Türkiye'den AB'ye rest: Aleyhte karar çıkarsa karşılık veririz

Türkiye'den AB'ye rest: Aleyhte karar çıkarsa karşılık veririz

Son dakika haberi... Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları için AB'yi uyaran Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu 'AB, Türkiye aleyhine ilave kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız. Bu da çözüme katkı sunmaz. Türkiye'ye kimse bir şey dikte etmesin. AB'nin arabulucuğuna destek veririz, yeter ki dürüst bir arabulucu olsun' dedi. Vize serbestliği için de çağrı yapan Çavuşoğlu 'AB'nin Türkiye'ye verdiği taahhütleri yerine getirmesi lazım. Vize serbestisi AB'nin sözü, yerine getirmeli. AB'nin adil davranmadığını söylemek hakkımız' yorumunda bulundu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara'da Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, "AB (Türkiye aleyhine) ilave kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız. Bu da çözüme katkı sunmaz" dedi.

AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Borrel de "(Türkiye'yle) Daha fazla işbirliğine ihtiyacımız var" açıklaması yaptı.

Çavuşoğlu'nun açıklamaları şöyle:

Türkiye ve AB arasındaki ilişki, Türkiye ile AB üyeleri arasındaki ilişkiler daha çok önem kazanıyor. Sayın Borrell'in de çabalarını görüyoruz ve teşekkür ediyoruz. Elbette AB'den beklentilerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımızın, sayın Şansölye Merkel ile bu yönde gerçekleştirdiği telekonferanslar hakkında malumatımız var. Son derece verimli geçtiğini söyleyebiliriz. AB'nin taahhüdü olan gümrük birliğinin güncellenmesi, vize serbestisi ortak beklentimiz ve hepimizin yararınadır.

Almanya dönem başkanlığını üstlendiği diye tüm meseleler çözülecek değildir. Şu anda aramızda arzu etmediğimiz sorunlar var. Ve üstesinden birlikte gelmemiz gerekir. Siyasi saiklerle değil objektif kriterler çerçevesinde Türkiye'ye yaklaşmasını arzu ediyoruz. İlişkilerimizi rehin alan Rum kesimi ve Yunanistan var. Bu AB ve Türkiye için haksızlık. Son zamanlarda da açık söyleyeyim Fransa var. Bu siyasi konularla teknik konuları ayırt etmemiz lazım.

"DOĞU AKDENİZ VE KIBRIS KONUSUNDA BİR TIKANMA GÖRÜYORUZ"

Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusunda bir tıkanma görüyoruz. Bunun da sebebi biz değiliz. Türkiye bir garantör ülke olarak Kıbrıs Türk halkının haklarını korumakla mükellef. Biz hep başından beri diyoruz ki Türkiye olarak ve Kıbrıs Türkleri olarak, KKTC olarak paylaşmaya varız, diyalog başlatmaya hazırız.

Yeter ki burada hakkaniyet ölçüsünde paylaşmayı bilelim, öğrenelim. Başka da bir derdimiz yok. Bu konularda neler yapabileceğimizi sayın Borrell ile konuştuk. Baştan dürüst açık konuşalım ki, birbirimizi aldatmış olmayalım. Sorunları da o zaman daha iyi çözebiliriz. Bizim aramızda bir göç mutabakatı var. 2016'dan bu yana hangi taraf yükümlülüğünü yerine getirmiş ya da getirememiş... Objektif bakan herkes bunu çok rahatlıkla söyler. Bugün farklı dinamiklerle karşı karşıyayız. Yarın pandeminin etkisiyle çok farklı sınamalarla karşı karşıya kalacağız. Özellikle kaçak göçmen bakımından.

"YERİNE GETİRMEZSENİZ DAHA DA DERİNLEŞİR"

Yüz milyonlarca insan açlık sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalacak. Bunu uluslararası kuruluşlar da BM de söylüyor. Bundan hepimiz etkileneceğiz. Pandemi gelir geçer ama sorun biraz daha devam edecek önümüzdeki süreçte. Ortak hareket etmemiz lazım. Her şeyi Türkiye'den beklemek ve AB'ye gelince yükümlülüğü yerine getirmemek sorunu çözmez, daha da derinleşir.

Dolayısıyla Türkiye'ye verilen taahhütlerin de yerine gelmesi lazım. Gümrük birliği anlaşmasının modernizasyonu önemli. AB pek hoşlanmıyor ama vize serbestisi AB'nin bir sözüdür. Hoşunuza gitse de gitmese de bu sözünüzü yerine getirmek zorundasınız. 67'sini yerine getirmişiz. Bunu yapmayan ülkelere esneklik gösteriliyor, Türkiye'ye gelince daha fazla şart doğru değil.

"KARŞILIK VERMEK ZORUNDA KALIRIZ"

AB'nin sözünü yerine getirmemiz gerekiyor. Biz olumlu adımlar görmek istiyoruz. Türkiye epeydir zirvelere davet edilmiyor. Aldığı kararları da tersine çevirmesi lazım AB'nin. Önümüzdeki günlerde komisyon toplantısında, Türkiye'nin yine malum ülkeler yüzünden Fransa dahil, yine gündemde olacağını görüyoruz. Biz gereken iyi niyeti gösteriyoruz. Ama AB Türkiye'ye yönelik aleyhte kararlar alırsa, bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız.

AB'den beklentimiz sorunun tarafı olmak yerine çözümün tarafı olmasıdır. Gerek Akdeniz, gerekse Kıbrıs konularında üyelik dayanışması anlayışı yerine dürüst bir ara bulucu olarak yaklaşırsa AB, sorunların çözümüne katkı sağlayabilir. Bu beklentimizi de Borrell'e samimi bir şekilde söyledik.

FRANSA AÇIK VE NET TÜRKİYE'DEN ÖZÜR DİLEMELİ

Uluslararası konularda geldiğimiz zaman bugün Libya konusunda bazı AB üyesi ülkeler, Hafter'i tutuyor. meşru olmayan darbeci bir kişinin; Fransa çok açık net. Silah yardımı yapıyor, desteği veriyor. Şimdi sahada kaybedince agresifleşerek bunun acısını da Türkiye'den çıkartmaya çalışıyor. En son Doğu Akdeniz'de taciz iddiasında bulundu. Bunun doğru olmadığını biz ispatladık. NATO ve AB bunu söyleyemez ama biz çok açık söylüyoruz. Fransa burada dürüst davranmadı. Fransa'nın açık ve net şekilde Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor. AB ve NATO'dan da özür dilemesi lazım onları da yanılttığı için. AB'nin bir güvenli ülkeler listesi var.

"AB'NİN ADİL DAVRANMADIĞINI SÖYLEMEZ BİZİM HAKKIMIZ"

AB, objektif kriterler çerçevesinde bir karar alsaydı buna büyük bir saygı duyardık. Ama AB, bu kriterlere hiç uymayan bazı üye ülkelerin bastırmasıyla Afrika ve ötesinde bazı hiç şeffaf bilgiler gelmeyen ve korona bakımından durumu çok vahim ülkeleri güvenli listeye alıp Türkiye'yi almadıkları zaman adil davranmadıklarını söylemek bizim hakkımız. Almanya'da buranın öncülüğünde en azından aşamalı bir adım atacağınızı düşünüyoruz. Bu konuda da AB'nin hakkaniyetli düşünmesini istiyoruz. Sonuç olarak biz bütün bu konuları samimi bir şekilde görüştük. Çabalarını takdirle karşılıyoruz. Bu nedenle Kıbrıs'a gitti, Yunanistan'a gitti, bize geldi. Türkiye olarak yapıcı yaklaşıma devam edeceğiz. Çalışmalarını kolaylaştırmak için de gerekli desteği vereceğiz.

"İLİŞKİLERİN EN İYİ DÖNEMİNDEN GEÇTİĞİNİ SÖYLEMEYİZ AMA.."

Çavuşoğlu ile görüşmesinde Doğu Akdeniz'deki durum, Libya ve Suriye gibi bölgesel konular ile ikili ilişkileri ele aldıklarını aktaran AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de "İlişkilerin en iyi döneminden geçtiğini söyleyemeyiz ancak ilişkileri iyileştirmek için birlikte çalışmamız gerekiyor" açıklaması yaptı.

"BİRTAKIM CİDDİ MESELELER VAR"

Borrell, Türkiye'nin AB için yakın bir komşudan öte olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:

"Türkiye, kilit bir ortak ve bir aday ülke. Sık sık kapsamlı şekilde Türkiye'yi tartışıyoruz. Bu da zaten bu ilişkiye ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesi. Şu andaki mevcut durum, ideal olmaktan çok uzak. Birtakım ciddi meseleler var. Hemen bunları ele almamız gerekiyor. İlişkimizdeki dinamikleri değiştirmemiz gerekiyor. Bu durumdan çıkmanın faydası olacağını düşünüyoruz."

"DAHA FAZLA İŞ BİRLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR"

Doğu Akdeniz'in AB için kilit öneme sahip olduğuna işaret eden Borrell, bu alanda iş birliği ve diyalog içerisinde çalışmak gerektiğini vurguladı.

Borrell, "Daha fazla iş birliğine ihtiyacımız var. Türkiye ile ilişkimiz, dış politika açısından AB'nin en önemli meselesi haline geldi." değerlendirmesinde bulundu.

BOREL NE DEMEK?

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN