Deliler filmindeki Deliler birliği nedir?

Deliler filmindeki Deliler birliği nedir?

Deliler filmi ile gündeme gelen Osmanlı kara birlikleri deliler nedir? Delilerin görevleri neydi? İşte Deliler filmine de konu olan Diler Birliği hakkında merak edilenler ve filme dair son dakika haberleri...

23 Kasım'da vizyona girecek ‘Deliler Fatih’ filmi ile birlikte Osmanlı'nın hakkında fazla bir bilgi bulunmayan Deliler Birliği merak edilip araştırılmaya başlandı. Haberimizde 'Deliler birliği nedir? Deliler birliğinin görevi neydi?' sorularının yanıtını bulabilir filme dair ayrıntıları  öğrenebilirsiniz. 

DELİLER BİRLİĞİ NEDİR? 

Gerek kılık kıyafetleriyle gerekse de cesaretleriyle savaş meydanlarında korku salan“Deli” birliklerinin 15. yüzyılın sonlarından itibaren ortaya çıktıkları ve esas itibariyle 16. yüzyılda devlet tarafından istihdam edildikleri bilinmektedir. Adlarına yaraşır şekilde savaşan bu savaşçı grubun Osmanlı tarihinde savaş yeteneklerini sergilediği ilk muharebe, 1444 yılında Papalık önderliğindeki Haçlılara karşı yapılan Varna Savaşıdır.

Bu tarihten itibaren Osmanlı tarihinde iyice yer edinen “Deliller” birer bölük halinde beylerin çevresindeki muhafız birlikler olma sürecine evrildi, sonraları ise sayılarının artması üzerine korkunç bir savaş unsuru haline dönüştü. Bazı tarihçiler tarafından gönüllü serhat kulu olarak görülen Deliler, 19. yüzyıla kadar önemli bir savaş unsuru olarak hizmet verdi. II. Mahmud’un reformlarıyla beraber merkeziyetçi politikanın gereği 1829 yılında bu efsanevi grup lağvedilerek tarihin tozlu raflarına kaldırıldı.

18-11/22/deliler-birligi-kiyafetleri.jpg

DELİLER EĞRİ PALA VE KALKAN KULLANIRDI

Delilerin en önemli özelliği, en ön saflarda savaşarak orduya kılavuzluk yapmasıdır. Deliler silah olarak eğri pala, kalkan, mızrak ve bozdoğan taşıyan Deliler, başlarına pars ya da benekli sırtlan derisinden yapılmış tüylü bir miğfer giyerlerdi.

Kalkanlarını da yine kuş tüyleriyle süsleyen Delilerin giysileri aslan, kaplan ve tilki postundan, şalvarları da ayı ya da kurt derisindendi. Ayaklarına ise “serhatlik” denen sivri burunlu mahmuzlu bir çizme giyerlerdi.

Üzerlerine ayı, pars, aslan veya sırtlan postundan kılları dışarıda şalvarlar giyerlerdi. Bayraklarında “Kaderde ne varsa o gelir başa” yazılıydı. Sonradan giysilerinde değişiklik yapıldı, 17. yüzyıldan itibaren başlarına bir arşın uzunluğunda siyah kuzu derisinden üstü sarıklı bir kalpak giymeye başladılar.

Delilerin çoğunluğu Türk’tür ve Rumeli’de yaşayan halklar arasından seçilmişlerdir. Türkler, Boşnaklar, Hırvatlar, ve diğer Slav halklarından oluşturulan Osmanlı birlikleri, Rumeli beylerbeyi ve serhat beylerinin maiyet askerleri arasında yer alırlar. Bu askerler Serhadkulu isimli askerler arasında yer almışlardır.

NASIL DELİ OLUNUR?

Ancak Osmanlı askeri tarihinin en enteresan birliği olan “Deliler”e mensup olabilmek için elbette ki izlenilmesi gereken belirli bir yol mevcuttu. Deli olmak isteyen gençler öncelikle “zobu” adı verilen ağalardan birine verilip yetiştirilirdi. Bu süreçte ocağın usulünü, kaidelerini ve deli olmanın incelikleri öğretilirdi. Eğer kişi Deli olma hususunda kendini ispatlarsa, devlete hizmet edeceğine ve hiçbir kavgadan dönmeyeceğine dair cesurca sözler verirdi. Tüm bu aşamalardan geçen deli adayına, törende deli kalpağı giydirilir ve “ağa çırağı” olarak deftere kaydedilirdi. Zamanla sırası gelen deli gençler rütbe alır ve yükselirdi. Ancak verdiği sözü tutamayanlar ise perişan edilircesine görevden alınır, keçe külahı giydirilir ve rezil edilene kadar teşhir edildikten sonra ocaktan kovulurdu.

18-11/22/deliler-birligi-ne-is-yapiyordu.jpg

DELİLER BİRLİĞİNİN GÖREVİ NE OLMUŞTUR?

Türk askeri tarihinin en korkunç görüntüsüne sahip bir askeri grubun elbette ki görevi sıradan olamazdı. Bu yönüyle Deliler’in görüntüsünü ve savaş yeteneklerini kullanabileceği özel görevleri olmalıydı. Bu anlamda Osmanlı ordusunun önünde ilerleyen Deliler'in en önemli görevi düşmanın moralini ve psikolojisini bozmaktı. Kendilerini gören düşmanlar tarafından "in midir cin midir" şeklinde tanımlamaya dair donuk kaldıkları sırada ilk darbeyi indirip düşmana dehşet salmaları önemli meziyetlerindendi. Bunun yanı sıra serhat kulu olan Deliler, sınırlarda düşman tecavüzlerini, akınları önler ve karşı akınlar düzenleyerek bir nevi akıncı misyonu da üstlenirlerdi. Para ve mülkiyetten ziyade padişaha gönül bağıyla bağlı olan Deliler, sadakatin öne çıktığı önemli bir oluşumdu.

18-11/22/deliler-birligi.jpg

DELİLER BİRLİĞİ NASIL GİYİNİRDİ?

Deli adıyla anılan bir savaş birliğindeki askerlerin normal giyinmesi elbette ki beklenemezdi. Görünüşleriyle bırakın düşmanı dosta dahi korku salan bu birlik mensubu kişiler, vücutlarını özellikle leopar ve çeşitli derilerden bir üstlük ile sararlardı. Bindikleri atları ise kendileri kadar dehşet verici hale getirilip, başından kuyruklarına kadar devasa hayvan derileriyle kaplanırdı. Bu Deli atların kuyrukları ise parlak ve dikkat çekici renklerle boyanırdı. Sarık ve miğfer gibi askerin mutlaka kullanması gereken koruma giysilerinin yerine başlarına her yeri alacalı ve her yeri garip tüylerle kaplı kalpaklar kullanırlardı. Kanatlarını açmış kartalın görüntüsünü veren tüyler, hafif ve küçük kalkanlarını da süslüyordu. Cesaretin doruklarında gezen Deliler, sadece mızrak ve kılıç taşıyorlardı. Savunmaymış, kalkanmış hiç önemsemeden sadece hücumu düşünüyorlardı. Gelen darbelerden kendilerini korumak için ne cebeleri, ne de bacak zırhları vardı, mahmuzları ise pırıl pırıl parlardı.

18. YÜZYILDA DAĞITILDILAR

16. yüzyılda Deliler Rumeli beylerbeyi, Semendere ve Bosna sancak beylerinin yönetiminde, 17. yüzyılın sonlarından itibaren de Anadolu vezir ve beylerbeylerinin yönetimi altında olmuşlardır. Altmışar kişilik “bayrak” adı verilen ocaklara ayrılmışlar, seferlerde “Delibaşı” adı verilen komutanları tarafından yönetilmişlerdir.

18. yüzyılda bozulmaları sonucu yönetimi altındaki beylerbeyinin görevden alınması sonucu görevlerini kaybetmişlerdir. Bu süreçten sonra köylere saldırmaya başlamışlar, eşkıyalık faaliyetleri sebebiyle 1829’da II. Mahmut tarafından dağıtılmışlardır.

OSMANLI TOKADINI MERMER ÜZERİNDE ÖĞRENDİLER

Bir rivayete göre de ıslatılmış mermer üzerine çıplak elle tokat atarak talim ederlerdi. İri yarı adamların ellerinde sadece bir kalkanla ve dahi kimi zaman o bile olmaksızın üzerlerine saldırdığını gören düşman askeri ne olduğunu anlayamadan, mermere meydan okuyan meşhur Osmanlı tokadıyla karşı karşıya gelir, ve bunun nasıl bir şey olduğunu anladığında ya ölü ya da artık savaşamayacak denli sakat bir asker olurdu. Osmanlı tokadı kavramı buradan çıkmıştır.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN