Batık krediler ve banka kârları
Kâğıt üstünde bir düzen kurduk ve öylece gidiyoruz.
Kâğıttan kalelerimiz inşallah yıkılmaz.
Mesela ülkemiz ekonomik büyüklüğü bize küçük geldi ve hesap yöntemlerini değiştirdik: 2006 yılında GSYH tutarı 400 milyar 048 milyon dolardı. Aldık kâğıdı kalemi elimize ve dedik ki, artık 2006 yılı GSYH tutarımız 526 milyar 429 milyon dolardır.
Kâğıt bizde-kalem bizde: Yazdık ve kâğıt üstünde ülke gelirimizi aynı yıl için 126 milyar dolar artırdık. (Not: Bu ilk GSYH revizyonu aslında eski yıllara da aynı oranlara yakın yansıdı)
Geldik 2015 yılına: 2006 yılında 126 milyar dolar artırılan GSYH tutarını bir kez daha revizyona tabi tuttuk. Bu sefer de 719 milyar 620 milyon dolar olan GSYH tutarını 861 milyar 879 milyon dolara yükselttik.
Kâğıt bizde-kalem bizde: Yazdık ve kâğıt üstünde ülke gelirimizi aynı yıl için 142 milyar dolar artırdık. (Not: Bu ikinci GSYH revizyonunda eski yıllara gittikçe revizyon farkı hızla azaldı. Öyle oldu ki sanki revizyon farkının nerede ise tamamı AK Parti döneminde ortaya çıkmış oldu.)
Ve çıktık meydanlara, seslendik millete: “Ekonomiyi 3 kat büyüttük”
***
Kâğıt üstünde kurduğumuz kaleler giderek artıyor. Her gün yeni bir kale inşa ediyoruz. Mesela bu yılın başlarında “Telkin Piyasası” oluşturduk. Bankalara mevduata fazla faiz vermeyin dedik. Elbette bankalara başka telkinlerimiz de oldu...
Velhasıl mart ayının sonlarına doğru o kurduğumuz telkin piyasası da çöktü. Kısa vadeli tahvil faizleri yüzde 18’lerden yüzde 26’lara yükselirken, dolar kuru da 5,40’lardan 6,20’lere yükseldi.
Kâğıttan kalelerimiz o kadar çok ki...
Gelin son meseleyi beraber ele alalım.
Konu bankaların doğalgaz termik santrallerine verdiği batık krediler. Ya da tahsili zorda krediler...
Bankalar bu yılın ilk 7 ayında 28,2 milyar lira net kâr elde ettiler. Önceki yılın aynı döneminde bu kâr 33,6 milyar liraydı.
Bankaların kârı neden düştü?
Aslında bankalar geçen yıla göre faiz gelirlerini yüzde 35,8 oranı ile enflasyonun oldukça üzerinde artırarak 249,4 milyar liraya yükseltiyorlar. Fakat faiz giderleri de yüzde 57,1 artışla 163,8 milyar liraya çıkıyor.
Ve net faiz geliri sadece ve sadece yüzde 7,9 artışla 85,6 milyar lira oluyor.
Ama asıl mesele takipteki alacaklar. Ayrılan karşılık geçen yıl 13,9 milyar liradan 26,3 milyar liraya yükseliyor. Böylece ‘takip sonrası’ faiz kârı yüzde 9,4 düşüşle 59,3 milyar lira oluyor.
Gerçi bankalarımız kaybolan kârı kapatma yolunu da iyi biliyor. Komisyon ve ücretler geliri yeniden hortluyor ve 41,5 milyar liradan 63,8 milyar liraya yükseliyor. Ama buradaki kârı da sermaye piyasası işlemlerinden doğan zarar götürüyor.
***
Doğalgaz bu işin neresinde?
Pazartesi günü KARAR gazetemizde bir haberimiz vardı. Yabancı basında yer alan bir haberdi aslında. Buna göre BDDK devreye girip 3 doğalgaz termik santralinin 1,9 milyar dolarlık kredisinin 6 büyük bankadan silinmesini istiyordu. Bu krediyi “şüpheli alacak” kalemine alıp, sonra da silinmesine yol yapılıyordu.
İddiaya dün Türkiye Bankalar Birliği açıklama yaptı: “Elektrik üretim ve dağıtım sektörünün mevcut borç stoku 47 milyar ABD Doları civarındadır. Yapılandırma ihtiyacı bulunan kredi portföyü 12-13 milyar ABD Doları düzeyindedir. Bu tutarın yaklaşık 10 milyar ABD Doları tutarındaki kısmının 2019 yılı içinde yapılandırmasının tamamlanması beklenmektedir.”
12-13 milyar dolar ise bankaları çok etkilemez manasında bir şeyler söylendi.
Gelelim işin saadetine.
1- Aralık 2017’de başlayarak doğalgaz termik santrallerine yapılan gaz satış fiyatına BOTAŞ zam yapmaya başladı: TL/1000SM3= 0,704’ten 0,800’e... Nisan 2018= TL/1000SM3 0,800’den 0,878’e... Ama asıl büyük zam Ağustos 2018= TL/1000SM3= 0,878’den 1,312’ye.
Ve son nokta. Doğalgaz termik santrallerine BOTAŞ tarafından satılan toptan gaz fiyatı şu an 1.60 lira. Yani doğalgaz santrallerinin kullandığı doğalgaza iki yılda yüzde 127 zam yapıldı.
Bu yılın ilk altı ayında doğalgaz santralleri adeta kepenk kapatmış durumda. Üretimleri yüzde 45,6 oranında geriledi. Kısaca doğalgaz çevrim santrallerinde önemli bir kapasite kullanılmıyor ve atıl halde.
2- BOTAŞ 2018 yılında sadece satışlardan 8,8 milyar lira eksik tahsilat yaptı. Sattığı gazın parasını almadı. Toplamda ise borcu bir yılda 16,4 milyar lira artarak 26,6 milyar liraya yükseldi. BOTAŞ’ın hem tahsilatta hem de başka finansmandan dolayı borcu adeta patladı.
Özet mi: Zaten çalışmayan ve çalışması nerede ise imkânsız hale gelen sektör bu borcu nasıl ödesin? Bankalarla kâğıt üzerinde borç-alacak olarak karşılıklı yeni bir kağıttan kale kurulmadı mı? Niye yıkasınız ki...