‘Son şarklı’ âlime nadide bir biyografi

‘Son şarklı’ âlime nadide bir biyografi

KARAR yazarı Taner Ay’ın Türkiye’nin ilk milli kütüphanesi Kütüphane-i Umummi-i Osmani’nin üçüncü müdürü, ‘hafız-ı kütüb’ İsmail Sâib Sencer’i kaleme aldığı ‘İsmail Sâi Sencer / Sûfîler Arasında Bir Âlim, Âlimler Arasında Bir Sûfî’ kitabı Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları tarafından okura sunuldu. Daha önce yayımlanmamış birçok belge ve fotoğraflarla son ‘hafız-ı kütüb’, şarklı son âlimin hayatı, kitapsever herkesin kütüphanesinde olmalı.

ŞABAN ÖZDEMİR

Türkiye’de basılan çok az kitap; yazarı, hâmisi ve konusuyla bu kadar uyumlu olabilir. Zeytinburnu Belediyesi tarafından basılan, Taner Ay’ın kaleme aldığı ve İsmail Sâib Sencer’i konu edinen kitaptan bahsediyorum: İsmail Sâin Sencer / Sûfîler Arasında Bir Âlim, Âlimler Arasında Bir Sûfî. KARAR okurlarının bu sayfadaki kitap yazılarından da tanıdığı Taner Ay, birçok kişinin bildiği gibi eskilerin deyimiyle tam bir ‘mecânin-i kütüb’dür. Hayatını okumak ve yazmak üzerine kurmuştur. Ömer Arısoy; bir belediye başkanı olmanın çok ötesinde, tam bir kitap sevdalısı, kültür-sanat işleri mevzubahis olunca akla ilk gelen isimlerdendir. Başkanı olduğu Zeytinburnu Belediyesi bu anlamda rakipsizdir. Bunlara bir de birazdan bahsedeceğimiz şahsiyet olan İsmail Sâib Sencer’in şimdilerde postunda oturan, onun ‘hayrü’l-halefi’ Ramazan Minder’i eklediğimizde ilk cümlede verdiğim yargının sebebi anlaşılır sanırım.

hidrgd.jpg

Geçenlerde yayımlanan ‘Süheyl Ünver’in Defter-i Meşâhirleri’nde İsmail Sâib imzası şu şekildeydi: “İsmail, Hâdimü’l-kütüb bi’l-Mektebeti’l-Umumiye”. Kendisi o zamanlar Umumi Kütüphane diye isimlendirilen Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin müdürü olduğu hâlde kendisini ‘hâdimü’l-kütüb’ yani ‘kitapların hizmetçisi’ olarak tanımlamış. Küçücük bir imzada ne çok anlam yüklü… Kitapların hizmetçisi... Müdürlüğü bile hizmetçiliğe tebdil eden, mahviyet makamında bir tavır... Vakıa hayatını kitaplara hizmet etmeye adamış bu âlim, maalesef ki yazılı bir şey bırakmadı arkasında ama sayısız kitabın yazılmasına vesile oldu.

Dönemin ulemasının çetrefilli birçok sorunu o müdahil olmadan çözülemezdi. Bir aşiyana çevirdiği Beyazıt Devlet Kütüphanesi onun inzivagâhı, aynı zamanda ilmini dağıttı yer oldu. Ona başvuran nasipsiz dönmedi. Bu menkıbevi şahsiyet hakkında bugüne kadar bildiklerimiz Ebulula Mardin’in ‘Huzur Dersleri’nde anlattıklarından ibaretti. Taner Ay’ın kalemiyle yeni bilgi ve belgeler ışığında artık daha vazıh bir İsmail Sâib Sencer portresiyle karşı kaşıyayız.

HAYATINI ŞEKİLLENDİREN MEKANLAR

İsmâil Saib biyografisini yazarken Taner Ay, öncelikle mekândan başlamış anlatmaya. Umumi Kütüphane’yi, kütüphanenin bulunduğu Beyazıt Meydanı’nı, Sahaflar Çarşısı’nı anlatmış. Mekânlar, hayatın ve şahsiyetin şekillenmesinde önemlidir. O yüzden de İsmail Sâib’in hayatının çoğunluğunu geçirdiği dönemin Bâyezid’inin anlatılması önemli. Daha sonra İsmail Sâib Bey’in ailesini tafsilatlı bir şekilde anlatan Taner Ay, kitabın merkezi olan İsmail Sâib Efendi’ye geçiyor. Onun tahsili, memuriyet ve kütüphaneciliğiyle ilgili arşiv kaynaklarına dayalı belgelerle desteklenen bir İsmail Sâib biyografisi okuyoruz. Daha önce İsmail Sâib için kimsenin yararlanmadığı arşiv belgeri İsmail Sâib hakkında birçok bilgi içeriyor.

Özellikle Atatürk ve Bakanlar Kurulu kararıyla yaş haddinden emekli olmasına rağmen görev süresinin iki sene uzatılmasını, Cumhuriyet’in kurucu kadrosunun ilme verdiği değeri göstermesi bakımından önemli bir belge ya da İsmail Sâib’in yerinin devrinde bile doldurulamaması ispat eden bir vesika olarak yorumlayabiliriz sanırım. Bunun yanında İsmail Sâib’in dillere destan kedi sevgisi, fakir ve meczuplara yardımları, Oskar Rescher ile ilişkisi, vefatı ve kendisi ile yapılmış iki mülakâtı bu kitapta bulacaksınız. Daha önce yayımlanmamış birçok belge ve fotoğraflarla son hafız-ı kütüb, şarklı son âlimin hayatı, kitapsever herkesin kütüphanesinde olmalı.

Çok yaşasın Taner Ay!

‘DÜNYADA HİÇBİR MÜSTEŞRİK YOKTU Kİ ONA MÜRACAAT ETMESİN’

İsmail Sâib Efendi’yi yakından tanıyan dönemin meşhur yazarlarının ‘hâdimü’l-kütüb’ hakkında sarf ettiği sözlerden bazıları şöyle:

DR. ABDÜLHAK ADNAN ADIVAR: Kendisinden eski Darülfnun’da istifade etmiş birçok talebesi vardır. Fakat Paris, Berlin, Londra şarkiyat mektepleri talebesi bile biraz olsun İsmail Sâib Hoca’nın talebesidir.

ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI: Şark’ta olduğu kadar -belki de mütessifâne söyleyeyim, ondan daha fazla- Garp’ta da meşhurdu. Dünyada hiçbir müsteşrik yoktu ki onu duymasın ve ona müracaat etmesin, hiçbir ilim adamı yoktu ki sözünü hüccet bilmesin, hiçbir âşık yoktu ki onu sevmesin, hiçbir ârif yoktu ki onu, fakat onun kadrince değil, kendi kadrince bilmesin.

LOIS MASSIGNON: 1909 senesinden beri Bayezid’de onun yanında uzun müddet çalıştığımı hatırlıyorum. Her defa görüşümde onun ilim ve irfanının genişliğine ve derin malumatından edilen istifadelere şahit oldum.

REFİ CEVAT ULUNAY: Bir tarihte Avrupa’da bulunduğum zaman, elime böyle bir vefk geçmişti ve halledilmesi için dünyanın en namlı kütüphanelerinden biri olan Paris Milli Kütüphanesi’ne müracaat etmiştim. Orada hâfız-ı kütüblerin her biri birer allemedir. Vefke baktılar ve bana: Bunu dünyada halledebilecek tek âlim, İstanbul’da Bayezid Kütüphanesi müdürü İsmail Saib Efendi’dir, dediler.

hfghf.jpg

Kitabın kapağında, Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in İsmail Sâib Sencer’i bir reçete kağıdına resmettiği ve Türk Tarih Kurumu arşivinde yer alan bu çizim yer alıyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN