Beyaz giyme toz olur Söz dizisi ile yeniden ilgi odağı olan sevilen türkünün hikayesi sosyal medyada merak edilmeye başlandı. Söz dizisinde türkü barda çalınan Beyaz giyme toz olur türküsünün sözleri ve hikayesini haber detayda bulabilirsiniz...
Pazartesi akşamlarının sevilen dizisi Söz dizisinde çalınan Beyaz giyme toz olur türküsüsnün sözleri ve hikayesi dizinin fenomenleri tarafından merak ediliyor. Beyaz Giyme toz olur Söz dizisinde Ateş Mahmut'un Erdem Yarbayın kızı ile dinlediği ünlü türküdür. Türkünün hikayesini ve sözlerini merak edenler için araştırdık. Star Tv'de yayınlanan Söz dizisindeki Beyaz giyme toz olur türküsünün izleme linkinide haberimizde bulabilirsiniz.
BEYAZ GİYME TOZ OLUR SÖZ DİZİSİNDE NEREDE GEÇİYORDU?
Söz dizisinde söylenen Beyaz giyme toz olur türküsünün öyküsünden önce dizide nerede geçtiğini anlatalım. Ateş Mahmut ismindeki kişiyi bulmak için araştırma görevi üstlenir. Adamın takıldığı türkü bara girmek ister ama içeriye damsız alamıyorlarmış. Onu gören Yarbay Erdem'in kızı ona yardım etmek için "Aşkım. Geç mi kaldım?" diyip çocuğun içeri girmesine yardım ediyor. Ama Ateş kızın başına bir şey gelirse babasının onu öldüreceğini söylüyor. Beraber gireceğiz sonra sen hemen çıkacaksın diyor. Bu şartla içeri giriyorlar.
Ateş elindeki fotoğrafa bakarak adamı tanıyor. Mahmut'a gazete içinde bir bilgi verince kız onu nasıl alacaklarını düşünmeye başlıyor. O sırada çalan 'Beyaz Giyme Toz Olur' türküsü ile Ateş kıza dalıp gidiyor. Diğer tarafta Hafız ve ondan ayrılma kararı alan karısının üzgün sahnelerini izliyoruz. Ateş ve Nazlı arasında uzun bir bakışma olur. Kız geç kalacağını ama ona yardım etmeden de gitmek istemediğini söyleyip mekanda kavga çıkartıyor. O sırada Ateş adamın gazetesinde yazılı notu görüyor ve görev tamamlanıyor
BEYAZ GİYME TOZ OLUR SÖZLERİ
Beyaz giyme toz olur
Siyah giyme söz olur
Gel beraber gezelim
Muradımız tez olur
Salına da salına da gel
Haydi yavrum
Dön dolaş gene bana gel
Beyaz geyme tanırlar
Seni yolcu sanırlar
Zaten bende talih yok
Seni benden alırlar
Salına da salına da gel
Haydi yavrum
Dön dolaş gene bana gel
Alçak ceviz dalları
Sıva beyaz kolları
Kız (Yar) nereden geleyim
Hep sarmışlar yolları
Salına da salına da gel
Haydi yavrum
Dön dolaş gene bana gel
Ahmet Sevinç
Bolu
BEYAZ GİYME TOZ OLUR HİKAYESİ
Ege Bölgesi’nde sahil şehirlerinden birisi düşmanlar tarafından işgal edilince daha doğuya giderek Bolu’ya yerleşen bir ailenin 3 tane kızı varmış. Bu kızların isimleri Cevriye, Fevriye ve Nevriye imiş. Batı illerinde giyim tarzı daha modern ve biraz daha ‘açık’ diye tabir edilen kültürel anlayışa sahipken, Bolu’da yaşam tarzı biraz daha gelenekçi olduğunu fark etmişler ama geldikleri yerin kültürüyle yaşamaktan da geri durmayarak yaşam biçimlerinden hiç ödün vermemeye çalışmışlar. Bu modern yaşam biçimi yaşadıkları yeni şehirde herkes tarafından dikkat çekmeye ve bakış odağı olmaya başlasa da hiç rahatsız olmadan yeni yaşam biçimlerine hiç rahatsızlık duymadan, anne ve babalarının desteğini de alarak, söylenenleri, bakışları, hiçbir şeyi umursamadan yaşamaya devam etmişler.
Yaşadıkları yeni şehrin zengin esnaflarından evli barklı, çoluk çocuk sahibi genç insanlar bu güzel 3 kızın cazibesine ilgi duymaya başlamışlar. Bu kızların evlerine giderek içkili gece alemleri yapmaya devam etmişler. Bu kızların adı da ‘kız kahpesi’ olarak anılmaya başlanmış. Ülkemizin işgal edildiği yıllar olduğu için zamanın mahalle bekçileri asayişi korumak adına mahallenin namusunu da korumakla görevli imişler.
Bu üç kafadar zengin esnaf yine bir gün felekten bir gece çalmak maksadıyla, erkenden kızların evlerine giderler. Sofralar kurularak sazlar çalınır, sohbet koyulaşır, eğlence derinleşir… derken evin kapısı çalmaya başlar. Bu üç kafadarın eve girdiğini gören mahalle bekçisi zaman kaybetmeksizin toplayıp geçirdiği mahallenin muhtarı, imamı, azalar ve diğer mahalle sakinleri kapıda beklemektedir. Bu gürültüye sebep olanlar ve mahalle bekçisi içerde alem yapanların kim olduklarını bilmedikleri için durmadan kapıyı vurarak içerdekilerin kim olduğunu öğrenmek isterler.
Bu zamparalar çaresiz kapıyı açmak zorunda kalarak dışarıya çıkarlar, ancak içerdeki alem yapan üç kişiden birisi ne yapar eder, ortadan kaybolur. 3. kişiyi evde ararlar, ararlar ama bir türlü bu üçüncü kişi bulamazlar. Zaptiyeler her köşeyi tutmuştur. Evin içinde alem yapan 3 kız ve 2 hovarda aşağıya kapının önüne indirilir, doğruca hapse tıkılırlar.
Ortadan kaybolan üçüncü kişi kargaşa esnasında kaçarak un deposuna gizlenmiştir, ancak orada her tarafı bembeyaz una bulanmış vaziyette beklemiş ve el ayak çekilince gizlice evine gitmek istese de gece karanlığında bembeyaz birisi dikkat çekeceği için beklemiş, daha sonra köpekler tarafından rahatsız edilince çiftliğine gitmek zorunda kalmış. Sabaha doğru evine ulaşabilmiş, çocuklarını ve eşini uyur vaziyette görmüş, yaptıklarından utanmış, pişman olmuş. Hapse girmekten kurtulmuş ama çok geçmeden bu üçüncü kişinin de hovardalık yaptığı anlaşılmış. Hapse giren delikanlıların evlerine haber gönderilmiş.
Komşular kızların annesini uyardıkları halde pek o umursamaz. Zaptiye komutanı, durumu yetkili komutana haber verir. Komutanla, kızların dayısıyla arkadaş olduğu için olay örtbas edilir, kimseye duyulmaz. Çünkü konu başka yerlere çekileceği için, bu olay üstü kapatılarak hiç adından söz edilmez, ancak bir ozan tarafından Beyaz Giyme Türküsü bize kazandırılır.
