Aladağ'da 11'i öğrenci, 1'i görevli olmak üzere 12 kişinin yaşamını yitirdiği , 22 öğrencinin de yaralandığı yurt yangının üzerinden 5 yıl geçti. Aileler, sorumluların cezaevinden çıkarılmasına tepki gösterdi.
Adana'nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016'da , Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği'ne ait yurtta çıkan sonucu 11'i öğrenci, 1'i görevli 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yargılandığı katliamın üzerinden 5 yıl geçti.
Sosyal Haklar Derneği (SHD), yangında yaşamını yitiren öğrencilerin aileleriyle birlikte yanan yurdun bulunduğu alanda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan aileler, adaletin olmadığını ve Adalet Bakanı Abdülhamid Gül ile görüşme taleplerinin kabul edilmediğini söyledi.
'BU NASIL ADALET?'
Yangında kızını kaybeden Mehmet Ali Baş, "Adalet Bakanı'na sesleniyorum. Nasıl bir adaleti var bu devletimizin? Yanıyor ciğerim benim. Her gün yattığıma, kalktığımda ben sofrada çocuğumu bekliyorum. Nasıl affediyorlar da biz affedeceğiz? Kesinlikle bu affı istemiyoruz. Bana araba çarpsa, bacağımın biri kopsa onu affederim ama benim ciğerim kopunca bu affı istemiyorum. Bundan kötü acı olmaz. 11 çocuk bu yurtta yanıyor, adalet yok. Bu nasıl adalet?" diye konuştu.
'ADALET BAKANI BİZİMLE GÖRÜŞMÜYOR'
Yaşamını Cennet Karataş'ın Babası Mehmet Karataş ise Adalet Bakanı Abdülhamid Gül'ün kendileriyle görüşmediğini belirterek, "Vatandaş bunları niye seçiyor? Haklarımızı korusun diye. Ölen çocuklarımızın haklarını koruyamayan milletvekilleri ortalıkta niye dolaşıyor? Bir mafya için af çıkar mı böyle? Bu sadece bizim davamız için değil nice böyle davalar var. Böyle olmamalı. Padişah döneminde bile olmamış bu. Bu kadar olmaz. Böyle yönetiliyoruz biz. Adalet Bakanı bizimle görüşmüyor" ifadelerini kullandı.
'ASIL YARGILANMASI GEREKENLER BÜROKRASİ, BAKANLAR...'
SHD Genel Başkanı Melda Onur ise sorumluların sadece yurt görevlileri olmadığını belirterek, Aladağ'daki mevcut devlet okulunun yıktırılarak öğrencilerin derneğe bağlı yurda yönlendirildiğini hatırlatarak, "İçeridekiler salıverildi ama şunu da söylemek lazım. Aslında içeri girmesi gereken en alt düzeyden en üst düzeye kadar yani kamu bürokrasisi, bakanlar, buna yol verenler. O köylerde eğitim imkanını sağlamayanlar, okulları atıl bırakanlar bu insanları tehditle yurtlara yönlendirenler yargılanmadıkça, hesap verilmedikçe bu dava bitmez" diye konuştu.
Davanın avukatı Can Atalay ise sorumluların peşini bırakmayacaklarını kaydederek şu şekilde konuştu:
"Bu çocukların adı Türkiye’nin geleceğine yazılı. Ne Fethullahçısı ne Süleymancısı ne ocusu ne de bucusu, eğitim bir haktır. Devletin görevidir. Kimsenin yoksulluğunu istismar ettirmeyeceksiniz. Bu işin de bu katillerin de peşini bırakmayacağız."
NE OLMUŞTU?
Aladağ'da, 29 Kasım 2016'da ortaokulda okuyan kız öğrencilerin yurtta, elektrik sisteminin kısa devre yapması sonucu çıkan yangında eğitmen Fatma Canatan, yurt müdürü Cumali Genç'in kızı Sare Betül Genç, 8'inci sınıf öğrencileri Sema Nur Aydoğdu, Zeliha Avcı, Sevim Köylü; 7'nci sınıf öğrencileri Gamze Bagir, Sümeyye Yetim, İlknur Maden, 6'ncı sınıf öğrencisi Nurgül Pertlek ile 5'inci sınıf öğrencileri Bahtınur Baş, Tuğba Aydoğdu ve Cennet Karataş yaşamını yitirdi.
Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yurt yangınıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, kızını kaybeden yurt müdürü Cumali Genç, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç ve yurt çalışanı Mahmut Deniz tutuklandı. Ara duruşmalarda sanıkların tamamı tahliye edildi. Haklarında soruşturma izni verilen memurların da yargılanmalarına başlanmasıyla sanık sayısı 18'e yükseldi. 12 kişinin öldüğü yurt ise deliller henüz toplanmadan belediye kararı olmaksızın yıkıldı.
3 yıl süren davada 4 Temmuz 2019'da mahkeme heyeti, dernek başkanı İsmail Uğur’u 12 yıl 2 ay 20 gün, yurt müdürü Cuma Ali Genç’i 11 yıl 1 ay 10 gün, dernek görevlilerinden Mahmut Deniz’i 10 yıl, Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş, Ramazan Dede ve Ramazan Keleş’i 8 yıl 10 ay 20'şer gün hapis cezasına çarptırdı.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevlilerinden sanık Bayram Aydın, Cihan Ünal, Davut Gökçeli, Mehmet Aktaş ve Ramazan Arı'ya 7 ay 15'şer gün hapis cezası vererek hükmün açıklanmasını geri bırakan mahkeme heyeti, 6 sanığın beraatini kararlaştırdı.
