Turbo motoru

Galatasaray- Sivasspor maçını statta Emrah Kayalıoğlu ile yan yana izliyoruz. Hakem başlama vuruşu düdüğünü çalmadan önce dönüp, “İki yıl önce bugün sana ‘Torreira- Kerem Demirbay, önlerinde Ziyech, Mertens, Zaha, ileride Icardi olsa ne dersin’ diye sordu. Sadece 14 galibiyet alınan, -2 averajla 13. sırada bitirilen sezon için ne büyük hayal.

Hayaldi, gerçek oldu. Bazen Kerem, bazen Barış Alper kendine yer açtı bu kadroda ama Galatasaray yıldızlarla dolu bir ekip yaratmayı başardı. Okan Buruk’un hünerli ellerinde de uyumlu bir takıma dönüşüverdi. Bugün ligde bu kadroyu yenmek neredeyse imkansız. Bir kez oldu bu ve 35 haftada tekrarı yaşanmadı. Bir tek Fenerbahçe bu büyük meydan okumaya karşılık verdi. Son çeyrek yüzyılın en iddialı ve güçlü kadrosu bile verdiği müthiş mücadeleye karşın bu makina karşısında yarışta kalmakta zorlanıyor. Dünkü galibiyet ile ulaşılan 96 puan, Süper Lig tarihinin rekoruydu ve Galatasaray kadronun yenilmezliğinin, gücünün belgesiydi. Galatasaray’da sahaya çıkan ilk 11’deki tek sürpriz Mertens’di. Belçikalı yıldız “Bu maç yok”tan “Sezonu kapattı”ya kadar uzanan haberlere inat sahadaydı ve yine en çok koşan isimlerdendi. Sarı Kırmızılılar daha ilk dakikadan itibaren maça ağırlığını koydu ve yüksek temposu ile rakibini ezdi. Maçın ilk yarısında Sivasspor kaptanı Uğur Çiftçi tacı atacak arkadaşını bulamadı çünkü hepsi birebir markaj altındaydı, Uğur tacı Manaj’a doğru attı ve Galatasaray rakipteki topu yeniden kontrolü altına aldı.

Bu kadar baskılı, istekli ve de organize bir Galatasaray karşısında durmak kolay değildi. Nitekim Sivasspor sağ kanadında serbest bölge oluşturan Barış Alper’in iki asisti ilk yarının gollerini getirdi. Barış Alper’in sıfıra inip dışarı çıkardığı topların ilkini Ziyech, ikincisini Mertens gole çevirdi. Mertens’in golünde topun üstünden atlayıp rakibi şaşırtan ve Mertens’in önünü açan Icardi’nin hakkını da vermek gerekir.

Sivasspor geriye düşse de dağılmayan, oyundan kopmayan bir takım. Bunu Fenerbahçe maçındaki geri dönüşüyle göstermişti. Dün de öyle oldu. Galatasaray’ın ilk yarıdaki üstün oyununa güvenip gevşemesini kullanmasını bildi. Bülent Uygun ikinci yarıya iki değişiklik yaparak başlamış ve takımına olumlu bir müdahalede bulunmuştu. Manaj’ın pasında Caner Osmanpaşa’nın golü maçı kritik bir noktaya getirmişti.

Sivasspor’un umutlandığı bu anlarda Galatasaray turbo motorunu açtı. Mertens’in pasında Icardi’nin golü o umutların ışığını azalttı. Hemen ardından gelen Ziyech’in müthiş golü ise bitirdi. Skor 4-1 olduktan sonra Galatasaray tribünleri maçı bitirmiş, 60. dakikadan itibaren Fenerbahçe derbisine yönelik tezahüratlarına başlamıştı bile. Mertens’in çıkmadan önce, Icardi’nin asistinde attığı ikinci gol, 37 yaşındaki bir oyuncunun genç meslektaşlarına yol haritası gibiydi.

Bu sezon Galatasaray seyircisine ayrı bir yer açmak lazım. Hep oyunun içindeler ve takımı sürekli ileri itiyorlar. Bir diğer nokta ise Okan Buruk’un takıma dokunuşu. Futbolculara keyif alacakları bir alan yaratan, oyun planı ile fark yaratan Buruk’un en büyük başarısı ile oyuncuları kazanma noktasındaki hüneri. Geçen sezon Icardi, bu sene de Ziyech onun yarattığı özgürlük ve konfor alanında yaralarını sarıp muhteşem dönüşlere imza attılar.

Galatasaray, Mertens’le, Icardi’yle, Muslera’yla, Torreira’yla, Barış Alper’le, Kerem Demrbay’la ve şapkadan tavşan çıkartan sihirbazı Ziyech’le özel bir takım. Abdülkerim’in dünkü gibi aksadığı maçlarda bile eksiklerin açığını kapatıyor.

Sonuç olarak Galatasaray kazanıp rekorunu yenileyerek ve rekor puana ulaşarak kenara çekildi, stres bombasını da Fenerbahçe’nin kucağına bıraktı.

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum