Beyazperdenin en uzun soluklu serilerinden biri olan X-Men yeni bir üçlemeyle salonlara dönüyor. Trionun ilk filmi olan ‘X-Men: Dark Phoenix’de kamera, Jean Grey’in hikâyesine odaklanıyor. Ancak Wolverine karakterinin ‘emekliye ayrılması’ yapımın popülaritesine olumsuz yansıyor. IMDB puanı yalnızca 5.9 olan mutantlar eksiği güçlü görsel efektlerle kapatmaya çalışıyor.
Volverine karakteriyle adeta özdeşleştirilen Hugh Jackman’ın X-Men dünyasına veda etmesinin ardından serinin 13’üncü ve yeni bir X-Men üçlemesinin başlangıç filmi olan ‘X-Men: Dark Phoenix’ gösterime girdi. Başrollerinde Sophie Turner, Jennifer Lawrence, Michael Fassbender, James McAvoy, Jessica Chastain, Evan Peters, Alexandra Shipp, Nicholas Hoult, Tye Sheridan ve Kodi Smit-McPhee yer alıyor. X-Men filmlerinin öne çıkan senarist ve yapımcısı Simon Kinberg’in bu kez yönetmen koltuğuna da oturduğu yapım, çocukluğundan itibaren Jean Grey’in hikâyesine ve sahip olduğu inanılmaz güçlerin onu mahvederek nasıl Dark Phoenix’e dönüştürdüğüne odaklanacak. X-Men ekibinin karşısında şimdiye kadarki en zorlu düşmanları vardır: Jean Grey. Uzaydaki bir kurtarma görevi sırasında, Jean gizemli bir güç tarafından darbe alır. Jean eve döndüğünde bu gücün onu daha güçlü kıldığını fark eder. Ancak bu güç onu aynı zamanda daha dengesiz bir hale de getirmiştir. İçindeki bu varlıkla mücadele eden Jean, güçlerini idrak edemediği bir şekilde serbest bırakır. Filmin IMDB puanı şimdilik 5.9. Bakalım düşecek mi yükselecek mi?
Paolo Virzi’nin yönettiği ‘Büyülü Geceler’, İtalya’da gerçekleşen 1990 Dünya Kupası’nın devam ettiği dönemde, polisin Tiber Nehri’nde ünlü bir yapımcının cesedini bulması sonrası gözlerin üç senariste dönmesini konu ediniyor. İtalya’da yapılan 1990 Dünya Kupası devam ederken, polis bir gece ölü birini bulur ve soruşturma başlatır. O sırada sinema dünyasında ise farklı bir hareketlilik yaşanmaktadır. Üç senarist önemli bir yarışmaya katılırlar. Üçü de yönetmen ve oyuncu ararlarken, İtalyan sinemasından birçok efsane isimle karşılaşırlar. Ancak yapımcının çevirdiği dolaplar yüzünden başlarına hiç beklenmedik olaylar gelir. Yönetmen Paolo Virzi’nin senaryosunu Francesca Archibugi ve Francesco Piccolo ile birlikte kaleme aldığı filmin başrollerinde Mauro Lamantia, Giancarlo Giannini, Marina Rocco, Ornella Muti, Giovanni Toscano ve Irene Vetere gibi isimler yer alıyor.
Gaya Jiji’nin yönettiği ve Manal Issa, Gaya Jiji, Metin Akdülger ile Ula Tabari’nin oynadığı ‘En Sevdiğim Kumaş’ Fransa, Almanya ve Türkiye ortak yapımı bir film. Bunaldığı hayatından kaçmaya çalışan genç bir kadın olan Nahla’nın hikayesini beyaz perdeye taşıyan filmin prömiyeri, geçen yıl Cannes Film Festivali’nde yapılmıştı. Annesi onu görücü usulü evlendirmek isteyince Nahla hiç oralı olmaz. Madam Jiji’nin üst katta açtığı ‘işletme’, bastırılmış cinselliği benliğinin ötesine geçen Nahla için arzularını keşfedeceği bir sığınak olur. Film, Suriye iç savaşının başladığı günlerde geçiyor.
Haftanın tek yerli yapımı Görkem Yeltan’ın yönetmenliğini yaptığı; Kaan Çakır, Pınar Tuncegil, Alin Yeltan, Derin Yeltan, Ali Altuğ ve Okan Yalabık’ın rol aldığı ‘Bağcık’. Oyunculuğu ve yazarlığıyla olduğu kadar sinemacı kimliğiyle de tanınan Görkem Yeltan, bu filmde annelerini kaybetmiş olan ve anneannelerinin Kanada’ya gidişi sonrası Bodrum’a amcalarının yanına gitmek durumunda kalan iki kız kardeşin hikayesini anlatıyor.
Bu hafta gösterimde iki animasyon var. Chris Renaud’un yönettiği ve Lake Bell, Hannibal Buress, Dana Carvey ile Harrison Ford’un seslendirdiği ‘Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı 2’ (The Secret Life of Pets 2), biz her gün işe ya da okula gittikten sonra evcil hayvanlarımızın yaşadığı hayatı konu alan, 2016 yazının gişe rekortmeni filmin devamı. Illumination’ın kurucusu Chris Meledandri ve uzun zamandır birlikte çalıştığı Janet Healy, animasyon filmleri arasında en iyi açılışı yapan komedinin devam filminin yapımcılığını üstleniyor.
Evan Tramel’in yönettiği ve Kj Schrock’un seslendirdiği animasyon film ‘Koca Ayak’ta (A Yeti Stole Christmas-Bigfoot), Arvid, gelmiş geçmiş en kötü huylu yetidir. Noel arifesinde hiç eline geçmemesi gereken bir listeye ulaşır. Ele geçirdiği listede onlarca yaramaz çocuğun adı vardır ve bu liste sayesinde Noel Baba’yı etkisiz hale getirip bir daha geri dönemeyeceği bir yere gönderir. Noel’in gelmesini dört gözle bekleyen küçük bir çocuk olan Finn, Noel Baba’nın zor durumda olduğunu öğrenince hemen harekete geçer.
