Gelirde fakir fiyatta zengin
Biz yine de kişi başı gelir üzerinden örnek vereceğiz.
Geliri 13 bin dolar olan Türkiye’de mesela birçok semtte konut fiyatları milyon dolardan başlıyor. Bakın burada müstakil konut vs demiyorum, bildiğiniz daire fiyatı bu.
İş sadece gayrimenkulde mi? Mesela basit bir yemek yiyorsunuz ki hesap 600-800 lira. Yani 20 euro gibi bir fiyat. Oysa bu paraya Avrupa’da da çok rahat yemek yiyorsunuz.
Ya da giyim…
Geçen hafta “Avrupa’dan bile pahalı” başlığı altında konuyu sorgulamış ve parasal tabandan kaynaklı bir sorun mu var demiştim.
Bakın, durumun izahı gerçekten çok zor. Hem fakiriz ama hem de yüksek fiyatta üzerimize yok. Bu acayip duruma nasıl gelmiş olabiliriz?
Hani ekonomide sorun var denildiği zaman söyledikleri şey gibi… “Bütün lüks yerler dolu, neredeymiş kriz” açılımı yani.
O zaman her daim sorduğumuz soruyu tekrar soralım: Kim bu fakirlik çektiğini söyleyen fakirler… Ve de kim bu zenginler?
Türkiye’de fiyat dengesinin bozulması ve fiyatların Avrupa ile yarışmaya başlaması bu şımarık zenginlerden dolayı mı?
Cevabını bilemediğimiz sorular ama durum pek parlak değil.
***
Durumun bir başka vahim tarafı şu: Türkiye’de yasadışı mülteciler ve Suriyeliler bulunuyor. Ülke geliri oluşurken yaklaşık 10 milyon tahmin edilen tüm bu kişiler hesabın içerisinde. Oysa iş bölüşmeye gelince kayıtlı nüfus dikkate alınıyor ve kişi başına gelir suni şekilde şişmiş oluyor. İşte buna rağmen fiyatta AB ile yarışır durumdayız.
Böyle bir oluşumda fiyat genel düzeyinin düşmesi kadar fiyat dengesinin oluşması da gerekiyor.
Türkiye hem enflasyonla mücadeleyi hem de bozulan genel fiyat dengesini oluşturmak zorunda. Aksi halde çok daha büyük acılar çekmeye devam edeceğiz.
EMEKLİ HEP PERİŞAN
Yıllardır dilimde tüy bitercesine anlattım. Bu emeklilik sisteminde kimse iyi kazanamaz diye.
Durum şu: Ödediğin prim ve ödediğin prim gün sayısına bakılarak emekli ediliyorsun. Ama kaç yıl maaş alacağın hesapta yok. Evet, emeklilik hesabında kaç yıl maaş alınacağı hiçbir şekilde yok.
Oysa aynı prim ve gün sayısını dolduran 2 kişiyi düşünün. 1. kişi erken işe başlamış ve 45 yaşında emekli olmuş. Oysa 2. kişi aynı süre ve aynı prime rağmen hem mesleğe geç başlamasından hem de arada bazı yıllar işsiz kalmasından dolayı 55 yaşında emekli oluyor. Bakın ortalama yaş 80 olduğuna göre 1. kişi 35 yıl ve 2. kişi de 25 yıl maaş alacaktır. Oysa SGK her iki kişiye de aynı maaşı vermektedir.
Ayrıca şu durum var: Bir ülkede asla ve asla 60 yaş altı normal emeklilik olamaz-olmamalıdır da…
Bugün emeklilerin sorunu dediğimizde 45-50 yaşında emekli olmuş EYT’lileri de ifade ediyoruz? Eğer derdimiz bu genç emekliler ise durum çok kötü demektir. Oysa 91’de Rahmetli Demirel de erken emeklilik getirmiş ve milleti 40 yaşında emekli etmişti. İşte bugün en büyük zorluğu işte tam da o kesim yaşamaktadır.
Zamanında düşünmezsen sonrada böyle fakirliğe mahkum kalırsın… Ne diyelim… Her yerden dökülüyoruz…