‘Beni esas üzen sanatçıların sessizliği’

‘Beni esas üzen sanatçıların sessizliği’

Sanatçı Ahmet Güneştekin’in İzmir’de 2,5 milyon kişiden fazla ziyaretçi alan ‘Gavur Mahallesi’ sergisi vandal saldırıya uğradı. Sanatçının mübadelenin acımasızlığını vurguladığı ‘Göç Yolu’ enstalasyonundaki bloklar devrildi, valizler çalındı. KARAR’a konuşan Güneştekin, saldırıdan çok sanat dünyasının tepkisizliğinin kendisini üzdüğünü belirterek, "Bir ülkenin kültür sanat politikası oluşmadığı, kültür demokratikleştirilmediği sürece bunlar ne yazık ki devam edecek” dedi.

Sanatçı Ahmet Güneştekin’in İzmir’deki ‘Gavur Mahallesi’ sergisi vandal saldırıya uğradı. Sanatçının İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde geçen yıl açılan ve ziyaretçi rekoru kıran sergisinin açık hava bölümünde yer alan ‘Göç Yolu’ enstalasyonu tahrip edildi. Kültürpark Atlas Pavyonu’nun açık hava bölümünde bulunan mermer blokların arasına sıkıştırılarak sergilendi. Bir ülkenin kültür sanat politikası oluşmadığı, kültürü demokratikleştirilmediği sürece bunlar ne yazık ki devam edecektir.” en valizleri almak isteyen kişi ya da kişiler bloklardan bazılarını devirdi, bazılarını ise çaldı. Çoğu bloğun da yerinden oynadığı görüldü. ‘Gavur Mahallesi’ sergisi koordinatörlüğünce blokların daha önce de bazı kişi ya da kişilerce devrildiği, valizlere de zarar verildiği ifade edildi.

‘KÜLTÜR DEMOKRATİKLEŞTİRİLMEDİĞİ SÜRECE DEVAM EDECEK’

Eserine yapılan vandal saldırının ardından telefonla görüştüğüm Güneştekin, ilk olarak sanat eserlerine yapılan saldırılara sanat dünyasının tepkisizliğine üzüntüsünü şu ifadelerle dile getirdi: “Şu an beni esas üzen benim ya da başka bir sanatçının eserine de yapılsa sanat camiasının ve kurumlarının tepkisizliği, sanata saldırıyı kınamamaları. Aynı kategoride olduğumuz sanatçılar bile sessiz kalıyor. Bu nasıl bir ayrım, anlamakta güçlük çekiyorum.”

İzmir’deki ‘Gavur Mahallesi’ sergisi dahil eserlerine yapılan üçüncü saldırı olduğunu söyleyen Güneştekin, şunları hatırlattı:

“2016’da bienalle eş zamanlı olarak Venedik’te yedi ay boyunca sergilenen Kostantiniyye eserime, İstanbul’da dört saat tahammül edilememiş, sergilenir sergilenmez valilik tarafından bir ayıp gibi üzeri branda ile örtülmüştü. 2021’de de Diyarbakırda’da olmuştu hatırlarsınız. Kültür Bakanlığına ait mekanda günde 17 bin kişinin gittiği ‘Hafıza Odası’ sergimi desteklemek gerekirken erken kapatmışlardı. Bu da ağır bir sansürdü.” Güneştekin, sözlerini “2016’da Kostantiniyye’nin üstü brandayla örtüldüğünde sanat dünyası ses çıkarsaydı ne Diyarbakır’daki sergi erkenden kapatılır, ne de İzmir’de bu olurdu” diye sürdürdü.

Güneştekin, “Türkiye önemli bir seçim arifesinde, sanat dünyası bu nedenle saldırıya sessiz kalmış olabilir mi?” soruma ise şu yanıtı verdi:

“2016’da seçim arifesi yoktu, 2021’de de yoktu yani fark etmiyor. Bir ülkenin kültür sanat politikası oluşmadığı, kültürü demokratikleştirilmediği sürece bunlar ne yazık ki devam edecektir.”

es-001.png

Sanatçının 2016’da İstanbul Valiliği tarafından üzeri branda ile örtülen Kostantiniyye eseri.

‘BİLİNÇLİ YA DA BİLİNÇSİZ YAPILMASI ARASINDA FARK YOK’

Güneştekin’e son olarak esere yapılan vandal saldırının bilinçli mi yoksa bilinçsizce mi gerçekleştiği yönündeki düşüncelerini sordum. Sanatçının şu cevabı, vandal saldırılar konusunda toplumu bilinçlendirmenin önemini hatırlatıcı nitelikte: “Kasıtlı mı değil mi bilmem zor tabii ama geçmişte de yaşadığımız için üzerinde düşündüğüm bir konu. Türkiye’de bu tarz kavramsal işlerde tartışılan bir sanatçı durumundayım, ‘Göç Yolu’ enstalasyonu bir kesimi rahatsız etmiş olabilir diye düşünüyorum. Öte yandan, bana göre bir sanat eserine yapılan bilinçli ya da bilinçsiz fark etmez, her tür saldırı vandalizimdir ve iyi niyetli değildir.”

TAHRİF EDİLEN ESER ACIMASIZLIĞA DİKKAT ÇEKİYOR

Kasım 2022’de açılan, mübadele ve göç sürecinin anlatıldığı ‘Gavur Mahallesi’ sergisinde, Güneştekin’in büyük boyutlu enstalasyonları, video işleri ve metal formları taşla tamamlandığı heykel çalışmaları sergileniyor. Yoğun ilgi nedeniyle 7 Mayıs’a kadar uzatılan sergi, şu ana kadar 2,5 milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırladı. Güneştekin, serginin bir bölümü olan ‘Göç Yolu’ enstalasyonu hakkında ise şu bilgileri verdi:

“Bu enstalasyonda mübadelenin ana malzemesini özellikle taş ve valiz olarak belirlemiştim, Kayaların arasındaki valizler Yunan ve Türk halkının değiş tokuş zamınında yaşadığı zorlukları, iki ülke arasındaki sıkışmışlığı temsil ediyordu. Taş kullanma seçimim yaşananların sertliğini, acımasızlığı vurguluyordu. Çünkü o süreçte n Rum, Rum olabilmiş, ne de Türk, Türk olabilmiş. İki taraf da gittikleri ülkelerde ‘Rum tohumu’, ‘Müslüman tohumu’ gibi ifadelerle karşılanarak, arada kalmış.”

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN