‘Terazi’de bireysel başvuru yükü artıyor

‘Terazi’de bireysel başvuru yükü artıyor

Son yıllarda artan hak ihlalleri Anayasa Mahkemesi’nin yükünü artırdı. Bireysel başvuruların başladığı 2012 yılından, bu yana AYM’ye 428 bin 554 bireysel başvuru yapıldı. 2021’in tamamında 66 bin olan toplam başvuru sayısı, bu yılın ilk altı ayında 67 bin 395’e çıkarak rekor kırdı. Hukukçular artışın nedenini yapısal sorunlara bağlarken hakim, savcı atamalarında liyakatın esas alınmadığını savundu.

Türkiye’de hukukta yaşanan sorunlar hak ihllalerinin artmasına neden olurken, Anayasa Mahkemesi’nin de (AYM) iş yükünü artırdı. Eylül 2012’de uygulanmaya başlayan bireysel başvuru sistemi ile her türlü hak ihlali iddiası AYM’ye taşınınırken, yüksek mahkemenin iş yükünün artmasına neden oluyor. AYM’nin paylaştığı verilere göre, bireysel başvurunun başladığı 23 Eylül 2012- 30 Haziran 2022 tarihleri arasında toplam başvuru sayısı, 428 bin 554’e ulaştı. Bu başvuruların 320 bin 253’ü sonuçlandırıldı. Bireysel başvuruların en fazla olduğu yıl, darbe girişiminin yaşandığı 2016 yılı oldu. Darbeyle bağlantılı oldukları gerekçesiyle gözaltına alınanlara yoğun işkenceler yapıldığı iddialarının sıkça gündeme geldiği 2016’da, 80 bin 756 kişi AYM’ye başvurdu. Bu başvuruların yüzde 5’i yani, 16 bin 089’u aynı yıl içinde sonuçlandı.

AYM’nin istatistiklerinde dikkat çeken noktalardan biri de bu yıla ait başvuru sayısı oldu. 2021 yılında 66 bin 121 olan toplam başvuru sayısı, bu yılın ilk altı ayında 67 bin 395’e çıktı. İstatistikleri VAO Türkçe’den Mahmut Bozarslan’a değerlendiren Batman Barosu Başkanı Erkan Şenses, yapısal sorunlara dikkat çekti. 2018’de yapılan bir değişiklikle, bir yılda sonuçlanmayan davalar için AYM’nin tazminata hükmettiğine dikkat çeken Şenses, bunun da başvuruları arttırdığını söyledi. Meclisin, dosyaların AYM’ye gelmeden önceki süreç için yeni bir düzenleme yapması halinde, iş yükünün azalacağını ifade eden Şenses, ‘’Anayasa Mahkemesi, kendisinden önce bir başvuru mekanizması istiyor. Çünkü başvuruların büyük bir yüzdesi, yüzde 50’den fazlası, makul süre başvuruları. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, teknik inceleme gerektirmeyen başvuruları nedeniyle diğer başvuruları gereği gibi inceleyemeyebiliyor. Aslında makul süreyle ilgili başka bir komisyona giderse Anayasa Mahkemesi tutuklama, ifade özgürlüğü, adil yargılama hakkı gibi diğer hususlarda daha etkili inceleme yapabilecek diye düşünüyorum” dedi.

‘Siyasi atmosfer adil yargılamalara engel oluyor’

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren’e göre ise sorun 2016 yılındaki darbe girişiminden sonra başladı. Çok sayıda hâkim savcının ihraç edildiğine dikkat çeken Eren, yeni atamalarda liyakatın esas alınmadığını savundu. VOA Türkçe’ye konuşan Eren, başvurulardaki artışın nedenlerini “Yargı insanların hak arama ya da adil yargılama konusundaki beklentisine yönelik bir pratik ortaya koyamadı. Bu çok tartışıldı maalesef böyle bir sıkıntı var. Ama bireysel başvurudaki artışı bir tek buna bağlamak da doğru değil. İktidarın yargıya bakışı da önemli bir kriter maalesef. Türkiye’de yargı, son yıllarda hukukun evrensel kuralları doğrultusunda bir yargılama pratiği ortaya koyamadı. Bağımlı bir yargı pratiği söz konusudur. Siyasal konjonktüre, ülkedeki siyasal atmosfere bağlı olarak yargılamalar adil, tarafsız yargı pratiğine engel oluyor. Adil yargılama süreci söz konusu olmuyor ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel dosyaların taşımasında vesile oluyor’’ ifadelerini kullanarak açıkladı.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN