Kanada'da yaşayan ve deprem mühendisliği alanındaki çalışmalarıyla tanınan Türk sismolog Dr. Emrah Yenier'in çalışması Joe Albant isimli sosyal medya kullanıcısı tarafından paylaşıldı. Yenir'in çalışması, Marmara Denizi'ndeki fay hatlarının potansiyel davranışını gösteren çarpıcı bir animasyonu da içeriyor. 23 Nisan'da sosyal medyada yayınlanan ve kısa sürede viral olan çalışma, 6.2 büyüklüğündeki varsayımsal bir ana şokun ardından fay segmentlerindeki stres değişimlerini ve artçı sarsıntıların ilk üç günlük dağılımını dinamik bir şekilde gözler önüne seriyor.
ODTÜ İnşaat Mühendisliği ve Deprem Mühendisliği alanlarındaki çalışmalarının ardından doktorasını Kanada Western Üniversitesi'nde mühendislik sismolojisi üzerine tamamlayan ve onlarca uluslararası yayında imzası bulunan Dr. Yenier, hazırladığı animasyonda Marmara Denizi'ndeki fayları üç ana kategoride tanımlıyor:
"Creeping" (Yavaş Kayan) Segment: Haritada mavi renkle gösterilen ve Tekirdağ segmentine karşılık gelen bu bölüm, yavaş kayma hareketiyle enerjisini kısmen boşaltan bir fay parçasını temsil ediyor.
"Transition" (Geçiş) Segmenti: Yeşil ve sarı tonlarıyla işaretlenen bu kısım, Kumburgaz Fayı'nın bir bölümünü içeriyor. Animasyonda 6.2 büyüklüğündeki ana şokun meydana geldiği yer olarak burası gösteriliyor. Dr. Yenier bu bölgeyi, "sismik boşluk olarak tanımlanan (uzun süredir deprem üretmemiş) bir segment ile düzenli sismik aktivite gösteren bir bölge arasındaki sınır" olarak açıklıyor.
"Locked" (Kilitli) Segment: Kırmızı renkle vurgulanan ve Avcılar ile Adalar segmentlerini kapsayan bu alanlar, en çok endişe yaratan bölgeler olarak öne çıkıyor. Bu segmentler, "uzun süredir deprem üretmeyen sismik boşluk" olarak tanımlanıyor ve büyük miktarda stres biriktirmiş olmaları nedeniyle gelecekte büyük bir deprem üretme potansiyeli taşıyor.
Dr. Yenier, çalışmasının amacının "fayların stres değişikliklerine verdiği tepkinin dinamik görünümünü" ortaya koymak olduğunu belirtiyor. Animasyon, varsayımsal bir deprem senaryosu üzerinden, Marmara Denizi'ndeki karmaşık fay sisteminin nasıl tepki verebileceğine dair önemli bir görselleştirme sunuyor.

Sosyal medyada kullanıcılar tarafından yoğun ilgi gören bu bilimsel çalışma, özellikle İstanbul ve çevresinde yaşayanlar için deprem gerçeğini ve potansiyel riskleri bir kez daha hatırlatırken, kilitli fay segmentlerinin durumu hakkında farkındalık yaratıyor. Dr. Yenier'in bu tür çalışmaları, karmaşık bilimsel verilerin kamuoyu tarafından daha anlaşılır hale gelmesine katkı sağlıyor ve depreme hazırlık bilincinin artırılmasının önemini vurguluyor.



