Kalıcı fakirliğe mahkûmuz

Konuya şu soru ile başlayalım: Türkiye zenginleşebilir mi?

Bu soruya şöyle bir cevap vererek ilk girişi yapalım: 2003-2017 döneminde ve de özellikle 2013 yılında zirve yapan kişi başına gelir ile zenginleşmiş miydik?

İki soruya tek ve net cevap vereyim: HAYIR...

Önce ikinci sorunun cevabını vereyim: 2003-2017 döneminde Türkiye kendisi bir değer üreterek o sanal refahı yakalamadı. Yabancı sermaye girişinden kaynaklı bir sanal cennet yaşadık. Hatta o sanal cennet döneminde Türkiye önemli oranda üretim gücünü ama daha da önemlisi değerli üretim gücünü kaybetti.

Bu cevap aslında ilk sorunun da cevabıdır.

Kalıcı refah için “değer üretmek” gerekiyor. Bu değer hem somut mal ve hizmet üretimi olabilir hem de soyut fikir üretimi olabilir.

Bakın sadece üretim yetmez ve de özellikle değersiz üretim.

Mesela bizler domates-hıyar üretip yurtdışına sattığımızda şu hesabı yapıyor muyuz?: Bu üretim için girdi maliyetimiz (toprak dahil) harici ne kazanıyoruz? Hatta daha da önemlisi bu ihracat yüzünden yurtiçinde artan fiyatlardan bütün toplum nasıl etkileniyor?

Bizler değerini bulmayan dış satışlara “fakirleştiren ticaret” ve bu sayede yaşanan büyümeye de “fakirleştiren büyüme” diyoruz.

Türkiye’nin üretim değeri maalesef artmıyor. Özellikle Nass… dönemi olan 2022 yılında bu açıdan felaket yaşadık. İhracat ile ithalatın değer farkı yüzde 40’lara kadar yaklaştı.

Olay sadece kısa vadeli ve sadece fiziki mal ve hizmet değeri açısından ele alınamaz. Mesela uzun vadeli baktığımızda “büyüme-cari denge” verisini dikkate alıyoruz. Bu konuda 80’li Özal dönemi yıllar dışında ülkemizin karnesi maalesef hiç iyi değil.

Özal dönemi büyümede birim başına 174 milyon dolar açık verirken AK Parti dönemi büyümede birim başına cari açık 4,2 milyar doları aşıyor.

***

Bir ülke değer üretebilecek ki, o değer üzerinden hem dış dengesini sağlayacak hem de ülke insanı kazanabilsin.

Bu ise orta-uzun vadeli geniş bir kalkınma programı ile sağlanabilir. Yani kısa vadeli finansal dengeler ülkenin kalkınması anlamından hiçbir değer ifade etmiyor.

Mesela şu anda odaklandığımız kısa vadeli kemer sıkma politikası ile dış denge sağlama hamlesi bize zenginlik getirmeyecek. Sadece hoyratça harcamalarımızı kısarak sıkıntı içinde gerçekleri göreceğiz.

Asıl mesele ekonomik kalkınma dedik ya... İşte onun için bir kuşaksal bir değişim gerekiyor. Bu değişimin de temeli değer üretebilecek bir beşeri sermayenin, yani insan kaynağının oluşturulmasıdır.

Peki, bu açıdan Türkiye ileri mi gidiyor yoksa ne yapıyor? Hemen cevaplayalım: Türkiye’de eğitim sistemimiz felaket ötesi bir hal almış durumda. Adeta reel eğitim yerine dini eğitimi ağırlıklandıran bir zihniyet içerisindeyiz.

Ama beşeri sermaye sadece eğitim kalitesi ile dikkate alınmamalı. Burada demografik yapıya da bakmalıyız. İşte Türkiye için o demografik yapı da felakete doğru gidiyor. Şu anda “orta yaş yığılması” olarak tanımlanan fırsat eşiğindeyiz ama geriden genç nesil gelmiyor. Doğum oranlarımız 1,6’ya kadar gerilemiş durumda. 10-15 yıl sonra yaşlı ülkeler sınıfına doğru adım atmış olacağız.

Bu ne anlama geliyor derseniz onu da söyleyeyim: Çalışacak eleman sıkıntısı çekeceğiz..

Oysa bugün ne yapıyoruz: Yaşlılığa hazırlık değil, tersine ileride az sayıda olacak olan evlatlarımızın-torunlarımızın birikimini yiyoruz.

Hatta eğitim açısından da durum benzerdir: Bugün ülkemizi adeta geçmişten eğitim alanlar ayakta tutuyor. Doktorlar olsun mühendisler olsun yeni eğitimlerde kalite çok gerilerde...

***

Kısaca durumu toparlayalım: Türkiye bugün bir değer üretemiyor ve asıl sorun gelecekte de değer üretemeyecek.

Gittikçe değer kavramını kaybeden bir ülkeyiz.

Hatta ülkemizin teknolojik değer seviyesinin 2005-06 yıllarından beri zırnık ilerlemediğini söylediğimizde sanırım durum biraz daha net anlaşılabilir.

Peki bu durumda enflasyonun kontrol altına alınması, yabancı sermaye girişinin gerçekleşmesi vs bizim fakirlikten kurtulmamızı sağlayacak mı?

Tek cevap ile bitireyim: Değer üretemediğimiz sürece veya ekonomik kalkınmayı sağlamadığımız sürece bu ülkede fakirlik azalmayacağı gibi artarak devam edecektir.

Hepimize geçmiş olsun...

kar04-kahveci.jpg

YORUMLAR (49)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
49 Yorum