Babala’nın 28 Mayıs’ı…

Dini, ırkı, mezhebi alın, bakalım siyasetin içinden geriye ne kalıyor?

Siyasette insanın mezhebi, dini ve ırkı var ama insanın kendisi yok, insanı keşfetmek yok.

Örneğin hayata ırk üzerinden bakan bir zihniyetin, siyaset kurumuna damga vurmaya çalışması neye çare olacak ki?

İlk hafta “ne oldu, nasıl oldu” ile geçti.

İkinci hafta, Ata İttifakı adayı ve bileşenlerinin diğer iki ittifak ile yaptıkları görüşmeler ile geçti.

Sinan Oğan ne dedi? Ümit Özdağ ne diyecek?

Bu konuşmaların yapıldığı gün dünya da Nasa’nın uzay aracı Juno’yu konuşuyordu. Çünkü bilim insanları altmış yıllık çalışma sonrasında Jüpiter’deki renk değişimlerinin ardında yatan dinamiği keşfetmiş olabileceklerini duyurdular.

Biz ise yaşlısı, genci ve hatta çocuğu ile hepimiz seçimden başka bir şey konuşmuyoruz, konuşamıyoruz.

Bir taraftan da “döviz tırmanışa geçti”, “Merkez Bankası rezervleri sıfırın altında”, “risk priminde rekor kırıldı”, “kiralar dört yılda yüzde 583 arttı” haberlerinin her biri sis bombası gibi sürekli beynimizde patlıyor.

Çok boğucu, çok yorucu ve çok da bıktırıcı…

Araya bir de AKP’li gençlerin “kıvrak zekâsı” ile montaj videosu girdi. Bu, Erdoğan’ın iddiası.

Sevdiler montaj işlerini…

İster AKP’li ister başka partili bir genç olsun. Kıvrak zekanın ölçüsünün ahlaksızlık ve sahtekarlık olması yüreğimi sıkıştırdı.

Babala Tv’de de Kemal Kılıçdaroğlu vardı.

Sorulan soruları izledim, birkaçı dışında içim gene burkuldu. Bize siyaset diye şırınga edilen zehir gençleri de tutmuş.

Sorular ya din ya ırk ya da mezhepten ibaretti zira.

Bir tane mutluluk haberi yok medyada, her yer aynı ya siyah ya beyaz... Çubuk çizgili pijama gibi…

Ayların en güzelinden Mayıs, doğa renk renk boyanıyor ama biz renksiz kalmışız. Neşe yok, kahkaha yok… Kaygı var, endişe var.

Sanat haberi yok, edebiyat konuşulmuyor, müzik yok, Nobel’den söz eden yok.

Siyaset bu mudur?

Siyaset benim ülkemde böyle yapılıyor, yıllardır da hep böyle yapıldı. Ama ikinci tura alışkın olmadığımızdan bu kez sanırım “over doz” olduk.

Siyaset bizi körleştirdi. Bizim dışımızdaki insanlığı görmez hale geldik.

Varsa yoksa din, ırk, mezhep…

Hayatımızı kolaylaştıran, olumlayan insanlığın buluşlarının keyfini sürerken hangi dinden, mezhebi ne,

Türk mü değil mi, bakıyor muyuz?

Irkçılar, elektriği bulan adam Amerikalıydı diye elektrikten vazgeçiyor mu?

Eğer en önemlisi Türklükse, Türklerin bulmadığı hiçbir şeyi kullanmayın. Bakalım elinizde neler kalacak.

İnsan ırkıyla bu kadar övünmez. Övünecekse insanlığıyla, üretimiyle övünür.

Çünkü en kutsal varlık insan…

Ama bunu anlatmak epey zaman olacak bu ülkede…

Geçtim…

Kıyma, et peynir fiyatları derken, şimdi 1 kilo kemik 180 lira…

Havuç, bildiğiniz havuç 60 lira…

Havuç da kemik de din, mezhep, tanımıyor.

Artan kiralar hiç bakmıyor Türk müsün, Kürt müsün?

Ya da başı örtülü olmak ya da olmamak kadını katledilmekten, taciz edilmekten, şiddet görmekten kurtarmıyor.

“Siyaset bizim dertlerimiz için değil, bizim kimliklerimiz için var” gibi bir yanılgının dibine saplanmışız, bir türlü çıkamıyoruz…

Pek kolayına da çıkacak gibi değiliz ama gene de bir nefes borusu açma şansımız var.

Geçen hafta da yazdığım gibi “denge denetleme” elimizde.

AKP’ye gönül veren önce kadınlara sonra gençlere sesleniyorum;

Yasama Cumhur’un oldu, rahat olun. Ama gelin hep birlikte içinde yaşadığımız bu boğucu sis fanusunu kıralım.

Kemal Kılıçdaroğlu size geldi, siz de gelin…

Bu kez uzlaşıyı biz yapalım, pazarlık ile değil, kendi temiz oylarımız ile denge denetleme kuralım ve uzlaşı iklimine bir yeni adım atalım.

Ve de sandığa gitmeyenlerimiz size de sesleniyorum;

Sizi de sandık, kampanalar çalarak çağırıyor. Evlatlarımız var, daha çok minikler.

Onlara, bizden sonraki nesillerimize insanı keşfedecek siyaset yollarını birlikte arayalım.

Küsmeyin…

Biz nasıl istersek siyaset oyunu öyle oynanır.

Irk, din, mezhep üzerinden birbirimize kırdırılmayalım…

Hep beraber, insanı kutsayan, yücelten, onun özgürlüğünü ve refahını isteyen bir siyaset kurumu talep edelim…

Bizim için, hepimiz için, evlatlarımız için…

Gelin bunu yapalım… Bunun için ilk çıkış adımını bu Pazar günü atalım…

Hadi gelin…

YORUMLAR (34)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
34 Yorum