Google Earth, kullanıcılarına geçmiş yıllara ait sokak görüntülerini keşfetme imkanı sunan yenilikçi bir özellikle güncellendi.
Bu gelişme, platformun 20. yıl dönümü kutlamaları kapsamında hayata geçirildi.
Artık dileyen herkes, uydu görüntülerinden sokak seviyesine geçiş yaparak, zaman içinde şehirlerin ve bölgelerin nasıl bir değişim geçirdiğini kendi gözleriyle deneyimleyebilecek.
Bu özellik, özellikle şehirlerin değişimi, kentsel dönüşüm ve geçmişe yolculuk gibi konulara ilgi duyanlar için büyük bir kolaylık sağlıyor.
ESKİDEN SADECE PROFESYONELLERE AİTTİ, ŞİMDİ HERKES İÇİN
Webrazzi'de yer alan habere göre, bu özellik daha önce yalnızca Google Haritalar ve daha çok profesyonel kullanıcılara hitap eden Earth Pro uygulamasında erişilebilirdi. Ancak artık Google Earth'ün web tabanlı versiyonunda da bu imkan sunuluyor.
Google, bu yeni gelişmeyle birlikte önümüzdeki haftalarda profesyonel kullanıcılara yönelik yapay zeka destekli yeni çevresel analiz araçları da sunacağını duyurdu.
Bu ileri düzey araçlar, şehirlerdeki ağaç örtüsü yoğunluğu ve yüzey sıcaklığı gibi kritik çevresel verilerin elde edilmesini sağlayacak.
Bu tür veriler, kentsel planlama, çevresel iyileştirmeler ve sürdürülebilir şehirler oluşturma süreçleri için son derece kıymetli bir kaynak teşkil edecek.
DİJİTAL HARİTALAMADA YENİ BİR DÖNEM
Google Earth'ün sunduğu bu yenilikler, dijital haritalama teknolojileri alanında tarihi ve çevresel verilerin giderek artan önemini bir kez daha vurguluyor.
Google Earth'ün yeni özelliği, kullanıcıların sadece mevcut durumu değil, aynı zamanda geçmiş yıllara ait sokak görüntülerini de inceleyerek şehirlerin ve çevrenin nasıl evrildiğini doğrudan deneyimlemesine olanak tanıyor.
Bu, hem bireylerin kendi yaşadıkları alanların yerel tarihini keşfetmeleri açısından faydalı hem de şehir plancıları, çevreciler ve araştırmacılar için paha biçilmez bir görsel veri kaynağı oluşturuyor.
Ayrıca, yapay zeka destekli çevresel analizlerin entegrasyonu, şehirlerin iklim değişikliği ve kentsel ısı adası etkisi gibi sorunlara karşı daha bilinçli ve etkili çözümler geliştirmesine büyük katkı sağlayacak.
Bu sayede, daha dirençli ve yaşanabilir şehirler inşa etme yolunda önemli adımlar atılmış olacak.
