Astrolojide her burç farklı bir karakteristik özelliğiyle ön plana çıkar. Kimi mantığını her şeyin önüne koyar, kimisi ise sezgileriyle hareket eder. Ancak bazı burçlar vardır ki duygusal hassasiyetleriyle dikkat çeker. Bir kelime, bir bakış ya da davranış, onların iç dünyasında fırtınalara yol açabilir. İşte astrolojik haritalarda en çok alınganlık potansiyeline sahip 5 burç…

YENGEÇ BURCU: DUYGULARIN EN DERİNİNDE YAŞAR
Yengeç, Zodyak’ın duygusal lideridir. Sevdiklerine karşı korumacı ve bağlı olan Yengeçler, en küçük ilgisizliği bile bir reddedilme olarak algılayabilir. Geçmişte yaşadıkları olayları sürekli hatırlayan bu burç, affetse bile unutmaz. İç dünyaları yoğun ve hassastır; bu da onları çoğu zaman alıngan hale getirir.

BALIK BURCU: HER ŞEYİ KALBİNDE HİSSEDER
Hayal gücü ve empatisiyle tanınan Balıklar, başkalarının acılarını adeta kendiymiş gibi yaşar. Bir arkadaşının sessizliği bile onun ruh halini etkileyebilir. Yorumlara karşı fazlasıyla duyarlıdırlar ve en ufak eleştiriyi bile kişisel algılayabilirler. Alınganlıkları, yüksek empati becerilerinin doğal bir yansımasıdır.

AKREP BURCU: GÖRÜNDÜĞÜNDEN ÇOK DAHA KIRILGAN
Soğukkanlı ve gizemli halleriyle tanınan Akrepler, aslında içlerinde hassas bir dünya taşır. Kolay kolay duygularını belli etmeseler de, güven duydukları insanlardan gelen bir sitem ya da kırıcı söz onları fazlasıyla etkileyebilir. Sadakatlerine karşılık bekleyen Akrepler, kırıldıklarında uzun süre sessiz kalarak tepkilerini içlerine gömer.

BOĞA BURCU: SADAKATİNE GÖLGE DÜŞÜRMEYİN
Boğa burçları istikrara ve güvene büyük önem verir. Sevgi dolu yapıları, alınganlıklarını göz ardı ettirebilir ama duygusal anlamda oldukça derinlerdir. Yakın çevresinden gelen ani değişiklikler ya da beklenmedik tavırlar, onların kalplerinde yer eden kırgınlıklar oluşturabilir. Sessizce uzaklaşmaları çoğu zaman bu alınganlıkların sonucudur.

TERAZİ BURCU: UYUMSUZLUKTAN HIZLA ETKİLENİR
İlişkilerde dengeyi ve huzuru ön planda tutan Teraziler, anlayış ve ilgi bekler. Dengesizlik ya da görmezden gelinme durumlarında iç dünyaları çabucak sarsılır. Nazik yapıları, onları eleştirilere karşı savunmasız bırakır. Kendi hisleriyle baş başa kalmaları, onları zaman zaman içsel çatışmalar yaşamaya sürükler.
