Millilerin havası bozuldu

Millilerin havası bozuldu

‘Bizim Çocuklar’ UEFA Uluslar C Ligi 1’inci Grup son maçında Faroe Adaları’na 2-1 mağlup oldu. Son iki müsabakada 5 puan kaybeden Ay-Yıldızlılar, Lüksemburg maçının son anlarında bulduğu gol sayesinde B Ligi’ne kalırken teknik heyet eleştiri yağmuruna tutuldu.

OĞULCAN ÇOKSAYAR

A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar C Ligi 1. Grup altıncı ve son maçında deplasmanda Faroe Adaları’na 2-1 mağlup olarak yenilgisiz liderlik hayallerini tamamlayamadı. C Ligi’nde oynadığı son iki müsabakada beklentilerin oldukça uzağında kalan Bizim Çocuklar, önce İstanbul’da taraftarı önünde 3 kez geriye düştüğü karşılaşmada Lüksemburg ile berabere kaldı. Yaşanan hayal kırıklığının ardından oyun sistemi ve kadro tercihleri sorgulanmaya başlandı. Ardından krizi büyütecek bir skor daha yaşandı. Milliler, Faroe Adaları’na da deplasmanda 2-1 mağlup olarak C Ligi’nde, son iki maçında 5 puan kaybetti. Gruptaki ilk 4 maçında gol yemeyen Ay-Yıldızlı ekip, son iki karşılaşmada ise kalesinde tam 5 gol gördü. Türkiye bu sonuçla grubu 13 puanla lider tamamlarken, gruptaki ikinci galibiyetini alan Faroe Adaları puanını 8’e yükseltti ve üçüncü sırada yer aldı.

A Milli Takım, Faroe Adaları, Lüksemburg ve Litvanya’nın yer aldığı grupta 6 maçın sonunda 13 puan topladı. Ay-Yıldızlı ekip, son iki karşılaşmanın oynanacağı maç penceresine gol yemeden ve namağlup girmişti. Son iki mücadelede yaşanan kayıplar ise futbolseverleri hayal kırıklığına uğrattı. İstanbul’da oynanan müsabakada Lüksemburg karşısında 3 defa geriye düşen A Milli Takım, 87. dakikada İsmail Yüksek’in kaydettiği golle 1 puan almıştı. Stefan Kuntz’un öğrencileri söz konusu gol sayesinde adını B Ligi’ne zor da olsa yazdırdı.

Şenol Güneş ile yolların ayrılmasından sonra Kuntz yönetiminde elemelerde kalan 4 müsabakada 10 puan toplayan Ay-Yıldızlılar, grubunu 2. sırada tamamlayarak play-off oynama hakkı kazandı. Söz konusu turda Portekiz ile eşleşen milliler, rakibine 3-1 yenilerek finallere gitme fırsatını değerlendirememişti. Uluslar Ligi’nde zayıf rakiplerine karşı etkili bir grafik çizen Bizim Çocuklar’ın çıkışı uzun sürmedi. Üst üste alınan olumsuz sonuçların ardından yeni yapılanma umutları yerini homurdanmalara bıraktı. Özellikle son iki karşılaşmada oynanan futbol kimseyi tatmin etmezken Milliler, Faroe Adaları ile deplasmanda oynadığı ikinci maçı da kazanamadı. Ay-Yıldızlı ekip 15 Temmuz 1991’de rakibiyle deplasmanda oynadığı ilk maçta da sahadan 1-1’lik beraberlikle ayrılmıştı.

TEKNİK DİREKTÖR İRFAN BUZ: MARKA DEĞMİLERİNE YAKIŞMIYOR

Öncelikle bu iki müsabaka kimseyi tatmin etmedi. Çok değerli ve önemli bir Milli Takımımız var, havuzumuz çok geniş. 5 önemli ligde oynayan oyuncularımız var. Bir de kendi ligimizde ve Ümit Milli’de havuzda olan değerli oyuncularımız var. Ben de Almanya’dan geldiğim için orası ile temaslarım hiç kesilmiyor. Stuttgart başkanı ile konuştuğumuzda Almanya’ya transfer yapan Ozan Kabak ve Ömer Faruk gibi oyuncular soruluyor. ‘Çok önemli takımınız var ama büyük turnuvalarda neden yok’ deniliyor. Hoca değişiminden sonra geçen 1 yılın ardından oynanan 2 maçı gördüğümüzde tablo umut vermiyor. Önümüzü göremiyoruz. Neden bu değişikliğe gittik? Küme düştüğümüz için. Bizim için bu durum acı verici. Bana göre genç ve yetenekli bir takıma sahipken dünya sıralamasında ilk 20’de olmamız lazım. Beklentiler de bu sebeple doğal olarak yüksek. Yüksek olmazsa bu kadar üzülmeyiz.

Yükselme için tebrik ederiz ama C Ligi’nde olmamız normal değil. Son iki maç Stefan Kuntz’un tercihleri tartışıldı normal olarak. Milli takım nedir, en büyük özelliği seçmek ve seçilmektir. Siz ulusal takıma en iyi oyuncuları ve en formda oyuncuları seçmelisiniz. Örneğin Ferdi’nin mevkii tartışılıyor. Haklılar da çünkü en verimli yeri kanat bek olan oyucunun orta sahada oynaması bizi şaşırtıyor. Orta alanda çok değerli oyuncularımız var çünkü. Oyuncu orda oynuyorsa o mevkide seçecek oyuncu sıkıntısı vardır diye düşünüyorum. Maksimum performans için oyuncuların kendi mevkiinde oynaması lazım. Milli maçlara kulüp gibi bakılamaz milli takımlar her maçı final gibi oynamalıdır. Büyük turnuvalarda olmamız marka değeri için çok önemli. Ligimizin değerini yükseltmek istediğimiz bir dönem için milli takımlar vitrin görevi taşır.

ESKİ MİLLİ FUTBOLCU ABDULLAH ERCAN: BEKLENEN FELSEFE OTURMADI

Milli Takımlar konusunda eleştirilmesi gereken mesele şu, Stefan Kuntz, A Milli Takım’a gelirken ondan beklenen, millileri bir oyun felsefesine adapte etmesiydi. Bence Stefan Kuntz bunu başaramadığı için esas başarısızlık burada ön plana çıktı. Yoksa son 2 maçta alınan veya alınmayan oyuncular ve oynanan oyun bence problemin temelini teşkil etmiyor. İnsanlar şunları söylüyordu; Kuntz, Türkiye’de maç izlemiyor, oyuncu seçimleri yanlış... Aslında istikrarı sağlamak için bunlardan daha önemlisi Kuntz’un A Milli Takım’a bir felsefe kazandıramamış olması. Oynanan oyunda, savunmada ve hücumda pozisyon bilgisi anlamında derin kopukluklar var.

Son iki maç özelinde özellikle oynanan oyunda büyük hatalar var. Oyun anlayışı Milli Takım’ın kimliğine uygun değil. Türk Milli Takımı yarışmacı bir yerdir, mevcut formu en iyi oyuncular seçilir. Eğer siz Faroe Adaları maçının ilk devresinde içeriye 0-0 girip oyuncu değişikliğine gitmiyorsanız sorgulanırsınız. Eğer siz Lüksemburg maçı öncesi içeriği çok boş olan bir maç önü toplantısı yaparsanız eleştirilisiniz. Örneğin Tolga’yı Milli Takım’a çağırıp ihtiyaç duyduğunuzu söyleyip Faroe Adaları maçında sahaya sürmezseniz burada ikilem oluşur. Türk Milli Takımı’na Kuntz’u seçenler bir karar vermek zorunda. Kuntz bir felsefe kazandırır mı? Kazandırırsa devam edilir ama Uluslar B Ligi’nde de aynı oyun ve mentalite sürerse o zaman ayrılık her kesim için çok daha mantıklı.

SPOR YORUMCUSU CÜNEYT KAŞELER: TEK ÇARE YAPILANMA

Stefan Kuntz’un A Milli Takım’a sadece çalıştırıcı olarak dahil olmasına en başından beri karşıydım. Yeniden yapılanma sürecini sağlamak ve Almanya’daki futbol iklimine, futbol sistemine entegre için getirilmeliydi. Sadece teknik direktör olarak değerlendirirsek Türkiye’de görev alan pro lisanslı hocalardan iyi olduğunu söyleyemeyiz. Zaten liyakatın bu kadar önde olduğu bir sistemde Stefan Kuntz’u neden Alman Milli Takımı’nın başına getirmediler bunu sorgulamak lazım. Stefan Kuntz, Hamit Altıntop’la birlikte altyapı sistemini değiştirir, Almanya’dakine benzer bir sistemi getirir diye düşünmüştüm. Ama kendisine sorduğumda ‘yapılanma benim işim değil’ yanıtını almıştım. Yapılanma Kuntz’un işi değilse, kendisinin bir Mourinho, Guardiola olmadığını da düşünürsek Milli Takım’ın başına getirmenin ne gereği vardı? Yapılanma olmayacaksa Kuntz, Türk futboluna bir şey katamayacaktır. Son iki maçtaki oyuncu tercihleri, basın toplantısındaki performansı ve oyun plansızlığı tüm bunların göstergesi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN