Değişim ve Solcu Liboş...

Bir önceki yazımda Türkiye’nin ekonomik kalkınma adına Özal sonrası tek bir adım dahi atılmadığını grafik ve rakamlar eşliğinde vermiştim.

Yakın tarihte beni heyecanlandıran tek olay İYİ Parti’den Ümit Özlale’nin kalkınma programı olmuştu. Hatta o programın ana ruhu Millet İttifakı’nın “Ortak Politikalar Metni’ne de girmişti.

Son günlerde ise dikkatimi çeken konuşma İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından yapıldı. Daha önce “Değişim” söyleminin içinin boş olduğunu, sadece isim değişimi ile bu işin olamayacağını, özellikle zihniyet değişiminin de çok zaruri olacağını dile getirmiştim.

Ekrem İmamoğlu konuşmasında şu noktalara değindi:

-1923 şartlarında en devrimci parti olan CHP’nin 60’lar 70’lerde de söylemi doğruydu ama 80 sonrasına uyum sağlayamadı. “CHP 43 yıldır zihni ve fiili değişememe sorunu yaşıyor” dedi.

-1980’den sonra kendimizi yenileyemediğimizden, vatandaşlar bizim icracı bir ekibe sahip olmadığımızı düşünüyor.

-Yüzde 10 zengin yüzde 70 zenginliğe sahip oluyor ve CHP bu durumda iktidar olamıyorsa sorun var
-Gelir dağılımını kökten düzelterek, yetenekli ve girişimci insanlara adil fırsatlar sunacak mekanizmalar kurulacak.

-70 yıldır borçla büyüyor, krizle sarsılıyor ve dünyanın hızlı ilerleyişi karşısında geride kalıyoruz.

-Değişimin temeli; Türkiye’yi sıçrayarak kalkındıracak güçlü bir planı, insanları seferber eden bir planı ortaya koymaktır.

-İhtiyacımız olan insan kaynağı, yalnızca politikaya katılmak konusunda en cesur olanlar değiller. Aynı zamanda, en bilgili ve en yaratıcı insanlarımız da içine katmalıyız. CHP, Türkiye’nin en yaratıcı zihinlerinin, tüm yenilikçi projelerinin ilk adresi olmalı...

***

Ekrem İmamoğlu’nun konuşması sol cephede ilk kez bu kadar ekonomik değişime yönelik yenilikçilik barındırıyor.

Sol söylemlere baktığımızda çoğunlukla gelir dağılımı sorununa çok sık eleştiriler geliyor... Lakin çözüm nedir diye sorduğunuzda hala “Sümerbank kurarak, işçiler istihdam etmek” gibi vasfını yitirmiş önerilerden başka bir şey duyamıyoruz.

İktidara gelecekler, kamuya bir ton işçi alınacak ve onlara yüksek ücret verilecek... İyi ama ülkede toplam ücret seviyesi ve toplam işsizlik nasıl azaltılacak? İşte ona akli bir cevap bulamıyorsunuz.

Herkes bir neo-liberalizm düşmanlığı ile varlık oluşturmaya çalışıyor ama 80 sonrası neo-liberalizmin neden ihtiyaç olduğunu söyleyemiyorlar. Bir toplumda gelir dağılımının düzelmesi ne kadar zaruri bir ihtiyaç ise sermaye birikimi ve girişimciliğin oluşması da bir o kadar ihtiyaçtır. Arz İktisadı, yani “girişimciyi destekle ki işyeri açıp istihdamı artırsın ve bu sayede ücretler artsın” anlayışının neresi yanlıştır. Tabii ki burada girişimci dediğimiz olay gayrimenkul ve/veya finansal rantçı mı yoksa istihdam oluşturan yatırımcı mı?

***

Ekrem İmamoğlu 80 sonrası 43 yıldır zihni ve fiili değişimden ne kastettiğini bilmiyorum ama ilerleyen cümlelerde üstte bahsettiğim ekonomi modelinden bahsediyor.

Mesela gelir dağılımı bozukluğu karşısından SOL söylemlerin neden yankı bulmadığı çok net bir sorun.

Oysa bu ortamda Millet koşarak sol partilere gitmeliydi...Lakin kamulaştıran bir sol mu yoksa girişimciyi destekleyen bir sol mu? İşte burada da ilk kez dile getirilen yeni söylem olarak “yetenekli ve girişimci insanlara fırsat vermekten” bahsediyor.

Elbette bu konular çok derindir ve bir kaç cümle ile ifade edilemez. Karma ekonomiden tutun, özel teşebbüse kadar bir yığın alanın dağılımı gerekiyor. Mesela rantçı girişimci ile yatırımcı girişimci ayrımı, kamunun ekonomideki toplam alanı ve görevi gibi çok ama çok geniş konular.

En temel sorun belirli kesimdeki ücretlerin ve belirli kesimdeki kişilerin zenginliği yerine topyekün bir kalkınma ve topyekün bir zenginlik. İmamoğlu burada hem girişimcilikten bahsediyor hem de sıçrayarak kalkınmadan. Ve diyor ki ‘’millet olarak seferberlik halinde olacağız’’ diyor. Yani herkesi emekli edeceğim demiyor...

Ve parti içi demokrasi ve yapılanma konusu... Biliyorsunuz ki Türkiye’de partiler ve siyaset zihni parlak bir çok kişi için değirmen olmanın ötesine geçmiyor. Bu tür kişiler nutuk atamıyor ve ayak oyunlarını beceremiyor diye partilerde de yer alamıyorlar... Bu açıdan parti yapılanması ve içinin çok daha geniş katılımcı bir şekilde dolması önemli bir söylem olsa gerek...

***

İşin özeti şu ki bugün bütün dünyada yaşanan gelir dağılımı bozukluğu ile beraber sol partilerin hüsrana uğraması sorulması ve sorgulanması gereken önemli bir konudur.

Sloganvari bir şekilde yeni bir sol argümanı derhal “Liboş” gibi tanımlamak olayın özünü anlayamamanın bir başka yansıması olsa gerek... Alışılagelmiş sol ile dünyada yaşanan sol sorununun çözümü toplumun bütününe fayda sağlayacaktır.

İnsanları hem de en verimli çağlarında emekli etmek ve/veya kamuda-belediyede yüksek ücret vermek ekonomide sorunları çözmüyor; tersine ayrımcı bir yeni zümre yaratıyor.

Hep söylediğim iki cümle ile bitirmek isterim:

Bu ülkede 2 şey vaat edildiğinde peşine koşacağım:

1- Çalışmayı ve kazanmayı vaat edenin (erken emeklilik yerine) ve de 2-Suç işleme özgürlüğünü kardırıp en küçük suçlara dahi suçlara oranla ceza verenin...

Özgürlük sorumluluktur... Unutmayalım.

YORUMLAR (47)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
47 Yorum