Mehmet Ocaktan: Bugünkü tecrübeler empati kültürünü geliştirmeli

Mehmet Ocaktan: Bugünkü tecrübeler empati kültürünü geliştirmeli

Yerel basının sorunları ve çözüm yollarının görüşüldüğü ‘Anadolu Buluşması - Marmaris Yerel Medya Çalıştayı’ başladı. Çalıştayda, yazarlarımızdan Mehmet Ocaktan'ın 'empati' vurgusu dikkat çekti. Ocaktan, "Umarım bugün yaşanan tecrübeler bir empati kültürünün gelişmesine de önemli bir katkı sağlar" dedi.

Marmaris Belediyesi’nin basın meslek örgütlerinin katkılarıyla düzenlediği ‘Anadolu Buluşması – Marmaris Yerel Medya Çalıştayı bugün başladı. Türkiye’nin 60 şehrinden 300’e yakın gazeteciyi bir araya getiren çalıştayda, basının yaşadığı sorunlar ve çözüm yolları konuşuluyor. Çalıştayın sabah oturumunda, açılış konuşmalarının ardından yerel medyanın sorunları ve çözüm önerileri tartışıldı.

Çalıştayın açılış konuşmasını Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay yaptı. Marmaris’in iki senedir pandemi bu yaz da yangınlar nedeniyle zor zamanlar geçirdiğini söyleyen Belediye Başkanı Oktay, “Ben bu süreçte Marmaris’te bulunan gazeteci arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Marmarisimizin sesini duyurmak, yangının vahametini gözler önüne serebilmek için gece gündüz demeden bizlerle birlikte canla başla çalıştılar. Kendilerine teşekkür ediyorum” diyerek açılışı yaptı.

etkinlik1jpg.jpg

'GAZETECİLİK ADINA GURURLA ANLATACAĞIMIZ BİR HİKAYE YAZIYORUZ'

Çalıştayda söz alan, yazarlarımızdan Mehmet Ocaktan, konuşmasında günümüz medyasının dinamiklerini değerlendirdi ve güncel sorunlara çözüm önerileri sundu. Ocaktan şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen alaturka sistemde siyaset de, medya da büyük yara aldı, dahası bütün Türkiye çok şey kaybetti. Ama şunu da açıkça ifade etmek gerekiyor ki muhalif duruşları yüzünden, daha doğrusu gazetecilik yapmayı önceleyen medya kuruluşları büyük baskılara maruz kaldılar, ekonomik olarak da adeta mucizelerle ayakta kalmaya çalışıyorlar. (Bu çerçevede ifade etmeliyim ki Karar gazetesi olarak inanılmaz baskılara maruz kalıyoruz.) Bütün bunlara rağmen, gazetecilik adına hepimiz, gururla anlatacağımız bir hikaye yazıyoruz.

'İKTİDARIN KONTROLÜNDEKİ MEDYANIN TOPLUMDA BİR KARŞILIĞI YOK'

Şu anda konvansiyonel medyanın yüzde 90’ı doğrudan iktidarın kontrolünde ve birlikte çalışıyorlar. Ama hiçbirinin toplumda bir karşılığı yok. Bir dönem amiral gemisi olarak anılan televizyonlar ve gazeteler, hem habercilik hem de ekonomik değer olarak çöp olmuş durumdalar. Ve bugün itibariyle Türkiye gündemini sayıca az olan bu gazeteler ve televizyonlar oluşturuyorlar. Şundan eminim ki Türkiye’nin demokratik değişimi adına, zor zamanda konuşan ve yazanlar her zaman gurur duyacakları bir iş yapıyorlar.

'UMARIM BUGÜN YAŞANAN TECRÜBELER, EMPATİ KÜLTÜRÜNÜ GELİŞTİRİR'

Evet, şu anda Türkiye çok önemli bir değişimin arefesinde bulunuyor. İnanıyorum ki içinde bulunduğumuz bu sistem hem siyasi hayatımıza, hem de medyamıza çok önemli tecrübeler kazandırıyor. Türkiye’ye ağır bedeller ödeten “Türk tipi” rejimden kurtulduğumuzda, yeni parlamenter sistemde tıpkı Batı demokrasilerinde olduğu gibi bizde de koalisyon kültürü anlamında değerli kazanımlar elde edeceğiz. Zira muhalefeti oluşturan demokrasi ittifakı, bugün Türkiye’nin temel sorunlarını birlikte oturup konuşuyorlar, tartışıyorlar ve çözüm adımları atıyorlar. İşte bu tecrübe, yeni oluşacak parlamenter sistemde demokratik yönetim zihniyeti açısından çok önemli bir model olacaktır. Ancak hemen hatırlatmakta yarar var; umarım bugün yaşanan tecrübeler bir empati kültürünün gelişmesine de önemli bir katkı sağlar.

'DEMOKRATİK BİR ÜLKE İSTİYORSAK, BİRLİKTE YAŞAMA KONUSUNDA İRADELİ OLMALIYIZ'

Unutmayalım ki Türkiye’de, AK Parti iktidarı öncesinde de özellikle dindar kesimler açısından ciddi sıkıntılar yaşandı. Hala hafızalarda izleri olan o dönemleri yok sayamayız. Önemli olan hem geçmişteki olumsuz hatıraları, hem de AK Parti iktidarının tahribatlarını unutmadan, sağlıklı bir empati yaparak yeni dönemde uzlaşı kültürünün hakim olduğu bir toplumsal iklimi oluşturabilmektir. Bunun da yolu, ideolojik mahallelerimizin duvarlarını yıkarak bu ülkede birlikte yaşama konusunda hem medya, hem de siyaset olarak güçlü bir irade ortaya koyabilmektir. Eğer gerçekten demokratik bir Türkiye arzu ediyorsak bu iradeyi göstermek zorundayız. Unutmayalım ki demokrasi öncelikle bir tahammül rejimidir. Eğer yeniden kendi mahallelerimize dönüp birbirimize ateş etmeye devam edeceksek, bilelim ki adı ister parlamenter, isterse başkanlık olsun birlikte yaşayabileceğimiz bir Türkiye iklimi oluşturmak asla mümkün olmayacaktır.

Ayrıca bu gelenek devam ettiği sürece ‘rövanşizm’ hastalığından da kurtulamayacağız demektir.
Maalesef bizim siyasi tarihimiz anlayışıyla malul durumdadır. Çok partili hayata geçtiğimiz yıllardaki rövanşizm hastalığını unutmayalım. Bilindiği gibi o yıllarda CHP-DP arasında yaşanan bu hastalık yıllarca Türk siyasetini esir almıştır. Ne yazık ki halen de bu duygudan kurtulabilmiş değiliz."

Çalıştayda ayrıca CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, CHP İzmir Milletvekili Atila Serter, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi de söz aldı.

kilicdar.jpg

Öte yandan çalıştayın son gününde gazeteciler ile bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, basının önemine dikkat çekerek “Bizim doğru habere ihtiyacımız var. Hatalarımızı ve yanlışlarımızı bize, siz gazeteciler söyleyecek. Anayasada dördüncü güç medya olmalı” dedi.
Politikacıların en çok eleştiriye ihtiyaç duyan kişiler olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Politikacılar bazen kendilerini göremeyebilirler. Herhangi bir sosyal sorunu önce televizyon, gazete ve sosyal medyadan öğrenirler. Gazeteciler, bizlere haberleri ileten kişilerdir. Bize hatalarımızı bağımsız olarak bildirecek bir medya olursa hatalarımızı düzeltebiliriz. Eğer bir iktidar medyayı sürekli kendisini öven bir hale getirirse hatalarını göremez”
diye konuştu.

"Haber yapan gazeteci tutuklanmaz, yargılanır ama tutuklama kararı kaldırılmalı" diyen Kılıçdaroğlu, "Gazetecilik mesleğinin önemini en çok gazeteci değerlendirir. Basın kartı siyasi bir güç tarafından değil, gazeteciler tarafından verilmesi gerekir. Haberin arkasında durmak doğru bir tutumdur, yapılan haberler üç gün sonra unutuluyor. İktidar sahiplerinin alkışa değil eleştiriye ihtiyacı var. Gazeteci objektif olmayı yitirdiği zaman saygınlık yara almaya başlar ve bunda hepimizin sorumluluğu var" ifadelerini kullandı.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN