İnfaz Yasası yok, yasanın infazı var…

İnsanlar cezaevinde neden tutulur?

Bu sorunun cevabını bize İnfaz Yasasının 3. maddesi veriyor:

Hükümlü ya da tutuklunun cezaevinde bulunmasının amacı kabaca; toplumu suça karşı korurken, bir yandan hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirerek ıslah etmek, diğer yandan cezaevi sonrasında topluma kazanmasına yönelik sosyalleşmesini teşvik etme, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır.

İnfaz Yasasının 2.maddesine göre hiç kimseye hiçbir sebeple ayrıcalık tanımaz:

“Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kurallar hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefî inanç, millî veya sosyal köken ve siyasî veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanır.”

15 Temmuz yargısında hukuk kırımları sadece mahkeme salonlarında yaşanmıyor.

Hapishanelerde de yaşanıyor.

İnfaz Yasası yok sayılıyor… Açıkça yasa çiğneniyor.

Cezaevine atılanın önce işlediği suça bakılıyor. Eğer siyasi bir dava ise ayrımcılık yasağı devre dışı kalıyor. Sonra da siyasi davanın türüne, ilişkili olduğu terör örgütüne ve son olarak da mezhebine bakılıyor.

Cezaevlerinden gelen ve giderek yükselen tiz bir çığlık var.

Neyin çığlığı?

İnfaz Yasası’nın yok sayılmasının çığlığı…

İnfaz Yasası’nın katledilmesinin çığlığı.

Vicdanın infazının çığlığı…

Aysel Tuğluk ile başlayayım. Aysel Tuğluk demans hastası. Yasada yazılı olan tam teşekküllü hastanenin sağlık kurullarından alınmış raporları var. Bu raporlarda tek başına ihtiyaçlarını karşılayamayacağı yazıyor. Ama Adli Tıp bu raporları onaylamıyor.

Alzheimer hastasını ıslah etmek için mi yoksa topluma kazandırmak için mi cezaevinde tutuyorsunuz?

Çevik Bir için isabetle ve gecikerek verilen erteleme kararı Aysel Tuğluk’tan neden esirgeniyor?

Demans hastası bir hükümlüye karşı hukukçu olarak anlamakta ve açıklamakta yetersiz kaldığım bir düşmanlık yapılıyor.

Kamuoyu öncelikli olarak simgesel davalar üzerinden yaşanan ihlaller ile bu çığlıklardan haberdar oluyor ama benzer durumlarda isimleri telaffuz edilmeyen pek çok insan bulunuyor.

İnfaz süresi dolduğu halde dosyası Yargıtay incelemesinden dönmediği için tahliye edilmeyenleri var… 25 yıl cezaevinde kalıp şartlı tahliyesi yaklaşanlara okudukları kitabı, ya da kara kalem çizdiği bir resmi gerekçe gösterip hücre cezası verilerek şartlı tahliyeleri yakılanlar var… Tehlikeli suçlu kategorisine uymadığı halde tehlikeli suçlu sayılanlar var.

Gebe kadınlar, ağır hastalar, kronik hastalığı olanlar, ileri seviyede kanser hastası olanlar var…

AİHM, tutukluyken yakalandığı kanser hastalığından 2011 yılında yaşamını yitiren Gülay Çetin’in hastalığa rağmen tahliye edilmemesini AİHS’nin 3. maddesinin ihlali olarak değerlendirdi.

AİHM bu kararında, hükümlülerin tahliye edilmesine ve affedilmesine olanak veren mevcut yasal düzenlemelere dikkat çekti ve İnfaz Yasasına aykırı olarak tutuklular aleyhindeki bir ayrımcılık olduğunu hükme bağladı.

Ama bu kararlar korkunç sonuçları değiştirmeye henüz yetmiyor.

Cezaevinde defalarca kalp krizi geçiren, cezaevinde kalp ameliyatı olan Şükrü Tuğrul Özşengül geçenlerde kalp krizi sonucu vefat etti.

Dava dosyası Ceza Genel Kurulu’nda bozma isteği ile bekliyor… 6 yıldır cezaevinde tutuluyordu, sağlık durumu ve yattığı süre dikkate alınarak tahliye edilebilirdi, edilmedi.

Duruşmada söyledikleri hala kulaklarımda, “beni cezaevinde tutmanız ölüm fermanımı imzalamanız demektir” derken mahkemenin başkanı buz gibi bakışlarla “hasta görünmüyorsunuz” diyordu.

Bunlar utanmasını yitirmiş olanların kararmış kalmış vicdanlarının infazları…

Geçen ay Adalet Bakanlığının Ceza İnfaz Yasası’nda değişiklik öngören çalışma başlattığı, ileri derecede hasta olan tutuklu ve hükümlüler için “şartlı tahliye” düzenlemesi yapmayı planladığı, “doktorların kelepçeli muayene” yetkisinin kaldırılacağı haberleri vardı.

Anayasa var, AİHM kararı var, İnfaz Yasası var…

Elinizi kim tutuyor?

Yeni yasa çalışması yerine, mevcut yasayı uygulayın, cezaevlerinden gelen çığlıkları duyun yeter…

Hapishanelerden gelen her bir vefat haberi, insanlığımız adına bize büyük bir utanç…

Tabii vicdanı olana… Utanması olana…

YORUMLAR (30)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
30 Yorum