Yaz mevsiminin ardından gelen sonbahar, pek çok kişi tarafından yeni bir başlangıç dönemi olarak algılanıyor.
Günlerin kısalmaya ve akşamların erken kararmaya başlamasıyla birlikte evde geçirilen süreler doğal olarak artış gösteriyor.
Bu durum, yaşam alanlarını yeniden gözden geçirme ve birikmiş fazla eşyalardan kurtulma ihtiyacını beraberinde getiriyor.
Sonbahar temizliği ve ev düzenleme konuları, bu mevsimde anlık ve güncel popüler anahtar kelimeler olarak öne çıkıyor.
Psikoloji alanındaki güncel veriler, yaşam alanlarının düzenlenmesinin stresi belirgin ölçüde azalttığını ve kişisel enerjiyi yükselttiğini ortaya koyuyor.
Ancak neyin saklanıp neyin elden çıkarılacağı kararı, pek çok insan için zorlayıcı bir süreç.
Bu zorluğa çözüm bulmak amacıyla BBC Radio 4'un Woman's Hour programı, uzmanlarla evde alan açmanın dört somut ve etkili yolunu dinleyicilerle paylaştı.
EVDE DAĞINIKLIKLA NASIL MÜCADELE EDİLİR?
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, dağınıklıktan kurtulma sürecindeki en zor kısım genellikle başlangıç aşaması.
Bu nedenle, bireylerin kendilerine karşı izin verici olması ve sürece yavaş başlaması kritik öneme sahip.
Yazar ve BBC Two'da yayımlanan Interior Design Masters adlı TV programının jüri üyesi Michelle Ogundehin, "Yavaş ilerlemek önemlidir" diyerek süreci yönetilebilir kılmanın yollarını belirtti.
Michelle Ogundehin, "Her şeyi aynı anda bitirmeliyim" düşüncesinden ziyade, öncelikle tek bir çekmece ya da dolapla başlamayı öneriyor.
Bu küçük adımlar, işi zihinsel olarak daha yönetilebilir hale getirerek motivasyonu artırır.
Hatta hediye olduğu için sevilmeden saklanan eşyaların da bırakılması gerektiği, başlangıç için güçlü bir tavsiye.
Antidepresan reçetelerinin yüzde 70'i kadınlara yazılıyor!
KULLANILMAYAN EŞYALAR NEREYE VERİLİR?
Elden çıkarılacak ya da bağışlanacak eşyaların son durağını önceden belirlemek, düzenli bir yaşama geçiş sürecinde büyük kolaylık sağlar.
Profesyonel düzenleme uzmanı Ingrid Jansen, "Koridorda üst üste duran torbalar işinizi daha da zorlaştırır" uyarısında bulunuyor.
Bu planın, temizliğe başlamadan hemen önce veya birkaç gün içinde yapılması tavsiye edilir.
Kullanılabilecek seçenekler oldukça çeşitli: Belediyelerin bağış kutuları, çeşitli hayır kurumları, mobil telefon uygulamaları, geri dönüşüm merkezleri bu yolların başında gelir.
Kullanılamayacak durumda olanlar ise çöpe atılabilir. İkinci el satış siteleri de bir diğer alternatif olmasına rağmen, uzman Lesley Spellman, satışa ayrılan eşyaların aylarca bekletilmesinin 'biriktirme' alışkanlığına dönüşebileceği konusunda uyarmaktadır.
Lesley Spellman, "Satış, dağınıklığınızdan para kazanmanın harika bir yoludur, ancak biraz gerçekçi olmalısınız" diyerek, satışa ayrılan eşyalar birikmeye devam ediyorsa, beklemeksizin onlarla vedalaşma zamanının geldiğini ifade ediyor.
NİCELİK YERİNE NİTELİĞE ODAKLANIN
Minimalist yaşam ve ev düzenleme konularında sıklıkla duyulan, "Acımasız olun" tavsiyesi, sevilen eşyaları gözden çıkarmak anlamına gelmiyor.
Michelle Ogundehin, bireyleri gerçekten mutlu eden, onlara özel bir hikaye anlatan eşyaları saklamayı öneriyor.
Tatilde alınan bir hatıra, çocukların yaptığı bir resim ya da kişinin kendini iyi hissetmesini sağlayan fotoğraflar bu kapsama giriyor.
Bu seçimi kolaylaştırmak için Michelle Ogundehin'in 'sınır koyma' yöntemi kullanılabilir: Her eşyanın belirli bir yeri olmalı.
Böylece eşyaların tüm yaşam alanına yayılması önlenerek düzen korunmuş olur.
Bu yöntem, evdeki eşya sayısını kontrol altına almanın etkili bir yolu.
Uzmanlar uyarıyor: Aynı içerikleri tekrar izlemek bağımlılık mı?
EŞYALARLA NEDEN DUYGUSAL BAĞ KURARIZ?
Eşyaları elden çıkarmakta zorlanmanın temel nedenlerinden biri, onlarla kurulan duygusal bağ.
Channel 4'te yayımlanan The Hoarder Next Door programının sunucusu psikoterapist Stelios Kiosses, bu noktada iki kavramı birbirinden ayırıyor: Nostalji ve duygusallık.
Duygusallık, bir eşyanın güncel olarak taşıdığı anlamı ifade eder; bu, bir ilişkiyi, elde edilen bir başarıyı veya özel bir anı simgeleyebilir.
Nostalji ise geçmişe duyulan özlemi temsil eder; eşya, o dönemi hatırlatan bir aracı.
Örneğin, çocuğun ilk ayakkabılarını saklama eğilimi... Düzenleme uzmanı Ingrid Jansen, bu durumu, "Siz bunun onlar için olduğunu düşünürsünüz, ama aslında alışverişe gittiğiniz o günü ve ne kadar tatlı göründüklerini hatırladığınız için tutuyorsunuzdur" sözleriyle açıklıyor.
Kişinin, eşyayı gerçekten kimin için sakladığını sorgulaması, vedalaşma kararını kolaylaştırabilir.
Ayrıca, günümüzde cep telefonları sayesinde çekilen dijital bir fotoğrafın, fiziki bir eşyanın bin kelimesine bedel olabileceği gerçeği, her şeyi saklama gerekliliğini yeniden düşündürüyor.
