Sinemalarda üçü yerli 8 film vizyonda. Filmlerde, çekimlerinin bir kısmı İstanbul’da yapılan ‘Amatör’ öne çıkıyor. Filmde, Oscarlı aktör Rami Malek eşi Londra’daki bir terör saldırısında öldürülen ve bir bodrumda yaşayan CIA kod çözücüsü olan Charlie Heller’ı oynuyor. ‘John Wick’, ‘Jason Bourne’ arasında bir anti-kahraman hikayesini beyazperdeye taşıyan sürükleyici filmde İstanbul ise ilk kez aksiyon yapımlarda alışageldiğimiz o sefalet önyargısı oluşturan sarı filtreden kurtuluyor...
SALİHA SULTAN
Türkiye’de sinema salonlarında bugün üçü yerli 8 film vizyona giriyor. Filmlerde, çekimlerinin bir kısmı İstanbul’un tarihi semtlerinde yapılan sürükleyici casus gerilimi The Amateur (Amatör) öne çıkıyor. Filmde Freddie Mercury’yi canlandırdığı ‘Bohemian Rhapsody’deki performansıyla Oscar ödülü kazanan Rami Malek ve Matrix filmindeki ‘Morhpeus’ rolüyle sevilen Laurence Fishburne başrolleri paylaşıyor.
Güney İngiltere ve Fransa’nın yanı sıra Türkiye’de çekilen filmin afişi ve fragmanı yayınlandığında, aksiyon türü yapımların Meksika, Afrika ya da Orta Doğu ülkelerindeki maceralarında sıklıkla kullanılan ve izleyicide ‘bu bölgede sefalet var’ algısı yaratan sarı filtrenin İstanbul sahnelerinde kullanılmadığının görülmesi Türk izleyiciden takdir toplamıştı. James Hawes’in yönetmen koltuğunda oturduğu film, eşi Londra’daki bir terör saldırısında öldürülen, bir bodrumda yaşayan CIA kod çözücüsü olan Charlie Heller’ın maceralarını (Malek) konu alıyor.
CIA etrafında dönen sürükleyici öyküleriyle tanınan Robert Littell’in romanından uyarlanan filmin kadrosunda ayrıca, Rachel Brosnahan, Caitríona Balfe, Jon Bernthal, Michael Stuhlbarg, Holt McCallany gibi isimler yer alıyor. Keanu Reeves’ın amansız bir kovalamacanın içinde olduğu ‘John Wick’ gibi kahramanlık hikayelerini sevenleri salonlara davet eden film, ayrıca Malek’in son derece dramatik bir rolde yer alması nedeniyle Matt Damon’un ‘Jason Bourne’ filmi gibi casusluk teşkilatlarının güç oyunlarını denediği uluslararası entrikaları sevenlere de hitap ediyor. Malek filmde, hasarlı ancak kararlı bir anti-kahramana hayat veriyor.
BAŞLANGIÇ
2010 yapımı olan ve kısa sürede sinema dünyasının kültleri arasına adını yazdıran ‘Başlangıç’ (Inception) da yeniden vizyona giriyor. Christopher Nolan’ın yönetmenliğini üstlendiği ve başrolünde Leonardo DiCaprio’nun yer aldığı Oscar ödüllü filmde, Cobb adındaki bir hırsızın bir fikri zihinlere yerleştirme göreviyle karşı karşıya kalması konu alınıyor. Bu görev başarılı olursa, Cobb için özgürlüğe giden kapılar aralanacak.
FENA HALDE FİORELLA
Mehmet Yamak’ın yönettiği dram türündeki filmde, Mehmet Emrah Bingöl, Barış Bölükbaşı, Omid Darvishi ile Zinar Ataman rol alıyor.
Pir Memmik, Şair, Duvar ve Falso Kader adlı sokaklarda büyüyen, aynı gecekonduda yaşayan ve mezarlıkta çalışan dört kader arkadaşının hikayesini anlatan film, bu dört arkadaşın günün birinde mezarlığa gelen zengin ve yaşlı karı kocanın ardından değişen hayatlarını konu alıyor.
TOHATLIYIZ HERİ
Yasin Acun’un yönettiği ve Kürşat Akgül, Nursel Özdemir, Ahmet Durmaz ile Teoman Alpay’ın oynadığı komedi, Tokat’ta bakırcılık yapan Mehmet ve amcaoğullarının, Mehmet’in sevdiği Hediye’yi kaçırmak için girdikleri macerayı konu alıyor.
CESUR YAGA VE SİHİRLİ DÜNYA
Ailece izlenebilecek keyifli animasyonlar arasında yer alan ‘Cesur Yaga ve Sihirli Dünya’, küçük bir cadı olan Yaga ve arkadaşlarının kayıp bir sihir kitabını bulmak için çıktıkları macerayı anlatıyor. Kötü kalpli Belladonna’nın yıllar önce çaldığı kitap, masalsı bir krallığın kaderini belirliyor.
INGMAR BERGMAN’IN TORUNUNDAN TOPLUMSAL SORGULAMA
Beyazperdenin efsane yönetmenlerinden Ingmar Bergman’ın torunu, Norveçli yönetmen Halfdan Ullmann Tøndel, ilk uzun metrajı ‘Armand’da bir aile dramı ve psikolojik gerilim arasında ince bir çizgide ilerliyor. Başrollerini Renate Reinsve ve Ellen Dorrit Petersen’in paylaştığı, bir okulda iki çocuk arasında yaşanan bir olayın ardından ailelerinin durumu açıklığa kavuşturmak için okula çağrılması sonrası yaşananları ele alan film, gerçek ve yalan arasındaki gri alanları inceliyor. Yönetmenin okul ortamındaki deneyimlerinden esinlendiği bu ilk uzun metrajlı film, ebeveynlerin çocuklarının eylemlerindeki sorumluluğu, kuşak çatışmaları ve nesnel bir gerçeği ortaya koymanın zorluğu gibi karmaşık konuları irdeliyor. Film, okuldaki ailelerin yüzleşmesi, ahlaki farklılıkları üzerinden bir toplumun kriz anlarında nasıl tepki verdiğini çarpıcı bir dille gözler önüne seriyor.
TELEFONDAKİ AIRDROP KABUSA DÖNÜŞÜRSE...
Karanlık salonlarda korku hikayeleri sevenleri bu hafta iki yapım bekliyor. Christopher Landon’ın iPhone özelliği AirDrop teknolojisi üzerinden bir gerilim hikayesine imza attığı ‘Drop: Kabul Et veya Reddet’, yıllar sonra bir randevuya çıkan dul bir anne olan Violet’in (Meghann Fahy) başından geçen tüyler ürpertici olayları işliyor. İlk etapta çekici bulduğu Henry (Brandon Sklenar) ile randevusu güzel başlasa da, telefonuna gelen isimsiz mesajlar ile Violet’in huzuru bozuluyor ve oğlunu öldürmeye hazır ve kim olduğunu bilmediği bir adamın gönderdiği fotoğraflarla gece korkunç bir hal alıyor. Bülent Orçin’in yönettiği ve Onur Erdi, Merve Ceren Akcan, Taner Şahin ile Aleyna Özcan’ın oynadığı ‘Hamia: Muskanın Cinn-i’ filmi ise, muska yaparak geçinen bir adamın ölümünün ardından uzun yıllardır kendisiyle konuşmayan oğulları Kenan ve Tuncay’ın babalarının yaşadığı köye dönüşleriyle yaşadıkları gerilimli olayları anlatıyor.
