Yaz sıcaklarında serinlemek için uzandığımız o masum görünen meyveler, diyaliz hastaları için ölümcül bir tuzağa dönüşebilir! Türk Böbrek Vakfı (TBV), yaptığı kritik bir açıklamayla hemodiyaliz hastalarını uyardı. Vakfa göre, özellikle yaz aylarında artan meyve ve sebze tüketimi, kalpte ritim bozukluğundan ani kalp durmasına kadar varabilen hayati riskler taşıyor.
MASUM GÖRÜNEN TEHLİKE: POTASYUM YÜKSEKLİĞİ KALBİ VURUYOR
Türk Böbrek Vakfı Diyetisyeni Gökçen Efe Aydın, tehlikenin merkezinde "potasyum" mineralinin yattığını belirtiyor. Yaz aylarında bolca tüketilen birçok popüler meyve ve sebze, potasyum açısından oldukça zengin. Sağlıklı bir insan için faydalı olan bu durum, böbrekleri yeterince çalışmayan bir diyaliz hastası için zehir etkisi yaratabiliyor.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN YAZ MEYVELERİ
- Kavun
- Kayısı
- Şeftali
- Nektarin gibi sarı ve turuncu renkli meyveler
- Yeşillikler (Domates, salatalık gibi)

Diyetisyen Aydın, bu besinlerin aşırı tüketiminin kandaki potasyum seviyesini tehlikeli sınırlara yükselterek şu belirtilere yol açabileceğini söylüyor:
- Kalpte ritim bozukluğu
- Nefes darlığı
- Kaslarda ani güçsüzlük
- El ve ayaklarda karıncalanma
- Ve en tehlikelisi: Ani kalp durması!
"SU İÇERKEN İKİ KEZ DÜŞÜNÜN!" BİR DİĞER BÜYÜK TEHDİT
Yaz aylarında yapılan en büyük hatalardan biri de "bol bol su iç" tavsiyesine diyaliz hastalarının da uyması. Diyetisyen Gökçen Efe Aydın, özellikle idrar çıkışı olmayan veya çok az olan hastalar için bu durumun büyük bir risk taşıdığını vurguluyor.
Sıcak hava nedeniyle ihtiyaçtan fazla içilen su, iki diyaliz seansı arasında vücutta birikiyor. Bu durum;
- Vücutta ciddi ödem (şişlik)
- Yüksek tansiyon
- Kalp sorunları gibi ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor.
KAŞINTI VE AĞRILARIN SEBEBİ: FOSFOR
Yaz aylarında beslenme düzeninin bozulmasıyla ortaya çıkan bir diğer tehlike ise fosfor yüksekliği. Bu durum hastalarda; dayanılmaz kaşıntı, kas ve eklem ağrıları, ciltte kuruluk ve kireçlenme gibi yaşam kalitesini düşüren sorunlara neden oluyor. Fosforun kontrolü ise uzun süreli bir diyet ve ilaç tedavisi gerektiriyor.
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, bu risklere karşı toplumun tüm kesimlerini bilgilendirmeyi amaçladıklarını belirterek, "Hastalarımızın kan değerleri dahil fiziksel ve ruhsal sağlıklarının iyi olması bizim için son derece önemli. Mevsim geçişlerinde koruyucu hekimlik faaliyetlerini ön planda tutuyoruz," dedi.


