Mütareke yıllarında bir aşk hikayesi

Mütareke yıllarında bir aşk hikayesi

Yayıncılıkta zor bir dönem yaşanırken, Vapur Yayınevi şiir, roman, hikâye, deneme, anı türünden art arda kitaplar yayınlıyor. Yayınevinden çıkan ‘Gece Hep Gece’ Üzeyir Karahasanoğlu’nun ilk romanı. Mütareke döneminde, Pera’da, Mekteb-i Sultânî’nin edebiyat muallimî Haluk ile Beyaz Rus Katya arasında gelişen bir aşk ve dönem romanı. Mustafa Erdiken’in ‘Yalnızlık Turuncusu’ adlı romanı ise bir ölçüde ülkemiz için geç kalmış bir ‘Beat Kuşağı’ romanı olarak kabul edilebilir...

BESİM DALGIÇ

Vapur Yayınları şiir, roman, hikâye, deneme, anı türünden art arda kitaplar yayınlıyor. Yayıncılıkta zor dönemlerin yaşandığı malum. Buna rağmen Vapur’cuların cesurca yürüttükleri yayın politikaları kutlanmalı. Yayınevinin genel müdürü Ebru Özden. Ebru’da şair damarı olduğu 2022’de Ötüken’den çıkan, ‘Seyhan Erözçelik’ ödüllü ‘Sonsuz Adla Çağırılış’ kitabından belliydi... ‘Bıktım Cehennemin İçinden’ adlı yine Ötüken’den çıkan yeni kitabında ‘Rüzgarın Yönü’ şiirindeki “(...) ama / uzun uzun bakarak / işlemiyorsa beni gözlerin / rüzgarın yönünü dert bilirim”deki aşk dolu ihaneti betimleyen son dizeleri de bu yargıyı doğrular nitelikte. Ebru, kendi yeni kitabıyla birlikte Vapur Yayınevi’nden çıkan iki şiir, bir deneme, iki romanı da gönderdi.

Öncelikle şiir kitaplarından bahsedeyim: Sezin Seza Altun’dan ‘Beethoven’in İyimserliği’ ile Bâki Ayhan’dan ‘Hasta Sevgili Kış’. İkisi de benim ilk kez okuduğum şairler. Şiir hakkında yazmak gerçekten zor. Her iki kitaptaki şiirler beni pek sarmasa da, yazarsa belki Taner Ay’dan daha farklı bir görüş gelebilir. Tuğrul Tanyol’un ‘Yazdıklarım Unutulmadan’ anı, deneme karışımı kitabını merak edenler ise Taner’in daha önce kitap hakkında yazdığı yazıya göz atabilir. Gelelim romanlara… Roman demişken, bu yılın roman konusunda bence önemli olayı roman yazımından çok romana yapılan müdahale, hayatta olmayan yazarların eserlerinin maruz kaldığı özensizlik konusunda Karar Kültür Sanat Editörü Saliha Sultan’ın Kemal Tahir’in ‘Kurt Kanunu’ eserindeki skandalı haberleştirmesiydi. Önemsenmesi gereken bu duruma ne sorumlu yayınevlerinden ne de yazardan sorumlu vakıftan tatmin edici bir yanıta rastlamadım. Edebi çevrelerin de bu skandala suskun kalmalarıysa çok daha vahimdi... Roman basmak ülkemizde işte bu kadar ciddiye alınıyor. Yeniden Vapur’dan çıkan romanlara dönersek, bahsetmek istediğim romanlar Üzeyir Karahasanoğlu’ndan, ‘Gece Hep Gece’ ile Mustafa Erdiken’in ‘Yalnızlık Turuncusu’...

basliksiz-1

KARAHASANOĞLU ESERİNİ DÖNEMİN KONUŞMASI ESAS ALARAK YAZMIŞ

‘Gece Hep Gece’ Üzeyir Karahasanoğlu’nun ilk romanı. Yazarın ‘2022 Sennur Sezer Öykü Ödüllü’nü almış ‘Geçmişi Beklemek’ adlı bir hikâye kitabı da var. ‘Gece Hep Gece’, Mütareke döneminde, Pera’da, Mekteb-i Sultânî’nin edebiyat muallimî Haluk ile Beyaz Rus Katya arasında gelişen bir aşk romanı. Haluk ismi anlaşılacağı üzere pederinin Tevfik Fikret sevdası yüzünden konulmuş. Beyaz Ordu Kızıllar’a yenilince ünlü General Wrangel komutasındaki donanma İstanbul’a sığınır. Beraberinde de Rusya’dan kaçan birçok göçmen... Bir curcuna, bir kargaşa. Açlık, sefalet... İşgalciler, hafiyeler, İngiliz istihbaratı, ikili oynayan gazeteciler, duruma göre vaziyet alacak münevverler, Anadolu’daki direnişe karşı olanlar, bütün suçu İttihatçılara atanlar, fırsatçı harp zenginleri, direnişi destekleyen millîciler... Çoğu bilinen olaylara dayanmasına rağmen akıcı üslûbuyla keyifle okunan bu kitap, dönemin konuşması esas alınarak yazılmış. Ancak ‘bilinç’ gibi ‘başkent’ gibi kelimelerin kullanılması editoryal bir sorun mu, yoksa bir tercih mi? Ya da bir yerde ‘fikri sabit’ diye yazarken, başka bir sayfa da ‘sabit fikirli’ şeklinde yazmak ya da Mekteb-i Sultânî, Cadde-i Kebir kalıbını kullanırken neden ‘fikr-i sabit’ değil? Mütareke, Beyaz Ruslar, Pera hakkında çeşitli dönemlerde yazılmış birçok roman, deneme, anı kitapları var. Halide Edip’ten ‘Ateşten Gömlek’, Ercüment Ekrem Talu’dan ‘Gün Batarken’ ya da Ahmet Hamdi’den ‘Sahnenin Dışındakiler’ gibi daha birçok örnek... En iyisi eski Yapı Kredi Yayınları editörlerinden Tamer Erdoğan’ın ‘Türk Romanında Mütakere İstanbul’u’ incelemesine bakmak. Bu konuda önemli bir kaynak… Romanda Barones Madam Valentine Taskin gibi gerçek kişiler de var. Çok iyi bir piyanist olan Valentine Taskin çoğu Beyaz Rus gibi İstanbul’u terk etmemiş. Ona Jak Deleon’un ‘Beyoğlu’nda Beyaz Ruslar’ı, Ahmet Zeki Pamuk’un ‘Hatırlatmalar’ı (Ötüken 2025), Taner Ay’ın önümüzdeki aylarda çıkacak ‘İstanbul’un Edebiyatı’nın (Ötüken Neşriyat) son kitabı ‘Beyoğlu Edebiyatı’ kitaplarında da değiniliyor. Karahasanoğlu’nun ‘Gece Hep Gece’ bir dönem romanı. Romanın baş karakteri Haluk’un Mekteb-i Sultânî’nin millîci öğrencilerinin onurlu duruşları karşısındaki ikircikli yaklaşımı ‘Niteliksiz Adam’ın Ulrich’ni hatırlatsa da ‘Savaş ve Barış’ın Pierre Bezukhov’unkine çok daha yakın...

BİR ‘BEAT KUŞAĞI’ ROMANI

“Aranıyor! Aranıyor! Allen Ginsberg’in ‘Kuşbeyin’ şiirini güncelleyecek genç şair adamları aranıyor!” Bu giriş cümlesi ise Mustafa Erdiken’in yine Vapur’dan çıkan ‘Yalnızlık Turuncusu’ adlı romanından. ‘Yolda’ romanıyla ünlenen Jack Kerouac önerisiyle ‘Beat Kuşağı’ adını alan akım ABD’de doğarak dünyayı etkilemişti. ‘50’li yıllardan ‘60’lı yıllara kadar süren bu akım giderek sönümledi. Ülkemiz de bu neviden yazarların olduğuna dair görüşler varsa da yanıltıcı. En fazla Küçük İskender öne sürülse de ‘Yeraltı Edebiyatçısı’ yakıştırmalarıyla yine de bir kararsızlık var. Hatta ‘Tutunamayanlar’la Oğuz Atay’ı bile ekliyorlar. Can Yücel ile Barış Bıçakçı’yı da unutmayalım. ‘Beat Kuşağı’ edebiyatı ABD için dönemsel bir gereklilikti. Ancak o koşullar hiçbir zaman ülkemizde oluşmadı. Sadece biraz heves vardı belki… Yine en iyisi Taner Ay’ın ‘Her Zaman Gece Kuşları Olacağız’ (Ötüken Neşriyat, 2024) kitabına müracaat... ‘Yalnızlık Turuncusu’ ise bir ölçüde ülkemiz için geç kalmış bir ‘Beat Kuşağı’ romanı olarak kabul edilebilir...

13kr2-yalnizlik

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN