Ünlü deprem bilimci Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Fayı'nın farklı davranışlarına ve bölgesel risk farklılıklarına dikkat çekti. Kabuk çok inceldi...
Türkiye'nin önde gelen deprem bilimcilerinden Prof. Dr. Osman Bektaş, beklenen Marmara depremine ilişkin sosyal medya hesabından önemli bir değerlendirme paylaştı. Yeni uluslararası çalışmaların kendi görüşlerini desteklediğini belirten Bektaş, Marmara Denizi altındaki fay sisteminin karmaşık yapısına ve farklı bölgelerdeki deprem potansiyeline vurgu yaptı.
ANA MARMARA FAYI 3 FARKLI BÖLÜMDEN OLUŞUYOR
Prof. Bektaş, Ana Marmara Fayı'nın (AMF) deprem enerjisi üretme açısından üç farklı bölümden oluştuğunu belirtti:
- Kilitli Bölüm (İzmit-Mürefte): Bu segmentin M 7 ve üzeri (M 7+) büyüklükte deprem üretme potansiyeli taşıdığını ve en yüksek riski barındırdığını ifade etti.
- Creep (Sürüklenme) Bölümü (Batı-Orta Marmara): Bu bölgenin daha çok M 6 civarında depremler üreten, "sürüklenme" olarak tabir edilen bir davranış sergilediğini belirtti. Ancak Bektaş, San Andreas Fayı ve dünya genelindeki benzer faylarda olduğu gibi, creep (sürüklenme) oluşturan fayların da M 6 ve üzeri (M 6+) deprem üretebileceği uyarısında bulundu.
- Geçişli Bölüm (Doğu Marmara): Bu segmentin ise M 6 ve üzeri (M 6+) potansiyele sahip olduğunu kaydetti.
RİSK İSTANBUL'A DOĞRU AZALIYOR MU?
Bektaş, fayın genellikle batıdan doğuya doğru kırılma eğiliminde olduğunu ve Tekirdağ'dan İstanbul'a doğru ilerledikçe deprem üreten kabuğun inceldiğini, bunun da deprem büyüklüğünü azalttığını belirtti. Örnek olarak 1912'deki M 7,4'lük Mürefte depremine karşılık, son yıllarda Batı-Orta Marmara'da meydana gelen M 5 ila 5,8 büyüklüğündeki depremleri gösterdi.
TARİHSEL VERİLER VE DEĞİŞEN FAY DAVRANIŞLARI
Prof. Dr. Osman Bektaş, tarihsel depremlerin yerlerinin ve büyüklüklerinin tartışmalı ve abartılı olabileceğine de dikkat çekti. Ayrıca fayların davranışlarının zamanla değişebileceğini, örneğin Kuzey Anadolu Fayı'nın 1943-1944'teki büyük (M7+) depremlerden sonra daha çok M 6+ depremler üreten "creep" moduna geçmiş olabileceğini ifade etti.