SALİHA SULTAN
İletişimin hızına yenik düşen, her güncellenen haberin 15 günden kısa sürede belleklerden silindiği bir çağdayız. Gazeteci ve yazar Korkut Akın, 1983 yılından bu yana aralıksız sürdürdüğü bir gelenekle bireyciliğin ve yüzeyselliğin yükselişine karşı çıkıyor. Akın'ın tam 44 yıldır kendi tasarladığı ‘el yapımı’ yeni yıl kartlarını posta yerine sadece elden dağıtması, basit bir alışkanlık olmanın ötesinde, kolektif ve kişisel belleği koruma çabası.

Yazar Mesut Kara, Akın’ın bu eylemini, "postacıların artık fatura, mahkeme tebligatı, icra duyurusu benzeri evrak getirdiği, psikopati çağının, evine, odasına kapanan insanının gönderilerini cep telefonu ve internet yoluyla yaptığı" bir dönemde bir direniş olarak görüyor. Kara'ya göre, "‘Cilalı imaj devri’nden ‘psikopati çağı’na geçişin yollarına altın varaklı taşlar döşendi". Bu ortamda Akın’ın elden dağıttığı kartlar, yüz yüze iletişimin gücünü ve güzelliğini bugüne taşıyor.

AKINTIYA KARŞI KÜREK ÇEKEN KARTLAR
Korkut Akın’ın kartları, şair Sunay Akın’ın dile getirdiği, "Kartpostallar artık yok, hayatın şiirini yitirdik!" tespitine karşı da bir yanıt. Sunay Akın, "‘Korkut Akın’ arkadaşım, belirlediği tema çerçevesinde, çektiği fotoğrafları kartpostal olarak her yılbaşı sevdiklerine elden dağıtmaya devam ediyor ama!.." diyerek geleneğin devam ettiğini vurguluyor.
Eleştirmen Sezai Sarıoğlu, bu kıymetli hevesin, "zarfsız kartların içine, içini ve düşlerini de koyarak, kişiye elden sunma, unutulmuş bir hali yeniden inşa etme marifeti olarak iltifata tabi" olduğunu belirtiyor. Sarıoğlu'na göre bunlar, "akıntıya karşı yürek çeken" kartlar ve "birbirlerinin ve zamanın anahtarlarını kaybetmiş olanlara bir 'Hişt' nidâsıdır".

Doğan Hızlan da Sarıoğlu ile ortak bir noktaya dikkat çekerek, "Korkut Akın’ın yeni yıl kartları, bireyselliğin yaşadığını da kanıtlıyor" diyor. Sanatçı Zahit Büyükişliyen ise, kartın elden dağıtıldığını öğrendiğinde, "Aha, dedim… Bir ben-i âdem, posta sanatı yapıyor" yorumunu yapıyor.
KOLEKSİYON DEĞERİ DE VAR
Akın’ın kart geleneği, başlangıçta "Aşkla başlayan her şey başarılı olur" inancıyla örülü bir aşk ilanıyla yola çıkmış. Bu coşku, 44 yıl sonra bir "sevda(ğ) ve barış" koleksiyonuna dönüşmüş. Akın’ın felsefesi basit: "Sanat; insanı içine alır, sarıp sarmalar, hatta gelecek için yol gösterir… En tam da onun için, 'sanat hayattır'".

Bu 44 yıllık süreç, kendisinin deyimiyle "bir ömrün yarısını geçti çoktan". Akın, kartların ticari bir yanı olmadığını, "dolayısıyla coşku ve heyecandan başka bir şey kazandırmayacağını" ancak "koleksiyon değerinin de cabası" olduğunu belirtiyor.
Kartları, her yıl o yılın gündemine uygun bir tema çerçevesinde, çoğunlukla kendi çektiği fotoğraflarla hazırlayan Akın, kartları hazırlarken biraz önsezi, biraz niyet okuma, biraz rüya görme ve çokça da gidişatı izleme sorumluluğuyla hareket ettiğini belirtiyor. Akın’ın kartları artık bu 44 yıllık çabayı bir araya getiren, geniş bir sergiyi kesinlikle hakediyor.Bu noktada görev sanat kurumlarına düşüyor.
BU YILIN TEMASI YARAMIZA PARMAK BASTI
Hazırladığı kartlar ile her yıl sosyal, siyasal, ekonomik, ekolojik ve kültürel meselelere gönderme yapan Akın 2026 yılı için yaptığı yeni yıl kartı ise Türkiye’nin son dönemdeki önemli bir yarasına, basın ve ifade özgürlüğüne dikkat çekiyor.

2026 yılına girmeye sayılı günler kala yılbaşı kartı geleneği sürdürme gayretini yineleyen Akın, herkese şu daveti yapıyor:
"Ben hazırım; 45’nci, 46’ncı, 50’nci, 100’üncü kartı da vermek için yolumuzu kesiştirelim. Siz(ler) de var mısınız? Yolunuz yolumuzla kesişirse sizin de bir yeni yıl kartınız olur. Ben her yıl hazırlıyorum, sizin için de bir tane ayırırım."
Yolunu Korkut Akın ile kesiştirmek ve koleksiyonluk bu yılbaşı kartına sahip olmak isteyenler kendisine [email protected] mail adresinden iletişim kurabilir.
