İsimleri meçhul kalmasın

İsimleri meçhul kalmasın

Dört yıl önceki ihanete geçit vermeyenler arasında şehit Albay Sait Ertürk ile Albay Davut Ala da vardı. Üstüne doğrultulan silahlara karşı canlarını ortaya koyan Sait ve Davut Albaylar ile birlikte nice isimsiz demokrasi savaşçısı o gece şehit düştü, yaralandı. 83 milyonun ise kahramanlarını gönlünde yaşatması borca dönüştü.

Darbe girişiminin dördüncü yılında kalkışma gecesi şehit düşen 251 vatandaş tüm Türkiye’de anıldı. O gece şehit ve gazi olan kahramanlar için birçok noktada etkinlikler düzenlendi, dualar edildi. ‘Türkiye’nin en uzun gecesi’nde yaşanan kahramanlıklardan biri daha dört yıl sonra günyüzüne çıktı. Kurmay Albay Sait Ertürk ile Albay Davut Ala’nın yaptıklarını Ertürk’ün eşi Ceylan Ertürk sosyal medyada anlattı. Ertürk, İstanbul’da tankların ve zırhlı araçların, mühimmat yüklü helikopterlerin ve hainlerin sokaklara dağılmasına mani oldu. Kendi hayatından geçerek, beraber şehit olduğu polis Serdar Gökbayrak ile birlikte yaptığı kahramanlığı anlatan Sait Albay’ın eşi Ceylan Ertürk, bu fedakarlıkların akıllardan çıkmaması gerektiğini vurguladı.

Paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Sait Ertürk 22.30 gibi kalkışmayı televizyonda gördü. Önce Harekât Yardımcı Bşk’lığı görevini sürdürdüğü 3. Kolordu’ya gitmek istedi. Ancak lojman önünde bekleyen polisler lojmandan çıkışına izin vermediler. Tekrar eve dönüp olayları takip etti. Bu arada evden telefonla bu işe kalkışan hainlere müdahale etmek, durdurmak istedi. Esenler’de bulunan 66. Mknz. P.Tugayı’nın da bu işin içinde olduğunu görünce oraya müdahale etmek gerektiğine karar verdi. 2012-2014 yıllarında Tug. Kom. Yrdc’lığı yaptığı tugayı avucunun içi gibi biliyordu. Zira Avrupa yakasında vatandaşların ölümüne sebep olan tanklar ve zırhlı araçlar, baskınlara giden helikopterler oradan çıkıyordu. Üç kışladan oluşan, üç bin asker barındıran bu büyük tugaya müdahale edilmeliydi. Saat gece yarısını geçmiş olmasına rağmen ne asker ne de polis oraya müdahale etmemişti. Daha sonra aynı tugayda Kurmay Bşklığı ve Kartaltepe kışlası komutanlığı görevinde bulunan Alb. Davut Ala’yı arıyor ve eve davet ediyor. Ne yapacakları konusunda istişare ediyorlar. Zeytinburnu Emniyet’den gelen bir polis aracıyla tugaya doğru hareket ediyorlar. Yol boyu tankların ezdiği araçları, öldürülen vatandaşları görüyorlar. O karmaşada tugaya ulaşmaları zaman alıyor. Son konuşmamızda “Merak etme hayatım, Davut Albay’la yoldayız. Halkında desteğiyle bu işi sabaha bitireceğiz” diyor. Tugaya vardıklarında Kartaltepe nizamiyesinden Sait, Davut Albay ve istedikleri iki aracın şoförleri ile 8 km’lik bir mesafede olan ve tüm hareketliliğin merkezi Tugay Karargâhı Topkule Kışlası’na doğru ilerlemeye başlıyorlar. Acil müdahale mangasından aldıkları birer piyade tüfeği ve iki albay. Kahraman bir er. Topkule kışlasına ulaşıyorlar.

‘MİLLETİN DUASINI ALIYOR’

İçi sökülmüş helikopterleri görüyorlar. Muhtemel maksat onlarla personel ve mühimmat taşımak. Topkule’ye geldiklerinde Sait Albay karşılarına çıkan herkese tek tek orada ne yaptıklarını soruyor. Kendini tanıtıyor ve durumu anlatıyor. Ve soruyor ‘Hainlerden yana mısın yoksa devletten yana mı?’ İki albay ama harekat merkezinde yuvalanan teröristler kalabalalık. Hainleri derdest etmek için polis desteği istiyorlar. O esnada halk nizamiyede toplanmış. Dışarısı kıyamet gibi. Sait yanlarına gidiyor. Onlara dogru yürürken: “Halkın karşısına silahla çıkılmaz” diyerek elindeki tüfeği bırakıyor. Ve halka hitaben şöyle diyor ‘Ben 3. Kolordu Harekat Yar.Başkanı Albay Sait Ertürk. Hainleri yakalamak üzere buradayız. Sizden, gelecek polis desteği için burada bir koridor açarak bize yardımcı olmanızı istiyorum.’ Sonra halk tezahürata başlıyor. Sait halkın duası ve onlardan aldığı güçle tekrar tugaya giriyor. Topkule’ye geldiklerinde onlara katılan iki uzman çvş kardeşimiz, Sait ve Davut albay destek için gelen 7-8 kişilik polis ekibini karşılıyor, hemen iki time ayrılıyor ve harekete geçiyorlar.

Sait birazdan kendisiyle birlikte şehit olacak olan kahraman polis memuru Serdar Gökbayrak’a: “Harekat merkezindeler, gidip alalım” diyor. Davut albay yanında üç polis, bir uzm çvş ile Tugay karargâhına, Sait iki uzman üç polisle harekat merkezine doğru ilerlemeye başlıyor. Davut albayın amacı Tugay karargahında olduğunu düşündükleri hain general müsveddesi Mehmet Nail Yiğit’i almak.Tabi korkak ve haysiyetsiz, çoktan firar etmiş. O esnada uzman kardeşimiz Sait’e sesleniyor. “Komutanım pencerede biri var” Sait o yöne doğru baktığında çalıların arkasında geniş bir hilal şeklinde mevzilenmiş hainleri fark ediyor. Yüksek sesle kendini tanıtıyor ve teslim olmalarını emrediyor. Karşıdaki gruptan biri” Sen albaysan ben de albayım. Sana teslim olmam” diyor. Sait emri yineliyor: Teslim olun! Mahkemelerde emre itaati kullanan hainler orada. Sait albayın emrine uymuyor ve ateş etmeye başlıyor. Hainler kalabalık, tam teçhizatlı. Serdar kardeşimiz vuruluyor. Sait bir yandan çatışırken ona doğru hamle yapmaya çalışıyor. Ancak o sırada Sait Albay da vuruluyor. Uzman kardeşimiz tek başına hainlerle çatışmaya devam ediyor. Sait’i almak mümkün olmuyor. Çatışmaya katıldığı tespit edilen 14 kişi daha sonra o tarafa doğru gelen Davut Albay ve beraberindekilere ateş açıyor. Davut Albay yedi kurşunla yaralanıyor.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN