Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) deprem tehlike haritaları arasındaki dikkat çekici bir farklılığa işaret ederek önemli bir uyarıda bulundu. Bektaş, AFAD'ın 2018'de yayınlanan resmi Türkiye Deprem Tehlike Haritası ile daha güncel olan İllerin Deprem Tehlikesi Haritası arasında "Karadeniz Fayı" konusunda ciddi bir çelişki olduğunu iddia etti.
SOSYAL MEDYADAN HARİTALARLA UYARDI
Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda Prof. Dr. Bektaş, AFAD'ın 2018 yılında Resmi Gazete'de yayımlanan ve halen yürürlükte olan Türkiye Deprem Tehlike Haritası'nda, Karadeniz sahili boyunca uzanan ve potansiyel bir tehdit oluşturan "Karadeniz Fayı"nın bir deprem kaynağı olarak gösterildiğini belirtti. Bektaş'ın paylaştığı haritada bu durum "KARADENİZ FAYI VAR" ifadesiyle vurgulanıyor.
Ancak Bektaş, AFAD'ın daha sonra (görselde 2025 olarak belirtilen) il bazlı deprem tehlikesini gösteren haritasında ise aynı fay hattının yer almadığına dikkat çekti. Bu haritada ise "KARADENİZ FAYI YOK" notu bulunuyor.
"SAHİLDEN SADECE 10 KM AÇIKTA!"
Prof. Dr. Bektaş, bu durumun ciddi bir çelişki olduğunu savunarak şu ifadeleri kullandı: "Oysa, Tüm Karadeniz sahilini tehdit eden Karadeniz Fayı sahilden en fazla 10 km açıktan geçmekte, İstanbul'dan Batum'a sahile paralel uzanmaktadır. İllerin Deprem Tehlikesi faylardan uzaklığa bağlı olduğundan Yeni haritada AFAD çelişkiye düşmüştür."
"DENİZDEKİ AKTİF FAYLAR YOK SAYILIYOR" İDDİASI
Bektaş, AFAD'ın il bazlı deprem tehlikesini aktif faylara olan uzaklığa göre belirlediğini ancak bu yeni değerlendirmede sahilleri tehdit eden denizdeki aktif fayların (Karadeniz Fayı gibi) dikkate alınmadığını öne sürdü. Bu durumun, özellikle Karadeniz sahilindeki illerin deprem tehlikesinin tam olarak gerçeği yansıtmamasına neden olabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Osman Bektaş'ın bu uyarısı, farklı resmi haritalar arasındaki tutarlılık ve özellikle deniz içindeki fay hatlarının kıyı bölgeleri için oluşturduğu riskin doğru bir şekilde değerlendirilip değerlendirilmediği konusunda önemli soru işaretleri doğurdu. Konuyla ilgili AFAD'dan bir açıklama gelip gelmeyeceği merakla bekleniyor.


