Samsunspor kültürüne yakışan yerde

Samsunspor kültürüne yakışan yerde

Spor Toto 1’inci Lig’de şampiyonluk ipini göğüsleyen ve 11 yllık Süper Lig özlemini dindiren Samsunspor’da giydiği kırmızı kazak ile ikon haline gelen teknik direktör Hüseyin Eroğlu, doğru yapılanma ile daha büyük başarılara imza atacaklarını söyledi. Samsunspor’u zafere taşıdığı için gururlu olduğunu ifade eden deneyimli çalıştırıcı “Samsunspor mazisine yakışan noktaya geldi” dedi.

OĞULCAN ÇOKSAYAR

Göreve geldiğinde 6 maçta sadece 2 galibiyeti bulunan Samsunspor’un 11 yıllık Süper Lig hasretini dindiren teknik direktörü Hüseyin Eroğlu, şampiyonluk serüvenini anlattı. Samsunspor’un kırmızı kazaklı kahramanının, süreç boyunca aldığı radikal kararlardan, gelecek yıllara dair yapılan planlara kadar tüm detayları aktardığı bölümle sizleri baş başa bırakalım…

Hocam öncelikle tebrikler. Samsunspor’un 11 yıllık Süper Lig hasretini dindiren teknik direktör olmak size neler hissettirdi?

- Samsunspor’u hedefine taşıdığım ve Süper Lig’de mücadele edecek olmamızdan ötürü çok mutlu ve bir o kadar gururluyum. Samsunspor tartışmasız olarak Türkiye’nin en önemli markalarından biridir. Futbolla yatıp kalkan bir şehrin takımı, futbol kültürü çok ileri bir camia. Sonuçta geçmiş yıllarda Türk futboluna büyük renk katmış, futbolcular, teknik adamlar kazandırmış bir camiadan söz ediyoruz. Kulübümüz mazisine yakışmayan bir noktadaydı, hak ettiği yere çıkmak için büyük yatırım yapılmıştı. Samsunspor’a duyduğu sevgi ve heyecanı eyleme döken başkanımızın hedefi, doğru bir yapı ile önce Süper Lig görmek sonrasında da hak ettiği yerde mücadele eden bir Samsunspor inşa etmekti. Nitekim bu yolda ilk adımı attık. Bu kulüp sadece şampiyonluğu kazanmadı, taraftarlarını ve aidiyet duygusunu da kazandı. Bu başarıda teknik direktör olarak görev yapmış olmak, kelimelere dökülemeyecek kadar güzel bir duygu.

Samsunspor’a geliş sürecinizde ilk plan olmamanıza rağmen yönetimin tercihi sizden yana oldu. Söz konusu süreçte perde arkasında yaşananları bir de sizden dinleyebilir miyiz?

- Samsunspor hiçbir teknik direktör için reddedilebilecek bir kulüp değildir. Samsunspor her teknik direktör için bir fırsattır. Bana aslında teklif gelmeden de bir süreç yaşandı. Başkanımız daha deneyimli, taraftarların adını ilk duyduğu anda güven duyacağı bir teknik direktör bulmak amacındaydı. Bayram Bektaş hoca ile yolları ayırdıktan sonra düşündüğü teknik adamın ben olmadığımı zaten medya mensuplarına açıklamıştı. O zaman Samsunspor’da görev alamayacağımı düşünmüş ve üzülmüştüm. Ancak daha sonra icra kurulundan Veysel Bilen Bey aradı ve Sayın Suat Çakır, Sayın Soner Soykan ile uzun bir görüşmemiz oldu. Beni daha sonra İstanbul’a davet ettiler. Ve kısa sürede anlaştık.

Geldiğinizde 6 maçta sadece 2 galibiyet almış bir Samsunspor vardı. Başlangıç aslında pek istediğiniz gibi gitmedi. 4 maçta sadece Gençlerbirliği karşısında galibiyet alabildiniz. O süreçte takım içindeki dengeleri nasıl idare ettiniz?

- İşler en başta skor anlamında iyi gitmedi ama oyuncularımı analiz etmek için çok önemli bir süreçti. Bandırma maçında Tanque’nin kaçırdığı penaltı, Boluspor maçında son dakikada yediğimiz gol ve Altınordu maçında Tanque’nin daha 10. dakikada kırmızı kart görmesi istediğimiz sonuçları almamızı engelledi ama artık bu kadronun nereye gideceğinin ışıklarını almaya başlamıştım. Ben yapı itibarıyla hep sakinimdir. Milli Takımlar’da, yurt dışında, Süper Lig’de oynayan çok sayıda futbolcunun yetişmesinde emeğim var. Ben geliştirici ve yarışmacı bir teknik direktörüm. Altınordu’nun yarışmacı değil, yetiştirici bir kulüp olarak algılanması bazı gerçeklerin önüne geçti. Her sene çok sayıda oyuncunun gittiği, altyapıdan yükselen gençlerle yeni kurulan takımlarla mücadele ettik. 3 kere play-off’un kapısından döndük, bir defa play-off finali oynadık. En son sene ise “düşecek” denen bir takımı inanılmaz bir performansla kümede tuttuk. Ben orada da kimi zaman krizli ortamlarda bulundum.

Hazır konusu açılmışken; daha önce büyük hedefleri olmayan ancak altyapı konusunda etkili olan Altınordu’dan, yine altyapıya önem veren ve Süper Lig’de mücadele edecek bir ekipte görev alıyor olmak planlarınızı nasıl etkiliyor?

- Altınordu tabii ki misyonu farklı bir kulüptü. Genç oyuncuları oynatmak üzerine kurulu bir sistem söz konusuydu. Birçok genç futbolcuyu Türk futboluna kazandırdık. Bizim için zaman zaman zorluk çektiğimiz alan, genç oyuncuyu yetiştirmek, değerli kılmak için kadro kalitesinin de yüksek tutulma kriteri oldu. Buna rağmen birçok oyuncuyu değerli kıldık ve geliştirdik. Şimdi Süper Lig’de mücadele edecek bir Samsunspor var ve güçlü bir akademisi olacak. Tabii ki bu söylediklerim hemen olacak değil, gerçekleşmesi için sabırlı olmamız gerekiyor. A Takım’a çıkacak genç oyuncularımızın, kadro kalitesi ve oyuncu kalitesi arttığında genç oyuncuları geliştirmek ve değerlendirmek daha kolay olacak. Süper Lig’de genç oyuncuyu oynatmak, hem oyuncu hem de kulübün değerini daha büyük gösterecektir. Ama bu kolay değil. Akademiden gelen oyuncuların adaptasyon sürecini iyi geçirmemiz, onları doğru zamanda hazırlayıp oynatmamız gerekiyor. Biz bunu en çok yapan teknik adam ve teknik ekipten biriyiz. Altınordu’da birçok değerli isim futbola kazandırıldı. Hepsi belli bir süreçten geçti. Samsunspor’da hedefimiz iyi bir kadro kurduktan sonra genç oyuncuları içine monte edebilmek.

Sezonun belki de en dikkat çeken dönemi aldığınız kadro dışı kararları ve yaşanan sistem değişimi oldu. Bu kararları alırken kulüp içinde tepkiler ne yönde oldu?

- Medyaya, taraftarlara ve takıma bu kararlarımı kabul ettirmekte hiç zorlanmadım. Benim bu kararlarımı önce başkan ve icra kurulumuza kabul ettirmem lazımdı. Kulübün menfaatleri için Boldrin ve Novikovas’ın bizimle olmaması gerektiğine karar verdim. Ama daha sezon başında transfer edilen bu iki kaliteli oyuncunun gitmesini başkanımız normal olarak istemeyebilirdi. Kararıma güvendiği ve desteklediği için tekrar teşekkür ediyorum. Oyuncular bu kararımızla vazgeçilmez oyuncunun olmadığını, vazgeçilmez olanın Samsunspor takımının menfaatleri olduğunu gördüler. Çok güçlü bir teknik heyetim var. Hem kendimizi, hem rakiplerimizi analiz ediyoruz. Bütün bu analizlerden 3’lü oynanamızın bize o dönemde daha uygun olduğu kararına vardık ve sonuçlar da gelmeye başlayınca konu hakkında tartışma bile olmadı. Bizim gelişimimizi gören takımlar kendi oyun formatlarının dışına çıktılar.

Pendikspor ile başlayan seri galibiyetler belki de kupaya uzanan yolda kırılma noktası olarak görülebilir. Bu süreçte takımı hedefe odaklamak adına nasıl bir yol izlediniz?

-Söz konusu maçların her biri final tadındaydı. Boluspor ve Altınordu maçlarında 5 puan kaybedince zirveden iyice uzaklaşmıştık. Eyüpspor 7, ikinci, üçüncü ve dördüncü takımlardan 4 puan uzakta, 8. sıradaydık. Kazanmak çok önemliydi ve hiç karamsar olmadık. Teknik ve tatktik çalışmalar, oyuncuların fiziksel kalitelerinin adım adım yükselmesi, sistem adaptasyonu derken, geriye ihtiyacımız olan tek şey, skor desteği kalıyordu. Pendikspor bu ligin en kaliteli futbol oynayan takımlarından biri. Onları net bir skorla yendik ve gerisi geldi. Takıma olan, başarıya olan inancımı tek bir an bile kaybetmedim. Şehri takıma döndürmek kolay bir işti. Çünkü siz iyi oynarsanız, iletişime açık olursanız destek bulursunuz. Bizim seri galibiyetlere ihtiyacımız vardı. Hepsi bizim için final niteliği taşıyan maçları üst üste kazanınca gerisi de geldi.

Bildiğimiz üzere uzun soluklu yarışlarda forma adaleti de takımın temel dengesini sağlar. Sizin ideal 11 belirlerken rotasyondaki oyuncuları da kafa olarak yarışın içinde tuttuğunuz görülüyor. Bunu nasıl başardınız?

- Oyuncuyu ikna etmenin yolu öncelikle maçları kazanmaktan geçiyor. 26-27 oyuncunuz var. Hepsinin hayalleri, hedefleri yüksek. Tabii ki her oyuncu oynamak istiyor. Maç kadrosunu yapmak ve ilk 11’i belirlemek, maçın gidişine göre değişiklikler yapmak, verdiğimiz her karar sporcularımı direkt olarak ilgilendiriyor. Bu kararları duygularla değil, teknik gerekçelerle aldığınızda oyuncu süreç içinde ikna oluyor. Bu kararları almamda analizleriyle katkı sağlayan teknik ekibime ve saygıyla karşılayan, problem çıkartmayan oyuncularıma da teşekkür ediyorum. Biz göreve geldikten sonra takım savunmasını en iyi yapan ekiplerden biri olduk. Galibiyetler, çalışmalarımız planlarımızın doğru sonuç vermesi, özgüvenin artması, takım içi iletişimin harika bir seviyeye gelmesi her gün ivmemizi artırdı.

Sosyal medyanın bir numaralı gündemine yani, ‘uğurlu kırmızı kazak’ meselesine de değinmek istiyorum. Kırmızı kazak, şampiyonluk yolunda bir ikon haline geldi, bu durumla ilgili düşünceleriniz neler?

-Kırmızı kazak çok önemli bir konu başlığı haline geldi. Ben maçlarda kulüp ürünleri kullanmak istiyorum. Dostlarım ve iletişim ile marka yönetimi konusunda bana profesyonel destek olan yıllardır beraber olduğumuz Ali Ergöçmez ve Özgür Özgürengin’in yönlendirmeleriyle kırmızı kazağı giymeyi tercih ettim. Adı uğurlu kazağa çıktı. Hepimizin uğurları vardır ama ben daha çok çalışmaya inanırım. Taraftarlarımız da benimsedi. Ben iç sahadaki tüm maçlara kırmızı kazak ile çıkarken, deplasmanlarda başka tercihler yaptım. Kulüp olarak o kırmızı kazağımı bir şekilde değerlendirmek istiyoruz.

Artık Süper Lig hasreti dindiğine göre gelecek sezon bizlere nasıl bir Samsunspor izlettireceksiniz?

-Nasıl bir takım izlettireceğim konusunda ipuçlarını bu sezon verdik. her rakibe karşı yeni bir tatkit yaklaşım, hücum ederken savunma, savunma yaparken hücum etmeyi planlayan, mücadeleci ve vazgeçmeyen bir takım. Bu geçiş sürecinde en büyük iş taraftarlarımıza düşüyor. 35 bin taraftarın önünde oynamak müthiş güzel bir duygu. Rakipler bu sezon çok daha güçlü olacak. Bütçesi bizden fazla çok sayıda takım olacak. Başarı bir süreçtir. Taraftarlarımız da bu sürecin en önemli destekçisi olmalı. Yalnız takım iyi durumdaykin değil, hatta takım kötü giderken kucaklayıcı olmalı. Takıma özellikle zor anlarında pozitif destek verirlerse, bu süreç çok daha çabuk geçilir, başkanımızın Samsunspor için kurduğu hayallere ulaşmak daha kolay olur.

Kadro planlaması konusunda nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?

Önümüzdeki sezonun planlaması çok önceden başladı. Bu konuda bu süreçte açıklamaları başkanımızın ve icra kurulumuzun yapması çok daha doğru olur. Transfer çok zor bir süreç. Gidecek olanlar var, gelecek olanlar var. Bu süreç öyle doğru yönetilmeli ki, kulüp zarar etmemeli. Kamp dönemine kadar mümkün olan en doğru tranfsfer yapılabilirse sevinirim. Ama transfer eylüle kadar sürüyor. Kimse sabırsız olmasın.. En doğru işler en doğru zamanda yapılacaktır ben buna inanıyorum. Analizlerimiz sürüyor, kafamda net bir transfer sayısı yok. Ancak Samsunspor bu sezonki kadrosundan daha güçlü bir kadroyla sahada yer alacak.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN