Ya evet Türkçe ise?!
Evet kelimesinin Türkçe olup olmadığı konusunda kafalar bir hayli karışık.
Yunanca mı, Farsça mı derken işin içinden çıkmak zorlaşıyor. Evet kelimesinin kökünde, aslında eğ ve ev seslerinin bulunduğunu düşünebiliriz. Bunu neye dayanarak söylüyorum? Şuna: Övme kelimesini öğme, döğme kelimesini dövme şeklinde de kullanabiliyoruz. “V” sesi yumuşak g’ye; yumuşak g de “v”ye dönüşebiliyor. Benzeri bir şekilde sevmek ile beğenmek fiillerinin de “eğ” kökünden geldiğini düşünebilirsiniz. Biraz kısa yoldan söylemiş olacağım, kusura bakmayın: Beğenmek ben merkezli bir duygudur, sevmek sen merkezli bir duygu. Beğenmek bencilliğe açık bir duygudur, sevmek sencilliğe açılan bir duygudur.
Buradan sözü nereye getirmek istiyorum: Bir Türk karşısındakine yok, hayır, olmaz demiyorsa onun isteğine talebine boyun eğiyorsa eğmek kökünden gelen bir kelime ile muhatabına cevap veriyor olabilir. Tabii bu durumda kelimenin sonuna gelen “t” ekini veya “et” ekini nasıl anlayacağız, bunun bir cevabını aramak lazım. Kendimizi bir cevap bulmaya aşırı zorlamamakta fayda var. Evet, evetteki manayı arayalım, yoklayalım ama bilgimizin tükendiği noktada da durmasını bilmek lazım.
Evet kelimesi ile ilgili fikir yürütebileceğimiz bir iki yol daha var. Bunlardan birisi acele anlamında kullandığımız “ivedi” kelimesi. Diğeri “ise” ev kelimesi. Ev kelimesi de kök olarak eğmek köküne gittiği için ev üzerinde durmuyorum. Neden durmuyorum; zira evden ilerisine gidemiyorum, yani “et” ekinin içinden çıkamıyorum. Fakat ivedi kelimesinden evet’e şöyle bir yol açılabilir mi: “Hemen”. Birisi sizden bir şey istedi, size bir şey sordu ve siz de ona hemen, tamam anlamında bir karşılık verdiniz. Bu mümkün olabilir mi? Düşünmek lazım. Türkçede “i” sesinin “e” sesine “e” sesinin “i” sesine dönüşmesi karşılaşılmayan bir durum değil. “İvedi”deki “di” eki muhtemelen dili geçmiş zaman eki.
İvedi “oldu”nun biraz hızlısı bir kelime olabilir. İvecen kelimesini hatırlarsak böyle düşünmemizde bir sakınca yok. İvecen işini hızlıca yapan insanlar için kullanılan bir sıfat. Hemen kelimesini de hemen ivedilikle açalım: “hem an” şu an, şimdi birlikte olunan an.
Yine de “ivedi” ile kardeş olsa bile evetteki “t” sesini izah etmek kolay görünmüyor gözüme. Aklına bir çözüm yolu gelen okur çekinmesin yazsın.
***
Dünya dillerinde hayır anlamına gelen kelimelerin nein, no, nyet gibi gözle görülür şekilde “n” sesi ile başladığını görüyoruz. Bizdeki hayır Arapçadan geçmiş ama Arapçada hayır kelimesi değil “la” kelimesi kullanılıyor. Peki ne olmuş da Arapların kullanmadığı bir kelimeyi biz o anlamda kullanıyoruz.
Türkçedeki iyilikte bulunmak, yardım etmek anlamıyla zihnimizde beliren hayır kelimesinin nasıl olup da kabul etmeme, reddetme anlamında kullanıldığını insanımız kolay kolay kavrayamıyor. Kavrayamıyor çünkü hayır kelimesinin seçme, irade belirtme anlamını biraz unutmuşuz. Muhtar ve ihtiyar heyeti derken kelimedeki bu anlam yaşıyor fakat bu anlamı gören kim? Hatta yaşlı anlamına hapsettiğimiz ihtiyar kelimesinde de karar veren, ihtiyar sahibi manası var. Geçmişte evin dedesi ihtiyar sahibi, söz sahibi iken günümüzde ihtiyarlar ihtiyar sahibi değil hatta Darülacezeye terk edilen insan.
Kibar insanlar zamanında bu kelime olumsuz cevabı doğrudan söylememek, irademi beyan ediyorum anlamında kibarca kendisine teklif edileni tercih etmediğini bildirmek için dolaylı olarak kullanılmış.