Taha Akyol: Merkez Bankası'nın bağımsızlığını kaldıran tek ülkeyiz

İsmet Berkan'ın Sadece Gündem programında bu hafta konuğu Taha Akyol oldu. Akyol ''Laf Dinlemedi'' Merkez Bankası Nereden Nereye? kitabını anlatırken, Merkez Bankası'nın dününe bugününe ve bağımsızlığının önemine de değindi.

İsmet Berkan'la Sadece Gündem programında yeni kitabı ''Laf Dinlemedi'' Merkez Bankası Nereden Nereye?'yi anlatan Akyol, Merkez Bankası'nın bağımsızlığını kanunda yazdığı halde tek imzalı kararname ile kaldıran ülke olduğumuzu, bunların sonucunda yaşamakta olduğumuz krizlerin ortaya çıktığını, bunları yaşayınca da bu kitabı yazmam lazım dediğini belirterek ''Merkez Bankası hükümetin seçim ve oy ihtiyaçlarına göre değil daha uzun vadede para politikası oluştursun diye bağımsız oluyor'' ifadelerini kullandı.

Osmanlı’dan günümüze Merkez Bankası dönemlerini ele alan kitabını neden yazdığını anlatan Akyol, ''Bir gazeteci olarak baktığımda kendi Merkez Bankası'nı vatan haini ilan eden başka hiçbir ülke yok aksine mesela Putin gibi otoriter hatta totaliter bir lider bile benim merkez bankam bağımsızdır, ben talimat veremem diyor. Rus Merkez Bankası'nın bağımsızlığı dünyada da kabul ediliyor böyle bir ülkede biz Merkez Bankası başkanının yüksek faiz politikası ile vatanı sattığı yolunda tenkidini Cumhurbaşkanının kendisinden dinledik hem de defalarca dinledik. Ayrıca 2001'de büyük bir krizin çıkış reformlarından önemli bir paket olan Merkez Bankası'nın bağımsızlığı sağlandı gayet iyi gidiyordu. Bu iktidar ilk 10 yılında 2001 yılı reformlarından çok istifade etti. Yine benim izlediğim kadarıyla tek imzayla Merkez Bankası'nın bağımsızlığını kanunda yazdığı halde kaldıran ülke yine Türkiye oldu. Bunların sonucuna bakıyorum yaşamakta olduğumuz krizler ortaya çıktı, bunları yaşayınca da benim bu kitabı yazmam lazım dedim'' dedi. Akyol sözlerine şöyle devam etti:

''Merkez Bankası'nın hukuki bağımsızlığı 2001 yılında kanuna bağlanmış olmakla beraber nispi bir bağımsızlığı vardı. Başbakanlar cumhurbaşkanları Merkez Bankası'na rica ederlerdi, bazen baskı yaparlardı. Ama fazla ileri gitmezlerdi. Şimdi Merkez Bankası tapu Genel Müdürlüğü gibi sıradan bir bürokratik kurum haline geldi. Bu kitap onu anlatıyor.''

Uzmanlık alanı dışında olmasına rağmen kitapta işin uzmanlarını referans vererek anlattığına vurgu yapan Akyol,

''Merkez Bankası Osmanlı'da yoktu. Ne tür sonuçlara yol açtı, bu ne tür sıkıntılar yarattı bunu araştırdım. Cumhuriyet Merkez Bankası neden 1930'da kuruldu. Çünkü ancak 1930'da kurulabildi. Bu kolay bir şey değil Merkez Bankası'nı kurmak için ekonomide bir yoğunluğa ulaşmak lazım köy ekonomisine Merkez Bankası gerekmez. Arkasından Demirel'in yaptığı 1970 yılında çıkardığı Merkez Bankası kanunu, sonra Özal döneminde Merkez Bankası'nın takviye edilmesi. En önemlisi de 2001 reformları Bülent Ecevit'in başkanlığında Kemal Derviş dönemi. Merkez Bankası'nın böyle efsaneleşmiş başkanları var. Selahattin Çam, Rüşdü Saracoğlu, Durmuş Yılmaz. Bunlardan bir tanesi ve maalesef Kerem Rota'nın deyimiyle Cumhuriyet tarihinin en ağır baskılara maruz kalmış Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı vatan hainliği ile suçlandı. Bunların kamuoyunda bilinmesi lazım'' dedi.

Akyol sözlerine şunları ekledi:


''Dünyanın her tarafında özellikle bizim gibi hukukun ve kurumların oturmadığı yerleşmediği, siyaset karşısında güçsüz kaldığı toplumlarda politikacılar seçimleri kazanmak için piyasaya şu açıdan bu açıdan şu kanaldan bu kanaldan para sürerler. Bu evrensel bir davranış bunu önlemek için merkez bankalarının bağımsız olması gerek. Bizde de kavga buradan çıkıyor Sayın Erdoğan'ın halka ben hesap veriyorum sözü ben oy kazanacağım demektir. Öyle ise Merkez Bankası para bassın, öyleyse kredi kartlarında vadeler uzasın alışveriş yapılsın. Ben seçimleri kazanayım ama sonunda büyük bir ekonomik kriz çıkıyor. 1994 krizi Türkiye'nin en önemli öğretici krizlerinden birisi Sayın Tansu Çiller başbakandı aynı sebepten çıktı. Merkez Bankası kaynaklarını seçim için kullanıyorsun ama arkasından öyle bir enflasyon geliyor ki daha öncesinden geriye düşüyorsun. Merkez Bankası hükümetin seçim ve oy ihtiyaçlarına göre değil daha uzun vadede para politikası oluştursun diye bağımsız oluyor.''

Akyol, 2011'den itibaren Başbakan Erdoğan'ın muhafazakar bir iş adamları kuruluşuna yaptığı bir konuşmada negatif reel faiz kavramını kullandığını ve hemen arkasından da faiz sebeptir enflasyon sonuçtur dediğini, bu kadar deneye rağmen hala devam ettiğinin altını çizerek

''Son birkaç yılda kanun çıkararak Merkez Bankası'nın ihtiyat akçesi bütçeye aktarıldı. Çünkü meclise de talimat veriyorsun çoğunluk el kaldırıyor. Merkez Bankası'nın sadece 138 milyar doları maliye ile protokol imzalattırılarak satılmak suretiyle israf edilmedi aynı şekilde Merkez Bankası'nın ihtiyat akçesi de kanunla bütçeye aktarıldı. İşte Merkez Bankası'nın bu kadar stratejik olması benim bu kitabı yazmamın sebeplerinden bir tanesi'' dedi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN