parti lideri Akşener “Mevcut sistemi değiştirmek için yola çıktık. Ben de net bir şekilde Cumhurbaşkanı değil başbakan adayıyım” vurgusu yaptı. Altı partinin parlamenter sistem masası çalışırken ortak adayın altını çizdi: Muhalif seçmenin isimler üzerinden taraftarlaştırılması yanlış. Bu nedenle tek ve ortak adayla gidilmesini öneriyorum.
Ekrem İmamoğlu da Mansur Yavaş da Millet İttifakı’nın belediye başkanları. Kılıçdaroğlu iki arkadaştan birini aday gösterdiği hâlde biz hayır demeyiz.
BAŞKAN YARDIMCISI BAŞBAKAN GİBİ ÇALIŞABİLİR
Parlamenter sisteme hızlı bir şekilde geçilecek. Sistemde bir Cumhurbaşkanı olacak. Bir başkan yardımcısı olabilir, o da başbakan gibi çalışabilir.
150 YILDIR İZLENEN AKILCI DIŞ POLİTİKA TERK EDİLDİ
(Büyükelçi krizi) 150 yıldır izlenen akılcı yol bırakıldı. Erdoğan ülkenin şahsi malı olduğuna inanıyor. Gerçeklikten uzak, bipolar bir politika anlayış var.
2.5 MİLYAR DOLARLIK S-400’LE PUTİN’E HARAÇ ÖDEDİK
S-400’leri dekoratif malzeme olarak aldık. Muhtemelen Putin’e haraç ödedik. Hangi müzede sergileneceğine Erdoğan karar verecek.
EKONOMİ İÇİN ÖNCE KURUMLARI DÜZELTECEKSİNİZ
Demokrasi ve hukuk güveni sağlar. Güven de ekonominin patronudur. Ekonomiyi sonsuz yetkilerle düzeltemezsiniz. Önce kurumlarınızı düzelteceksiniz.
KARAR TV’de Taha Akyol ve Elif Çakır’ın sorularını yanıtlayan Akşener “Biz makulün partisiyiz” dedi.
Kılıçdaroğlu ikisinden birini gösterirse ‘Hayır’ demeyiz
Hedeflerinin mevcut sistemi değiştirmek olduğunu vurgulayan Akşener, aday olmayacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın Başbakanlık görevi yapabileceğine yönelik öneride bulundu. 10 büyükelçi krizi konusunda muhalefetin bilgilendirilmediğini ifade eden İYİ Parti lideri “Akıldan, gerçeklikten uzak, kişisel, bipolar bir dış politika anlayışı var. Hem iç hem de dışta ciddi bir devlet krizi var” dedi. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu işaret edip “Kılıçdaroğlu iki arkadaştan birini aday gösterirse hayır demeyiz” ifadesini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener KARAR TV’de Taha Akyol ve Elif Çakır’ın sorularını yanıtladı. Gündemi değerlendiren Akşener, Türkiye’nin dış politikasından, Cumhurbaşkanlığı seçime kadar önemli konularda görüşlerini paylaştı. Yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın fiilen Başbakanlık yapabileceğini’ söyledi.
BİPOLAR BİR DIŞ POLİTİKA ANLAYIŞI VAR:
İYİ Parti lideri ‘Türkiye’de dış politikanın 150 yıldır akılcı bir şekilde ilerlediğini ancak şimdi akıldan uzak, şahsi anlayışlarla karşı karşıya kalındığını’ söyledi.
“Türkiye’de ciddi bir devlet krizi olduğuna inanıyorum” diyen Akşener “Türkiye’de görev yapan bir büyükelçinin, Türkiye’nin iç işlerine karışır gibi eylemlerden uzak durması gerekir. Osman Kavala gibi üzerinden yürüyen bir tartışma oldu. AİHM’nin kararlarına uyacağınıza dair bir imza atmışsınız. Erdoğan dedi ki “Dışişleri Bakanlığı’na talimat verdim istenmeyen insan ilan edeceğiz” dedi. Bu arada bizim muhalefet olarak hiçbir şeyden haberimiz yok. ABD Büyükelçiliği’nin başlattığı arkasından diğer büyükelçilerin de katıldığı 41. maddeye vurgu süreci başladı. Kendi üzerimden bir örnek vereyim. Ekim 2016’dan bu yana hakkımda bir mahkeme var. Benim ifadem alınmadı. Kendilerine göre kafamın üzerinde bir kılıç sallıyorlar. 6 senedir bir soruşturma devam eder mi? Hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına bu sığar mı? Dış politikada bir ciddiyet olur. Akıldan uzak, gerçeklikten uzak, şahsi, kişisel, bipolar bir dış politika anlayışı var. Hem iç hem de ciddi bir devlet krizi olduğuna inanıyorum.
MERTLİĞE VE ADALETE İHTİYAÇ VAR:
Akşener, partisinin 4. yılı kutlamalarındaki yaptığı konuşmada Hz. Ömer söylemi ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Hz. Ömer adaletti temsil eder, Hz. Ali mertliği temsil eder, dolayısyla Türkiye’de iki şey çok eksik biri mertlik ve cesaret diğeri de adalet ben Hz. Ali’yi de her konuşmamda anarım bugün ikisine de (mertlik- adalet) ihtiyacımız var. Ömer adaletin temsilcisidir, hem kendimize hem yönetenlere hatırlatmak amaçlıydı” diye konuştu.
ADAYIMIZ YENİ TAYYİP ERDOĞAN OLMAYACAK:
Meral Akşener, gündemden düşmeyen Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili olarak, aday olmayacağı yönündeki açıklamaları da hatırlatılınca “Ben cumhurbaşkanı adayı değilim, başbakan adayıyım” dedi. “Biz Cumhurbaşkanlığı sisteminin, bu ucube sistemi değiştirmek için yola çıktık” diyen Akşener “Ben Tayyip Bey’in şahsına bir düşmanlık beslemiyorum” diye ekledi. Akşener “Kesinlikle cumhurbaşkanlığına dair bir çalışma yapmadım yapmayacağım. Bizim adayımız 13. Cumhurbaşkanı olacak ama yeni bir Tayyip Erdoğan olmayacak. Seçilecek yeni Cumhurbaşkanının Yardımcısı fiilen Başbakanlık yapabilecek” bilgisini paylaştı.
YAVAŞ ADAYLIĞINDA GAYRETİMİZ VAR:
Cumhurbaşkanı adayı belirlenirken İYİ Parti’nin hassasiyetleri dikkate alınır mı sorusunu ise Akşener “Belediye seçimlerinden daha fazla burada dikkate alınır” diyerek cevapladı.
Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tan birinin cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi durumunda bu isimlerin adaylıklarına karşı çıkmayacaklarını bildirdi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerimde aday olma konusunda ismi geçen iki başkan ile ilgili olarak Akşener “Ekrem İmamoğlu da Mansur Yavaş da Millet İttifakı’nın belediye başkanları. İki ismin de seçilmesi için gayret gösterdim. Sayın Kılıçdaroğlu iki arkadaştan birini aday gösterdiği halde biz ‘hayır’ demeyiz. 63 ilin ilçelerinde insanlarla görüşüyorum. Muhalif seçmeni iki arkadaşımız üzerinden taraftarlaştırmaya döndü bu iş. Bunu yanlış buluyorum. Taraftarlaşan insanlar ‘o insanların arkasında yürüyecek mi yürümeyecek mi?’ diye bir endişem var. Tek ve ortak adayla gidilmesini de öneriyorum. Sayın Kılıçdaroğlu döner de iki arkadaştan birini aday gösterirse hayır demeyiz.” diye konuştu. Aklın, gerçekliğin önde olmasını gerektiği düşündüğünü CHP’ye yönelik ön yargıları düzeltmek için Kılıçdaroğlu’nun çok gayret gösterdiğini de söyledi.
EN ÖNEMLİ SORUN EKONOMİK KRİZ:
“Öncelikli sorun ekonomik kriz mi Başkanlık sistemi mi?” şeklindeki soruyu İYİ Parti Genel Başkanı “Elbette en önemli sorun ekonomik kriz” diye yanıtlarken ‘hukukla, adaletle, korkusuz, tarafsız yargı ile sorunların çözüleceği’ değerlendirmesinde bulundu. İktidarı israf ve likayatsizlik konusunda eleştirdi: “27 yıllık siyasi hayatımda böylesini görmedim.” Yolsuzluk vurgusu yaparken “Bugün çökülmedik kurum yok, yolsuzluk yapılmaya müsait neresi varsa oraya çöküyorlar, vakıflar kirlendi, neler kirlendi...” dedi.
EKONOMİNİN PATRONU GÜVENDİR:
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, adalet güveni sağlar. Güven de ekonominin patronudur. Yerli yatırımcı için de yabancı yatırımcı için de bu lazım. Dakikada bir kafanıza göre vergi sistemi değiştirirseniz yatırım yapamazsınız. Ekonominin bu derece dibe vurmasının sebebi bu ucube sistem. Türkiye’de israf, yolsuzluk, rüşvet, kayırmaca ve liyakatsizliğin getirdiği bir durum var. Kurumların çöktüğü bir durum var. Kurumları biz dışlayıcı kurumlar hâline döndürdük. Ekonomiyi sonsuz yetkilerle düzeltemezsiniz. Önce kurumlarınızı düzelteceksiniz. Bunların tamamını hukukla, adaletle, demokrasiyle yapacaksınız. Siz aklı başında insansınız. Bu yetkilerle sizi oraya oturtalım. Siz bile kafayı yersiniz. Biz aynı manyaklığı yapamayız.
BİZ MAKULÜN PARTİSİYİZ
Ülkenin adalete ihtiyacı olduğunu sıkça dile getiren Akşener, Hz. Ömer söylemlerinin islami bir gönderme olmadığını hem dindarlara hem sekülerlere adalet vurgusu yaptığını belirtti.
Taha Akyol’un İYİ Parti’nin 4. yıl konuşmasındaki ismi anılan liderler ile ilgili sorduğu ‘Adnan Menderes’in isminin olmamasını konusuna da cevap veren Akşener “Menderes, Bayar ve İnönü bir devrin insanları o insanlara oy veren kimse kalmaması sebebiyle o gelenekleri temsil eden insanları söyledim. Böyle bir itirazla karşılaşacağımı düşünmemiştim olabilirdi ama Menderes’i koyunca Bayar’ı da, İnönü’yü de koymam gerekiyordu ben oy vereni kalmadığı için yeni dönem versiyonu olan isimleri söyledim” diyerek cevap verdi.
Merkez Partisi misiniz? sorusunu ise İYİ Parti lideri “Makulün partisiyiz” diyerek yanıtladı ve ekledi: İYİ Parti, CHP’nin seçmenine odaklı değil. Cumhur İttifakı’ndan kopan bir seçmen kitlesi var. Bu seçmen kitlesine biz yöneldik. Bu seçmenin bizi tercih etmesini sağlamaya çalışıyoruz.
PUTİN’İN EMRİNE GİRDİK GİBİ GÖRÜLÜYOR
S400’leri dekoratif bir malzeme olarak aldık. 2,5 milyar dolar ödedik. Muhtemelen Putin’e haraç ödedik. Hangi müzede sergileyeceğimize Erdoğan karar verecek. F-35’lerin üretiminde biz vardık. Sonuç itibariyle oradan çıktık. 13,5 milyar dolarlık bir zarara sebep oldu. Batıyla olan ilişkilerimizde şüphe oldu. Putin’in emrine girdik gibi görülüyor. 1 akılcı, aklın merkezde olduğu bir dış politika bakış açımız var. 2 devlet ciddiyetinin ön planda olduğu bir bakış açısı ayrıca Avrupa Birliği’ne üyelik üzerinden bir bakış açımız var bizim. Pek çok sistemde de Batı’nın ortağıyız biz. Erdoğan, ülkenin şahsi malı olduğuna inanıyor. Bu vahim. Benim itibarımın, Türkiye’nin itibarının üzerinde olmadığı bir bakış açımız var.
