Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle derinleşen ekonomideki olumsuz tablo salgında zirve yaptı. Mutfaktaki yangına dikkat çeken muhalefetin erken seçim talebi karşısında her seferinde 2023’ü işaret eden iktidar da sandık mesajlarını sıklaştırdı. Önceki gün “Kapı kapı dolaşacağız” diyen Erdoğan bu kez “Meydanlara ineceğiz” vurgusu yaptı. Kamuoyu araştırmacısı İbrahim Uslu ise “AK Parti yarın seçim olacakmış gibi hazırlanıyor. Sandık görevlilerini eğitiyor” dedi.
KREDİ MUSLUKLARININ AÇILMASI İÇİN SERMAYE İHTİYACI
Kısıtlamaların kalkmasıyla ekonomi çarklarının yeniden işlemeye başlamasının ardından hükümet seçim hazırlığında yeni bir adım daha attı. Reuters’a konuşan bankacılık kaynakları ve yetkililer, iktidarın büyümeyi destekleyecek kredi genişlemesi için kamu bankalarını hazır hale getirmek istediğini aktardı. Uzmanlar, kredi musluklarının yeniden açılması için 2022’ye kadar devlet bankalarının sermaye ihtiyacının karşılanması gerektiğine işaret etti. ‘Bu hamle erken seçim hazırlığı’ şeklinde yorumlandı.

YİNE KREDİ YİNE KAMU BANKALARI
Salgınla birlikte ekonomide açılan ucuz para muslukları, enflasyonla orantılı olarak artınca bu sefer Hükümet tüketimi kısmak için bir dizi önlem aldı. Kamu bankalarının dağıttığı ucuz kredi kâr oranlarında ciddi düşüşlere neden olurken, bilançolarda da zarar yazıldı. Şimdi ise iddialara göre, kamu bankaları yeniden sahaya çıkıyor. Hükümet seçim öncesinde büyümeyi desteklemek için yeniden kamu bankaları aracılığıyla ucuz para musluklarını açacak.
Koronavirüs salgınıyla birlikte kısıtlama önlemleri arttıkça, tüketim de dibe vurdu. Birçok işletme bu dönemde kapılarına kilit vururken, sokağa çıkma yasakları ve alınan bazı önlemlerle vatandaşlar geçim derdine düştü. Geçim derdine düşen tüketici kamu bankaları eliyle borçlandırıldı. Ucuz kredi musluklarını açan kamu bankalarına hücum başlayınca borçlanma iyice arttı. Bunun üzerine pandemi döneminin uzaması bu sefer geri ödemelerde sorunlara neden oldu.
Öte yandan yapılan tüm tüketim girişimleri enflasyonun artmasına neden olurken, TL’nin değer kaybı ve kur artışı yüksek faizle birleşti. Bu sefer pandemi döneminde açılan muslukları kesen kamu bankaları, özellikle patlayan dış ticaret açığı için içerde de enflasyonu düşürmek amacıyla tüketimi kısmayı hedefledi.
Artan faizler, kredi oranları ve BDDK’nın aldığı taksit kısma kararlarıyla tüketim kısılamadı. Ve enflasyondaki artış da sürdü. Şimdi ise alınan tüm önlemler yeniden rafa kaldırıldı. İddialara göre, kamu bankaları yeniden sahaya sürülerek düşük faiz ortamının yeniden yakalanması hedefleniyor. Reuters’a konuşan kaynaklar, seçim öncesi dönemde büyümeyi destekleyecek yeni bir kredi genişlemesi için kamu bankalarını hazır hale getirmek istediğini belirtiyor. Üst düzey bir bankacılık kaynağı, kamu bankalarının, geçen sene ucuz kullandırılan kredilerden dolayı net faiz gelirlerinde bilançoda zarar yazdığını belirterek “Konu bankaların sermaye yeterlilik rasyoları ya da likidite ihtiyaçları ile ilgili değil, kamu bankalarının kredi verme kabiliyetleri çok sınırlı. Bu bankaları tekrar kredi piyasasına döndürmek için sermaye artışı gerekiyor” dedi. İki kamu bankasında, geçen sene verilen düşük faizli kredilerle, yükselen faizlerle birlikte artan fonlama maliyetleri arasındaki makası gösteren net faiz gelirleri eksiye geçti. Bunun sonucu olarak da kamu bankalarının ilk çeyrek net kârları çok ciddi düşüş kaydetti. Halkbank’ın ilk çeyrek net kârı yıllık bazda yüzde 93, Vakıfbank’ın yüzde 56, Ziraat Bankası’nın da yüzde 49 düştü.
Kamu bankalarının sermayesinin artırılması gerektiğinin altını çizen bir diğer bankacılık kaynağı da “Şu andaki bu sermayelerle büyüme sağlanamaz. Bundan sonra ekonomiyi büyütmek istiyorsanız sermaye konulmak zorunda. Ekonomi büyüyüp bankacılık küçük kalacaksa o zaman ekonomiyi kim finanse edecek?” diye konuştu. Ziraat Bankası’nın tamamını, Vakıfbank’ın yüzde 36’sını, Halkbank’ın da yüzde 75,3’ünü bünyesinde bulunduran Türkiye Varlık fonu en son, geçen seneki kredi genişlemesi öncesinde üç kamu bankasına sermaye desteği için 21 milyar lira kaynak aktarımı yapmıştı. Ayrıca Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Ankara’da TOBB Müşterek Konsey Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “Ödeme güçlüğü çeken firmalarımızın kredilerinin yeniden yapılandırılması için çalışmalarımız devam ediyor. Temmuz ayıyla birlikte Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli iki yeni mekanizma hayata geçecek, buradan müjdesini de vermek istiyorum” demişti.
'YENİDEN ÖTELENMESE BİLANÇOLARI VURABİLİR'
Bankacılık kaynakları 2018 sonrasında sorun olarak görülen ve pandemi etkisiyle artarak devam eden sorunlu krediler için banka bilançolarında ayrılması gereken karşılıkların da özellikle kamu bankaları için sermaye gereksinimini artıracağını söyledi. Bir başka kaynak “Şu anda yüzdürülen krediler var. Eğer Eylül ayından sonra takibe atma süresi yeniden uzatılmazsa, çok fazla kredi takibe atılacak ve bu krediler için karşılık ayrılacak. Bu da çok yüklü bir miktar olacak. Bunun karlılığı ve bilançoları baskılamaması için de sermaye girişi şart” diye konuştu. Özel bankalarda ayrılan karşılık oranlarının kamuya göre daha yüksek olduğuna dikkat çeken bir diğer bankacılık kaynağı ise “Eğer Eylül ayında yeniden ötelenmezse, bu kredilerin takibe atılması bankalarda aktif kalitesinde, bilançolarında ciddi bir tahribat yaratabilir. BDDK’nın başka bir formül bulacağını düşünüyorum” dedi.
SORUNLU BORÇLAR İÇİN EKİP KURULUYOR
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK), kredi yönetmeliğiyle ilgili yaptığı değişiklik Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece, Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasın Dair Yönetmelik’e eklenen bir fıkra ile “donuk alacaklara” ilişkin düzenleme yapıldı. Buna göre, brüt donuk alacak tutarının sektörün toplam brüt donuk alacak tutarına oranı binde 5 veya üzerinde olan bankalarca, sorunlu alacakların yönetimi ve makul bir süre içinde azaltılması amacıyla sorunlu alacak stratejisi ve çözümleme birimleri oluşturulacak. Söz konusu oranın hesaplanmasında bir önceki yıl sonu verisi kullanılacak. Bu oran binde 5’in altında olsa dahi, belirli bir coğrafi bölgede, belirli bir sektöre ya da ilişkili müşterilere kullandırılan kredilerden oluşan bir portföyün bankaların donuk alacakları içinde önemli bir payının olması durumunda, BDDK bu bankalardan sorunlu alacak stratejisi oluşturmasını ve çözümleme birimlerinin kurulmasını isteyebilecek. Yönetim kurulları; sorunlu alacakların çözümlenmesine ilişkin politikaları oluşturma, bunların uygulanmasını ve izlenmesini sağlama ve gerekli tedbirleri almakla yükümlü tutuldu. Yönetmelik değişikliğine göre, bankalarca hazırlanacak sorunlu alacak stratejisinin üç yıllık bir zaman dilimini öngörmesi gerekiyor. Bankalarca sorunlu alacak stratejisinde yer alan hedeflere ulaşmaya yönelik her yıl bir öz değerlendirme yapılarak, sonuçları yönetim kuruluna bildirilecek.
TALEP YÜKSEK SERMAYE ŞART
Ekonomik büyümeyi destekleyen bankacılık sektöründen yeni bir kredi genişlemesi beklentisinin olduğunu belirten ekonomi yetkilileri de bunun için bankalara sermaye konulması şartına dikkat çekiyor. Konu hakkında bilgi sahibi bir ekonomi yetkilisi, kamu bankalarına yeniden kaynak enjekte edilmesi bir süredir gündemde olduğunu ancak somut olarak atılmış bir adımın olmadığını söyleyerek şöyle devam etti: “Şu anda yeni bir kredi genişlemesi olması yönünde ciddi bir talep var. İnşaat, ihracat, istihdam için… Ve bunun için de özellikle kamu bankalarının sermayelerinin güçlendirilmesi gerekiyor. Vakıfbank’ın çok ihtiyacı görünmüyor. Ancak diğerlerinin sermayelendirilmesi gerekiyor. En azından 2022’ye girerken bu sermayelendirmenin yapılması gerekiyor.” Geçen sene aşırı bir kaynak kullandırımı olduğu ve kamu bankalarının güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen bir diğer kaynak da ekonominin belli alanları için yeni gelecek sene bir kredi genişlemesinin gerekeceğini belirterek “Bu nedenle bir süredir beklenen ve açık şekilde ihtiyaç gözüktüğü şekilde kamu bankalarına sermaye desteği gerekiyor” diye konuştu.
