Putin’in gücü Rusya’nın zayıflığı

Otokratların en iyi yetişmişi, en dolusu, en ciddisi, en dünyayı tanıyanı, en palyaçolaşmayacak olanı, en gerçekçisi, en zekisi ve çeviği, en satranç ustası, en strateji dehası, en güç göstericisi, en iş biliri, en sözüne güveniliri, en devlet adamı, en birinci sınıfı, en rol modeliydi.

Rusya’yı yeniden ayağa kaldıran, tuttuğunu koparan, yaman, güçlü liderdi.

Ukrayna’ya saldırı çılgınlığına kadar....

Yönetme becerisi daha önce sınanmamış, devlet işleriyle yeni tanışan, liderliği ciddiye bile alınmayan, şovmenlik kariyeri sebebiyle küçümsenen, cılız ve çelimsiz, yeniyetme bir komedyen karşısında madara oldu.

Kendisininkinden başka ses istemeyen Putin tipi otoriter başkanlık inişe geçerken, devlet dairelerinden kendi resimlerini kaldırtan Zelenski tarzı liderlik hızla yükseliyor.

Çizilen, sadece Putin’in karizması değil. Ülkesini büyüten büyük lider kültünün de büyüsü, fiyakası bozuldu.

Demir yumruklu otokratik tek adam modelinin de yenilgisi ve iflası bu.

Güçlü Putin; Rusya’nın zayıflığına, yumuşak karnına dönüştü.

Gem vurulamayan emperyal kibir ve ihtirasların, büyüklük ve görkem arayışının; başta gururunu okşadığı bir milleti, sonu belirsiz maceralara nasıl sürüklediğini yaşatarak gösterdi.

Anlı şanlı Putin, baltayı taşa vurdu. Dengi olarak görmediği “dünkü çocuk” Zelenski’den, çetin ceviz bir ulusal direniş kahramanı çıkardı.

Tek adamlığın popülaritesi sönerken ortak aklın yıldızı, yeniden parlamaya başlıyor.

Putin’in, korku ve dehşet saçarak karşısında birleştirdiği dünya, hayranlıkla Zelenski’yi izliyor.

Son Rus çarı olacaktı; demokratik dünyanın yeni öcüsü, kabusu oldu. İnsanlığa oluşturduğu tehdit ve tehlikenin boyutları, Hitler’in cinnetiyle kıyaslanıyor.

Bir adamın peşine takılınca, onun körlüğü, koca bir milleti nasıl köreltiyor, unutulmuştu.

Tek aklın yanılgısı, dev bir ülkeyi nasıl yanıltıyor, şimdi tekrar hatırlandı.

Güçlü lider, ülkeyi zayıflatıyormuş.

Ukrayna’dan kaba kuvvetle galip ayrılsa bile Putin, kaybettiği imaj ve itibarı bir daha geri kazanamayacak.

Hafızalarda gömüleceği yeri kendi kazdı, tarihe “güç delisi” olarak geçecek.

Çarlık Rusya’sını dirilteyim derken AB’yi, ABD’yi, NATO’yu ihya etti.

Güya iki kutuplu dünyayı geri getirmek için yola çıkmıştı, yakın tarihin en korkunç ruhunu geri çağırdı. İstilacılığıyla Hitler’in hayaletini hortlattı.

Bir kişinin heves ve özlemleri, koca bir millete bundan daha fazla zarar veremezdi.

Tek adamlık kariyerini, dünyanın başına bela olarak, ülkesine felaket bir kötülükle tamamlıyor.

Kapana kısılana kasar şansını zorladı. Şimdi bir onurlu çıkışa ihtiyaç duyduğu söyleniyor. Ama kendisi de farkında mı?

Kimsenin önünde duramadığı, durduramadığı kontrolsüz bir güç, sahibine de hayretmiyor, o da anlamış mıdır?

ÇİLLER'İN MUHTEŞEM DÖNÜŞÜ (!)

Gaflar kraliçesi Tansu Çiller, mekanın sahibi olarak merkez sağ siyasete dönüş mesajları veriyor.

Yeni partiler, iktidarın yetersizliğine karşı kurulur. Çillerse, muhalefeti yetersiz bularak yeni bir parti kurma ihtiyacından söz ediyor.

Bu çıkışı da 28 Şubat’ta yaptı. Altı muhalefet partisinin, Meclis’e güç ve yetkisini iade edecek ortak önerilerini açıkladıkları gün.

İktidara lafı yok, muhalefete eleştirisi çok...

Peki Çiller’in, iktidar talebi olmayıp muhalefetin yerini alacak bir partiyle siyasete dönmesi, dengeleri iktidar lehine değiştirir mi?

Ortalığı şenlendireceği kesin. İktidar medyasının gözdesi oldu bile.

Ama muhalefetin korkulu rüyası olacak diye beklerseniz, buna kargalar bile güler.

İktidar ve medyası, muhalefeti bölme umudunu Çiller’e bağladıysa yandı gülüm keten helva.

YORUMLAR (90)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
90 Yorum