‘Çılgın’ değil akıllı proje yapalım
Haber şu: Enerji Bakanlığı ihalesi ile daha önce kWh’ti 0,19 cent olan güneş enerjisi, 15 yıllık garanti ile 1000 MW’lik dev yatırımla 0,0699 centten alınacak.
Burada iki unsur çok önemli:
1-) Dev bir yatırımla (1,3 milyar dolar) bin MW’lık güneş enerjisi yatırımı
2-) Daha önce 0,19 cent civarı olan fiyatın 0,0699 cente düşmüş olması
Şimdi diyeceksiniz ki, “daha ne olsun! Ne güzel bir yatırım”.
Evet, aynen öyle ve bakanlık açıklamaları da “çılgın yatırım” olarak gazetelerde yer aldı zaten.
***
Ben bu ülkede 2,3 milyar dolara yapılan bir köprüye nasıl 12,0 -12,5 milyar dolar hazine garantisi verildiğini sorduğumda da aynı şey karşıma çıktı. “Sen köprüye mi karşısın?” Hayır efendim.
Ben dünyada hiçbir yerde, hiç bir reel yatırımda olmayacak olan bu hazine garantisini anlayamıyorum. Bu kadar yüksek gelir garantisi verin, bakın 3-5 yıl içinde Artvin’den-İstanbul’a; Diyarbakır’dan İzmir’e hızlı tren yapılmıyor mu?
Türkiye’de bugün hazine garantileri ile yapılan işlerin benzeri, 28 Şubat sürecinde Mesut Yılmaz döneminde yaşamadı mı? Enerji Bakanı olan Cumhur Ersümer idaresinde 0,20-0,28 centlerden bazı iş adamlarına 15-25 yıllık hazine garantili doğalgaz santralleri kurdurulmadı mı?
28 Şubat döneminin yüksek getirili hazine garantili işlerini biz şimdi neden ve nereden keşfettik? Şimdi ise adına sadece Yap-İşlet-Devret (YİD) projeleri diyoruz. Gerekçe olarak ise, “kasadan tek kuruş çıkmadan büyük yatırımlar yapılıyor” diyoruz.
Oysa çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini harcıyor ve ipotek altına alıyoruz. YİD proje sistemi, bir bakıma maliyeti gelecek kuşaklara devretme projeleridir.
***
Çanakkale’ye yapılacak köprüye kaç araç garanti verildi? Köprüyü 3 dakikada geçeceğiz de, o 3 dakikalık yol için de 16,2 euro ödeyeceğimizi biliyor muyuz? Bugünkü kur uzerinden 63 TL...
Bakın köprü ve otoyollarda hazine garantisine fiyat*miktar olarak bakmanızı öneririm. Mesela günlük 20 bin araç garantisi verirsiniz 15 eurodan yıllık 110 milyon euro eder. Oysa yine 15 eurodan araç garantisini 50 bine çıkardığınızda, yıllık tutar 274 milyon euro eder.
Sahi, dünyanın en uzun köprüsü olacak olan ve yapım maliyeti de Osmangazi’den daha yüksek olan Çanakkale Köprüsü’ne 15 euro geçiş fiyatı biçiliyor da, daha ucuz olan Osmangazi’ye neden 40 dolar fiyat veriliyor. İnanın benim aklım bu köprü ve otoyol fiyatlamalarını almıyor.
Halka hizmet galiba bu şekilde oluyor. Takdir Milletindir elbette...
***
Gelelim şu çılgın projeye...
Siz dünyanın hangi yerinde güneş santrallerinin bir arada 1000 MW yatırımla olduğunu gördünüz? Güneşin hiç yok olmadığı çöl ülkeleri hariç elbette...
1,3 milyar dolarlık 1000 MW’lık bu yatırımın üstüne bir bulut dalgası geldiğinde ne olacak? Elektrik üretimi birden 50-60 MW’a düşecek. İşin daha önemli kısmı ne biliyor musunuz? Bulut gittiğinde, bir bölgeden bir anda 500-700 MW’lık bir güç ülke sistemine girebilir mi?
Hatırlarsanız bizler bunun benzerini Aralık 2015’de yaşadık. Elektrik hatlarına birden akım yüklenmesi ile ulusal sistemimiz çöküvermişti. Anlayacağınız bu çılgın yatırımda işimiz yağmur bulutlarına bağlı olacak. Bulut gelmesin, geldiyse de gitmesin isteyeceğiz...
Sahi, güneşin az olduğu ama enerjisinin yüzde 32’sini güneşten karşılayan Almanya bile bir projede 200 MW’ın üstüne çıkmamış. Galiba Almanlar yağmur-bulut riskini dikkat almış olabilirler. Muhtemeldir ki Almanlar yağmur duasını da bilmiyorlardır.
***
İşin riski sadece bir arada büyük yatırım mı? Elbette hayır...
Bugün dünyada güneş enerjisi fiyatları hızla geriliyor. Dedim ya, güneşi az olan Almanya bile elektrik üretiminin yüzde 32’sini buradan karşılıyor.
Güneş panel üretiminde çok yüksek artışlar yaşandı. Fabrikalar panel satmak için can atıyor. Nitekim Türkiye’de yabancı güneş panellerine büyük vergi getirdi.
Galiba ülkemizde güneş enerjisi üretimi için panel ithal edilmesi istenmiyor. Neyse bu konuya da yarın devam ederiz. Şimdi “çılgın projeye” devam edelim.
Güneş santrali yatırımlarındaki son fiyatlar ne durumda? Dubai 0,0299 cent, Şili 0,0291 cent, Abu Dabi 0,0242 cent... Yani bizim çılgın diye övündüğümüz ucuz fiyatın üçte birine dünyada bu işler yapılabiliyor. Elbette oralarda güneş bizden daha fazla...
Burada anlatmaya çalıştığım mesele şu: Fiyatı çok hızla düşen ve dünyada panel fazlalığı olan bir güneş enerjisi projesine 15 yıl garanti veriyoruz.
Kısaca bugünün güzel haber manşetleri için çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini ipotek ediyoruz. Tıpkı köprü ve otoyollarda yapıldığı gibi.
Veya tıpkı 28 Şubat sürecinde yapılanlar gibi... Aynı noktada hızla bütün yatırımları yapıyoruz. Yüksek maliyetleri de artık gelecek kuşaklara yıkıyoruz.
Galiba; “Gelecek satışı”
“Elektrik fiyatları neden düşmez” başlıklı yazılarımızın anlamı görüldü. Anladınız mı?