Nietzsche'nin içinde kaybolduğu 'gece karası'

Nietzsche'nin içinde kaybolduğu 'gece karası'

Erich Friedrich Podach,1930 yılında, Friedrich Nietzsche'nin delirmesine yol açtığı söylenen Torino Atı olayını şöyle aktarır: "3 Ocak'ta Nietzsche dolaşmaya çıktığında, bir arabacının atını fecî şekilde dövdüğünü görür. Dayanamaz. Ağlayarak atın boynuna sarılır ve onu sâhibinin kırbaç darbelerinden korumaya çalışır. Sonra yere yığılır."

TANER AY | KARAR

Friedrich Nietzsche'nin ‘Torino Atı’ olayı, Nuova Antologia'nın 16 Eylül 1900 günlü nüshasında yayımlanan imzâsız bir makale kaynaklıdır. Erich Friedrich Podach da, 1930 yılında, bu olayı biraz daha ayrıntılı olarak düzenleyerek, şöyle aktarmıştır: "3 Ocak'ta Nietzsche dolaşmaya çıktığında, bir arabacının atını fecî şekilde dövdüğünü görür. Dayanamaz. Ağlayarak atın boynuna sarılır ve onu sâhibinin kırbaç darbelerinden korumaya çalışır. Sonra yere yığılır."

Gazeteci Ugo Pavia, at olayını, 22 Ocak 1932 günlü makalesinde yeniden gündeme taşıyacaktır. Aslında, 'Torino Atı', 'Suç ve Cezâ'nın kahramanı Raskolnikov'un bir gece uykusunda gördüğü kâbûsun fazlasıyla benzeridir: "...Raskolnikov yaşlı kısrağın yanına koştu, onun gözlerinin üzerine inen kırbaç darbelerini gördü; tam gözlerinin üzerine. Ağlıyordu, yüreği yerinden kopacak gibiydi ( ... ) Kalabalığı yarıp atın yanına gitti. Kollarını onun boynuna doladı; öptü, öptü..."

Nietzsche, 1887 yılından itibâren Dostoyevski'nin derin etkisi altında kaldığı için, ‘Suç ve Ceza'daki bölüm ile ‘Torino Atı’ arasındaki benzerlik, bana şaşırtıcı gelmiyor. 1888 yılında,  "Dostoyevski kendisinde öğrenecek bir şeyler bulduğum biricik psikologdur: yaşamımın en güzel şanslarındandır, Stendhal'i keşfedişimden bile güzel," diye yazan Nietzsche'dir.  

Karl Strecker'in yazdıklarını esâs alırsak, 3 Ocak gününden epey önce, Nietzsche, sâhibinin fenâ muâmelesine marûz kalan bir atı görmüş olabilir. Tanıklığı muhtemel bu olay, belki de yalnızca Reinhart von Seydlitz'e gönderdiği mektûbunda yazdığı gibiydi: "Kış mevsimi. Yaşlı bir arabacı, yüzünde son derece zâlimce ve kıştan daha sert bir alaycılıkla atının üstüne işer. Zavallı, açlıktan bir deri bir kemik kalmış at yine de minnettârlıkla, büyük bir minnettârlıkla sâhibine bakmaktadır."

Nietzsche 3 Ocak veya 4 Ocak 1889 günü delirmiştir. Erich Friedrich Podach 3 Ocak'ı, Franz Overbeck ise Fino ailesinin tanıklığına dayanarak 4 Ocak'ı veriyor. Bu nedenle, ‘Torino Atı’da, hep 3 Ocak veya 4 Ocak günüyle ilişkilendirilecektir.  

Friederich Nietzsche'nin hayvanlara karşı derin bir sevgi beslediği söylenemezdi ama, 4'üncü Süvâri Topçu Alayı'ndaki askerliği sırasında bindiği gece karası rengindeki Balduin'i de hiç unutamamıştı. Onun, yaşamı boyunca, karşısına çıkan her atta Balduin'i gördüğünden emînim. Muhtemelen Suç ve Ceza'daki o zavallı atı bile Balduin olarak tahayyül etmişti. Kanımca, Nietzsche, Torino'da, şiddete marûz kalan bir atı değil de, yalnızca Balduin'in gece karasını görmüş, ölümünden sonraki ölümsüzlüğüne doğmak için Balduin'in gece karasında kaybolmuştu...

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN