Karantina günlerinde okumak, yazmak...

Şu zor karantina günlerinde en şanslı olanlar, işlerini evlerinde de yürütebilenlerdir. Biz yazarlar da bu şanslılardan sayılırız; olağan günlerde sahip olmadığımız kadar zamana sahibiz; bol bol okuyor ve yazmaya çalışıyoruz.

“Yazmaya çalışıyoruz” dedim, çünkü Kovid-19 salgınının insanlığa yaşattığı büyük acılar, geleceğin belirsizliği, yakınlarımız ve dostlarımızla buluşup görüşememenin yarattığı hüzün, hasret, hürriyetimizin kısıtlanmışlığı ister istemez ciddi bir “odaklanma” problemi yaşamamıza yol açıyor. Bazan bilgisayarımın başında tek cümle yazamadan saatlerce oturuyorum. Dün de yazmaktan ümidimi kesince kütüphanemde seyahate çıktım, çoktandır elime almadığım kitapların sayfaları arasında bir hayli gezindim. Meğerse rafların arka sıralarında okunmayı bekleyen, gözden ırak kaldıkları için unuttuğum ne kadar çok kitap varmış. Sadece arka sıralarda değil, ön sıralarda da... Özellikle yerinden çıkarılması bile enikonu güç gerektiren prestij kitapları ayrı bir bahis.

Prestij kitaplarını gözden geçirirken İBB Kültür AŞ’nin on yıl kadar önce yayımladığı bir kitap dikkatimi çekti: Adolphe Thalasso’nun yazdığı, Fausto Zonaro’nun resimlediği Dersaadet, Saadet Kapısı İstanbul (2009). Çıktığı tarihte okumuş, hakkında kısa bir de yazı yazmıştım. “İçindekiler” bölümüne göz attım, “Ramazan Gecesi” başlığını görünce, “Tamam,” dedim, “bu hafta eski İstanbul Ramazanlarının Levanten gözüyle nasıl göründüğünü yazabilirim!”

***

Efendim, Adolphe Thalasso (1855-1919), İstanbul’da doğup büyümüş olmakla beraber asıl eğitimini Paris’te almış bir Levanten... On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısıyla yirminci yüzyıl başlarında, İstanbul-Paris arasında gidip gelmeli bir hayat yaşayan ve Osmanlı’da resim, müzik, tiyatro konularında yazıp çizen bu ilgi çekici adam, Zonaro’nun da yakın arkadaşıymış. Dostları arasında, Paris’te Victor Hugo ve Sarah Bernhardt, İstanbul’da Namık Kemal ve Veliahd Abdülmecid Efendi gibi önemli şahsiyetler varmış. 1885 yılında yayımlamaya başladığı Le Revue Orientale, dönemin sanat ve edebiyat ortamını çok iyi yansıtan bir dergidir. Namık Kemal, Ebüzziya Tevfik, Recaizade Mahmud Ekrem ve Rıza Tevfik, bu derginin yazarları arasında yer almışlar.

İstanbul ve Paris sanat çevrelerinde yer edinmiş, tanınan, sevilen, fakat aslına bakılırsa iki başkentte de “yabancı” olarak görülen bir şair ve yazardan söz ediyorum.

Bohem hayatı yüzünden son yıllarında yoksulluk ve yalnızlığa sürüklenen Thalasso’nun üç önemli kitabı var. 1906’da yayımlanan Les Premiers Salons de Peainture de Konstantinople (İstanbul’un İlk Resim Salonları), 1908’de yayımlanan Déri Sé’adet ou Stamboul: Porte du Bonheur (Dersaadet: Saadet Kapısı İstanbul) ve tarihsiz L’Art Otoman (Osmanlı Sanatı).

Paris’te basılan Déri Sé’adet, “Ressam-ı Hazret-i Şehriyarî” Fausto Zonaro tarafından resimlenmiş bir kitap olduğu için ayrı bir önem taşıyor. Özel olarak sadece üç yüz adet basılan ve numaralanan kitapta, Thalasso’nun “Şehir ve Hayat”, “Kadın” ve “Aşk” ana başlıkları altında biri araya getirdiği yirmi dört yazısına Zonaro’nun kırk dokuz yazısı eşlik ediyor. Yazılar da resimler de nefis...

Thalassso, kitabına manzum bir “Dua” ile başlıyor: “Ey İstanbul, Sultanlar Şehri! Ey İstanbul, Saadet Kapısı! Sen Altın Boynuz’a asılmış anahtarıyla hem Avrupa’ya hem Asya’ya açılan ve iki kanadı Boğaziçi’nin yakaları olan Saadet Kapısı’sın. Övgüler olsun sana! Sen, Allah’ın iki dünyaya birlikte bastığı mühürsün! (...) Ey İstanbul! Selam olsun sana! Sana hürmet eder ve gönül veririm! Camilerine ve minarelerine, tutkunum namaza davet eden müezzinlerinin sesine, ve tutkunum senin dar sokaklarına, haremlerinin tel kafeslerine, ve halkına, ilahiler ve ışıklarla dolu mesut günlerine. Seni yaratana hamdolsun! O ki seni bize kaostan getirmiş! Amin.”

Duayı, Zonaro’nun tarihî yarımadayı güneş doğarken tasvir ettiği tablosu ve Thalasso’nun “Gündoğumunda İstanbul” başlıklı yazısı takip ediyor. Sonra Zonaro’dan İstanbul’un dinî ve tasavvufî hayatını yansıtan üç figüratif resim (mesela Ney Üfleyen Mevlevi) ve Thalasso’dan “Sabah Ezanı”... Ardından eski İstanbul’un balıkçıları, tulumbacıları, arzuhalcileri, seyyar berberleri vb. resmigeçide başlıyor ve Ramazan’ı, bayramı, hıdrellezi, bayram yerleri, kahveleri, çarşıları, dar sokakları, ahşap evleri, hanları, hamamları, çarşılarıyla bütün bir İstanbul hayatı canlanıyor.

Fausto Zonaro’nun fırçasından Adolphe Thalasso.

***

Zonaro’nun fırçası da Thalasso’nun kalemi de oryantalizmden büsbütün arınmış değil; ancak uyduruk bir “doğu”yu, hayalî bir “İstanbul”u değil, içinde nefes alıp verdikleri, aşk derecesinde sevdikleri, kendilerini bir parçası hissettikleri şehri anlatıyorlar. Kitabı yayına hazırlayan Ömer Faruk Şerifoğlu, Thalasso’nun oryantalizm eleştirisi niteliğini taşıyan şu cümlelerini naklediyor:

“Birçok ressam, iyi niyetle kadınların başlarına başörtüsü, erkeklere sarık oturtmakla ve Doğu manzaralarına sivri minareler iliştirmekle Türk sanatı yaptıklarını zannetmektedirler (...) Bu tablolarda resmedilenler, Türklerin ülkesi olan Türkiye değildir. Türkiye’yi resimleyebilmek için, gün ağarırken pembeleşen ufku, yakıcı öğle vakitlerini, altın gün ışımasını ve güneşin batışını, uzunu yıllar orada yaşamak gerekir. Onun ışığını, gölgelerinin, örf ve geleneklerini ve kendine özgü halkının ruhunu hissetmek ve anlatmak gerekir.”

***

Dersaadet’teki önemli yazılardan biri de “Ramazan Gecesi” başlığını taşıyor. Thalasso’nun cıvıl cıvıl Ramazan gecelerini coşkun bir dille tasvir ettiği bu yazıyı okurken, yaşamakta olduğumuz, sevincini tadamadığımız “Mahzun Ramazan” günlerini düşündüm. Geceleri de mahzun, gündüzleri de... Ramazan ki, aynı zamanda barışma, kucaklaşma, kaynaşma, paylaşma, dayanışma ayıdır.

İşte böyle, kütüphanemi gözden geçirirken Adolphe Thalasso’yu yeniden keşfetmiş oldum. Aslında niyetim onun “Ramazan Gecesi” yazısından uzun uzun söz etmekti, ama yerim kalmadı.

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum