Neden Kılıçdaroğlu?

Dört cumhurbaşkanı adayı var, malum. Sinan Ogan’ı bir kenara koyalım (oy oranı düşük ve tanınmayan bir isim), kalan üç aday aslında benzerlik açısından iki grupta toplanabilir.

İlk gruba Erdoğan ve İnce’yi koymak gerekir.

Bu iki isim arasındaki benzerlik siyasi olmaktan çok şekli görünüyor. Ancak bu şekil unsuru, ifade ettikleri siyaset tarzı, düzen ve işleyişini tarif etmek bakımından son derece baskın ve belirleyici. Bu unsur, şahsilik ve ona endeksli kimlik fikri üzerine oturuyor.

Erdoğan (özellikle 2016 sonrası) ve İnce tarzı siyasetçiler, seçmeni siyaset ve sistem tercihine değil, kişi tercihine davet ediyorlar. Kişinin gücü, becerisini, karakter özelliklerini ve simgelediği değerleri tercih hiyerarşinde, vitrinde ön sıraya koyarlar.

Hele bir de, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gibi bir garabet söz konusuysa, bu tercih iktidara geldikten sonra işler çığırından çıkar. Otoriterliğin kurucu unsuru, siyasi irade ile toplumsal irade arasında mutlak özdeşlik hali, sandık üzerinden tam biat ve buna dayalı “yegane meşruiyet” fikrinin temelleri atılır.

Seçilen lider, seçildikten sonra artık ne yaparsa yapsın, yaptığı millet adınadır ve meşrudur. Liderin düşüncesi artık milletin düşüncesidir. Ülkeye, adalete, siyasete yön veren, bundan böyle, kurallar, kanunlar değil seçilmiş liderin vicdanı, kişisel eğilimleri, şahsi tercihleridir. Kişi merkezli bu temsil esas olarak çoğunlukçudur. Çoğunlukçu düzende denetimi, sadece sandık temsil eder, o da 3-5 yılda bir kez “kişi tercihi ve tescili” için devre girer.

Bizde, ne yazık ki, bir süredir böyle bir hükümet sisteme var ve kısmen bunun sonucu olarak toplumda böyle siyaset anlayış rüzgarı esiyor. Güce, imaja ve kişiye endeksli bir siyaset anlayışı kabardıkça kabarıyor. Muhalif kesimde İmamoğlu ve Yavaş beklentisi, desteği de, toplum açısından böyle bir rüzgarın, tek yanıtlı bir tercihi halinin, “yapabilir, yenebilir, kazanabilir” eseriydi.

Ülkenin şahıslara önem veren, yıllarca Demirel, Ecevit, Özal, Erbakan gibi isimleri kült haline getirmiş siyasi kültürünün bile ötesinde bir eğilim bu. Bu dörtlü, şahıs özellikleri kadar sınıfsal destekler alır, örgün siyaset unsurlarını temsil ederler, çoğulcu bir sistemden yarış sisteminden ürerlerdi.

Gelelim ikinci, Kılıçdaroğlu’nun tek başına yer aldığı aday grubuna..

Bu grup, daha doğrusu bu aday, kurumsal ve programa dayalı bir işleyiş, ortak akıl ve katılım üzerine kurulu bir siyaseti temsil eder. Demokratik kurumların ve değerlerin ön gördüğü organik, bir toplum-siyaset ilişkisine gönderme yapar. Kişi, bu siyaset anlayışında, söz konusu yapıyı taşıma, canlı tutma, örgütleyebilme, etkili olma vasıflarıyla bir değer taşır. Almanya’da Kohl, Schröder, Merkel, İngiltere’de Thatcher, Blair, Johson örneklerinde olduğu gibi…

Önümüzdeki seçimlerde toplum sadece farklı siyasi öneriler arasındaki bir tercih değil, aynı zamanda, belki bundan çok daha fazla, kişisellik ve kurumsallık arasındaki bir tercih yapacaktır.

Türkiye için demokrasiye ve rasyonelliğe geri dönüşün olmazsa olmazı şekli kuralı, kurumsallık; kurumsallığın öngördüğü kollektif akıl/işleyiş, denetim/hukuk ve katılım mekanizmalarıdır.
Geldiğimiz noktada, mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, demokratik bir geri dönüş için, ideal cumhurbaşkanı;

1.Siyasetin içinden, denenmiş, ufku ve kişiliği bakımından test edilmiş, demokratik bakımdan öngörülebilir, güven veren biri olmalıdır… 2. Siyasi güç ve başarıyı temsil ederken, bunlar ile demokrasi, özgürlük, çoğulculuk arasında bağ kurabilecek bir kişi olmalıdır. Kişisel siyasi hırsı ve egosunu geride tutmayı bilen biri olmalıdır. 3. Hem siyaset ve devlet, hem siyasi iktidarın parçaları arasında ilişkileri dengeli, uyumlu işleyişi sağlayabilecek biri olmalıdır. 4. Çatışmayı, kutuplaşmayı değil, bir aradalığı ve kültürel barışı temsil edecek ve taşıyacak biri olmalıdır.

Bu zaviyeden bakınca, Kılıçdaroğlu ismi gerek İmamoğlu ve Yavaş karşısında, gerek Erdoğan ve İnce karşısında demokratik değerlerle kuşatılmış toplum-siyaset ilişkisine en uygun isimdir.

YORUMLAR (59)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
59 Yorum