Sığır ne yapıyor ki ona sığır diyorsun?

Sık olmakla sığ olma; sıkılma ile sık olmak arasında nasıl bir ilişki var? İstemediğiniz bir durum başımıza sık sık geliyorsa mı sıkılırız yoksa içine sığamamak, içinden bunalıp dışarı çıkmak ile ilgili bir hal midir sıkılmak? Peki sıkışmak nasıl gerçekleşiyor? Sıkılmaktaki ‘l’ yerine ‘ş’ gelerek sıkılmak nasıl sıkışmak oluyor? Bir şeyin bir yere sığması için onu sıkıştırırız yani sığıştırmaya çalışırız. Sığmak dediğimiz kelimede esasen şunu görüyorum: ‘s’ harfini kaldırdığımızda kelimenin kökü “ığ”a ulaşırız. Iğ akma, yürüme, hareket anlamı taşıyor. ‘S’ geldiğinde kelimeyi dışarı çıkartacaktır. Neden? Çünkü ‘s’ dışarı çıkarma anlamı katar kelimeye. Sığma eyleminde sığan nesnenin dışarıdan gelme bir şey olduğunu fark ederseniz ne demek istediğimi hissedersiniz umarım. Umsam mı, temenni mi etsem; ikisini de yaparım sizler için. Belki ikisi de birdir, aynı şeyin hem Türkçeden görünüşüdür hem Arapçadan. Belki arada bir fark da var, buna sonra bakalım.

***

Peki sığıra neden sığır diyoruz? Sağdan sağır, oradan da sığır denir diyenler var ama bu yanıltıcıdır diyor Hasan Eren. Sağmaktan geliyor olsa ineğin sağılıyor olmasından dolayı sağır ve sonrasında ise sığır denilmiş olabilir ama burada sığırın dişi mi erkek mi olduğu, yoksa hepsini mi kapsadığı meselesi ortaya çıkar. Biz hepsine sığır; sığırın sağılanına ise inek diyoruz ama başka Türk lehçelerinin yarısında sığırın inek için kullanıldığı etimoloji sözlüklerinde belirtiliyor. Tabii ineğe neden inek diyoruz, tatmin edici bir şekilde cevabını bulmak kolay değil. Ben sığırın sadece inekleri ifade ettiğini düşünemiyorum ister istemez. Sığırı sığınmak kelimesi ile düşünmek nedense pek aklına gelmemiş Türkologlarımızın. Sığır insanlara sığınan bir hayvandır. Sığır’ın s’si dışarıdan geldiğini, son harfi ‘r’ bu sığınma eylemini sürdürdüğünü (geniş zaman) gösterir. Sığınmakta ‘n’ sesi ise dönüşlülük anlamı katar kelimeye. Bu sığma işini kendisinin yaptığını gösterir bize. Evcil, evcilleştirilmiş hayvan yani. Sığın diye bir kelimenin geyik anlamına geldiğini gördüm sözlüklerde. Düşünmeye başladım kara kara. Nasıl yani? Beyaz beyaz, parlak parlak düşünemiyorum, neden? Çünkü konu karanlık, kapalı. Kendisini henüz açmış değil. Efendime söyleyeyim; “okuyucu milletin efendisidir!” Millet derken yazar milletini kast ediyoruz burada. “Efendime söyleyeyim” söyleyişini en son şair Suavi Kemal Yazgıç’ın bir konuşmasında duydum, öyle hoşuma gitti ki, Asım dedim, sen neden efendine söylemiyorsun hiç. Ah efendim ah… Konuyu dağıtma, daldan dala atlama ey Asımcık, kara kara düşünüyordun, oraya gel. Ama efendime söyleyeyim diyerek bir hususu anlatmak, bir ara cümle olarak efendime söyleyeyim, diyerek cümlesine devam etmek çok güzel değil mi ey okur. Bu güzel ifadeleri görüp de Allah vergisi şu güzel dile aşık olma. Tamam, sığın kelimesine geliyorum ey okur; sığının geyik olması beni neden kara kara düşündürdü? Zira ben sığır kelimesinde sığınma anlamını görürken geyik nasıl sığınacaktı. Geyiğin tabiatı kaçmak üzerine kardeşim. Gel de kara kara düşünme. Ama bir yandan da sözlükleri karıştırmaya devam ediyorum. Bir de ne göreyim Tuncer Gülensoy’un sözlüğünde: Evcilleştirilmiş geyiğe sığın geyiği deniyormuş. Bende bir bayram havası!

***

Sığırtmaç kelimesi var sığır çobanı için kullanılan. Kelimedeki ‘t’ için iç ses türemesidir demiş Tuncer Gülensoy. Ben onun ettirgenlik ‘t’si olduğunu söylemek istiyorum. Sığırları sıraya dizmiş götürüyor. Neden sıraya dizmiş diyorum? Kuş sürüsüne de sığın deniliyor Türkçede. Sığırcık kuşunun sürü halinde, grup halinde, belli bir sıra ile uçtukları belirtilmiş mesela.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum