Kuantum Hayaleti: El Salvador’un Bitcoin Panik Butonu
Geçtiğimiz günlerde El Salvador hükümeti tuhaf bir manevra yaptı: Devlet hazinesinde tuttuğu 678 milyon dolarlık Bitcoin’i tek cüzdanda saklamak yerine, parçalara bölüp 14 farklı adrese yaydı. Gerekçe? Henüz ortada olmayan bir düşman: kuantum bilgisayarlar.
Bu hamleyi duyunca insanın aklına şu soru geliyor: Daha ortada kılıcı olmayan bir hayduta karşı zırh kuşanmak akıl kârı mı?
Kuantum Nedir, Tehdit Nerededir?
Bugün kullandığımız kriptografi sistemleri —yani dijital kasaların kilitleri— sıradan bilgisayarlar için kırılması imkânsız denklemlerle çalışıyor. Kuantum bilgisayarlar ise teoride bu kilitleri çözebilecek bambaşka makineler.
Ama gerçek şu: Bugün elimizdeki kuantum bilgisayarlar, bir apartman kapısının şifresini bile çözemeyecek kadar zayıf. El Salvador’un korktuğu saldırı ise, henüz inşa edilmemiş bir süper bilgisayara karşı. Yani tehdidin kendisi “geleceğin hayaleti”.
Bunu şöyle düşünebiliriz: Evimizin kapısına dev bir kale kapısı yaptırıyoruz, çünkü belki yüz yıl sonra ejderhalar geri döner. İhtiyat mı, yoksa gösteriş mi?
Sembolik Bir Gösteri mi?
El Salvador’un yaptığı elbette akıllıca görünüyor: “Bütün yumurtaları tek sepete koyma” kuralını uyguluyorlar. Ama kuantum kartını öne sürmek, biraz da PR kokuyor. Çünkü asıl risk bugün değil, belki 10–20 yıl sonra.
Daha önemlisi: Kuantum tehdidi geldiğinde, sadece El Salvador değil, Bitcoin’in tamamı yeni bir şifreleme çağına geçmek zorunda kalacak. Yani bu hamle, tüm ekosistemi bekleyen bir dönüşümü tek başına çözmüyor.
Teknoloji İmparatorluğu
Yine de bu hikâyede ilginç bir ders var: Devletler artık sadece birbirleriyle değil, teknolojinin kendisiyle yarışıyor. Tıpkı Amerika’nın demokrasi yerine teknoloji devleriyle ayakta kalabileceğini yazdığımız gibi, El Salvador da parasını korumak için kuantum söylencelerine sığınıyor.
Belki de asıl mesele şu: İmparatorlukların kaderini artık tanklar, uçaklar değil; algoritmalar ve kuantum işlemciler belirleyecek. Şimdilik “kuantum ejderhası” bir masaldan ibaret. Ama hükümetlerin bu masala karşı bile mevzi alması, çağın ruhunu gösteriyor: Gelecek korkusu bile bugünün siyasetini şekillendiriyor.
