Millete seçim nafakası mı?

Köyde, kasabada nüfus azalmasın diye vatandaşlarına yerleşme, yaşama maaşı bağlayan ülkeler var.

İtalya, Molise bölgesine taşınanlara 3 yıl boyunca 700 euro aylık veriyormuş.

İspanya, Rubia'ya taşınanları ayda 100-150 euroyla destekliyor.

Yunanistan, Antikythera Adası'nın yeni sakinlerine 500 euro maaş teklif ediyor.

En uç örnekleri, Emirlikler ve Katar gibi Körfez ülkeleri. Nüfusları 2 milyonun altında. Ama çoğu, çalışmaya gelen göçmenler. Yerli nüfusları azınlıkta kalıyor. Onlar da birkaç yüz binden oluşan vatandaşlarına dolgun maaşlar bağlıyorlar.

Katar'da aylıklar, aile başına 30 bin doları buluyormuş. Elektrik, su, gaz da devletten. Nasılsa para gani, hepsi bedava.

Yani vatandaşlık maaşı, az nüfusu tutmak veya terk edilen kırsalda yaşamayı teşvik için başvurulan bir model.

2023 seçimleri öncesinden beri bizde de gündemde. O yıl başlayacaktı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim vaadiydi, sevinçle müjdelenmişti. Kısmet değilmiş, olmadı.

Geçen kasımda iktidar medyası, müjdeyi tazeledi. Seneye, 2026'da başlayacaktı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Meclis'teki bütçe görüşmelerinde son tarihi duyurdu: 2027...

Yılmaz şöyle açıkladı:

"GETAD diyoruz, Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi. Bu sistemin pilot uygulamasını önümüzdeki yıl başlatacağız birkaç ilimizde. 2027 yılında ise tüm ülkeye yaymayı planlıyoruz. Bu yeni destek modelimiz, özü itibarıyla bir eşik gelirin altında kalan aileleri destekleyici bir model olacak ama istihdam piyasalarından caydırıcı nitelikte de olmayacak. Bu genel kavramsal çerçeve içinde yeni bir sistemi de ülkemize kazandıracağız. Sosyal yardım alanında yapısal bir reformu da hayata geçirmiş olacağız."

Mevcut sosyal yardımları tek çatıda toplamak suretiyle... Geliri bir eşiğin altında kalan vatandaşlara tamamlayıcı maaş bağlamak, yoksullukla mücadelede yapısal bir reform mudur? En doğrusunu devletlilerimiz bilir tabii ama sanki pek öyle değil.

Yoksullukla mücadele, yoksul sayısını azaltmakla olur diye hatırlıyorum.

Bizde ise düzenli devlet desteği almadan geçinemeyen hane sayısı yıldan yıla çoğalıyor. 2 buçuk milyondan 5 milyona dayandı.

Aslolan geliri büyüterek, zenginleşmeyi adil dağıtarak vatandaşı yoksulluktan kurtarmaktı.

Kişi başı milli gelirimiz 18 bin dolara yükseldiyse vatandaşa yoksulluk nafakası gibi tamamlayıcı maaş bağlama ihtiyacı nereden doğuyor?

İşte bunu çözecek modele yapısal reform, denir. Sosyal yardımları yeni bir adla paketleyip sunmaya değil.

Güya seçim yılı 2023'te başlayacaktı. Şimdiyse 2026'da birkaç pilot ilde prova edileceği, ancak 2027'de yani bir sonraki seçime giderken artık başlayacağı söyleniyor.

Eskiden bunlar yapısal reform değil de seçim rüşveti dağıtmak, seçim ekonomisi filan sanılıyordu.

Vatandaş, pansuman tedavisiyle geçici rahatlatılacak. Fakirlik ve geçinememe baskısı altında sandığa gitmemesi sağlanacak. Öyleyse seçim nafakası, demek daha münasip düşmez mi?

Ayrıca bu 'eksik maaşların üstü devletten' modeli sürdürülebilir mi?

2 hafta önce, Sabah gazetesi yeniden müjdelediğinde cevabını yazmıştım.

Hayır, demokrasi ve hukuk açığı yoksulluk nafakasıyla kapatılamaz. Yoksullaştıran kara deliğe küçük gelir bu yama.

NE KARADENİZ GAZI NE GABAR PETROLÜ YETER

İşleyen hukuk ve demokrasi düzenlerinin para bulması, ucuza borçlanması, yatırım çekmesi ve halkı zenginleştirmesi çok daha kolay. Öbürünün yüzü astarından pahalıya geliyor. Bizimse hukuk ve demokrasi açığını finanse edecek ne paramız ne de petrol ve doğal gaz zenginliğimiz var.

Boşa demiyoruz; Azerbaycan, İran, Rusya için petrol ve gaz neyse Türkiye için de demokrasi ve hukuk o.

Gabar'da petrol, Karadeniz'de doğal gaz keşiflerimiz elbette değerli. Ama bakın, 5 yıl sonra vatandaşlara yoksulluk nafakası bağlamayı konuşuyoruz.

Hadi seçim yılı bu maaşı verdiniz, seçimi kurtardınız, yoksulluk artmaya devam ederken arkasını nasıl getireceksiniz?

Dibi delik kovayı suyla doldurmaya benziyor.

Daha emekliye maaş vermekte zorlanırken ihtiyaç sahiplerine yoksulluk nafakası bağlamak güzel haber, tabii eğer sonu gelirse.

YORUMLAR (7)
7 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.