Milli Birlik Gücü
Bugün Türkiye hakkında yapılacak analizlerde yeni bir unsuru daha hesaba katmamız gerekiyor. Mevcut verilerde bazı hassas noktalar ortaya çıksa da, yeni oluşan gücümüz tüm hassas noktaları kapatacak büyüklükte görülüyor. İşte bu güç Milli Birlik Gücüdür.
Mesela, daha düne kadar demokrasinin korunmasında, oluşmasında ve kültürünün yerleşmesinde en önemli unsur olarak “Ekonomik Refah” gösterilirdi. Bu konuda kimse de haksız sayılmazdı. Bugün Dünya’da demokrasi kültürünün yerleştiği nerede ise bütün ülkeler, aynı zamanda ekonomik refahın da çok yüksek olduğu ülkelerdir.
Hatırlayın, daha yakın zamana kadar ekonomik refahı nispeten oturmamış ülkelerde darbe ve sokak kültürü ne kadar da çoktu. Mesela İspanya, Yunanistan bu ülkelere en bariz örneklerdi. Hafızanızı biraz daha uzaklara taşıyın ve Güney Kore’yi irdeleyin. 80’li yıllarda G. Kore’de ne kadar çok askeri hareketlilik ve sokak gösterileri olurdu.
Oysa bugün ne İspanya’da ne Yunanistan’da ne de Güney Kore’de artık darbe kelimesi bile telaffuz edilmiyor.Bu ülkelerde ekonomik refahın artması ile beraber darbe kelimesi de tarihin karanlık sayfalarına gömüldü.
Ülkemizde S&P başta olmak üzere halen bir ekonomik sıkıştırma hamlesinin gelebileceğini S&P notu kırmadan belirtmiştim. S&P’nin yaptığı açıklama tamamen siyasi bir görünüm arz ediyor. Biliyoruz ki 2008-09 küresel buhranında kredi derecelendirme şirketleri hiç iyi sınav vermedi. Ayrıca bu kuruluşların karanlık ilişkiler ağı ile çok sayıda manipülasyona karıştıkları da açığa çıktı.
Moody’s ve Fitch ise halen Türkiye’ye “yatırım yapılabilir” kredi notu vermiş iki reyting şirketi. Ve ikisi de süreci inceleyeceklerini açıkladılar. Eminim bu iki reyting şirketi de somut verileri değerlendirerek düşüncülerini açıklayacaklar.
Ama durum sandığınız gibi olmayacak.
Bunu şimdiden açık edeyim.
Kimsenin hesap edemediği yeni bir güç ortaya çıktı.
Bu güç Milletin gücüdür.
Bu güç Milli Birlik Gücüdür.
Toplum, uzun yıllar sonra ilke kez böyle bir kaynaşma sergiliyor. Toplum, milli değerlerde ilk kez bu derce ortak bir noktada buluşmuştur. Toplum, ilk kez aynı inanca karşılık birlik olmuştur.
Nitekim Başbakanlık hesabından atılan twitte şu yazıyordu: “Bu millet Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle, CHP’siyle, MHP’siyel, HDP’siyle hep bir oldu kenetlendi, darbecilere gereken dersi verdi”.
İşte bu güç bize yeni umutlar ve fırsatlar verecektir. Yeter ki bu gücü koruyalım ve fırsata çevirelim. Geçen hafta değindiğim gibi “Arınma” fırsatını yeter ki kullanalım. Göreceksiniz yıllar sonra ortaya yepyeni bir Türkiye çıkacak.
***
Ülkemiz her yeni nefes alışında yeni bir kalkınma ve büyüme hamlesi gerçekleştiriyor. Hatırlayın 2001 krizini. Kim o zamandan sonra 2007 sonuna kadar her yıl yüzde 6-7 büyüme oranları beklerdi.
Bugün nefesini vermeyen ve yeniden nefes almaya başlayan bir ülke karşımızda. Bu Millet yakın tarihte hiç bu kadar kenetlenmemişti. Bu kenetlenme tarihi bir fırsat çıkaracaktır. Ben bundan çok eminim.
Ben, siyasetin bu kenetlenmeyi desteklemesi yanında zaruri büyük adımları atmakta da kullanabileceğini bekliyorum. Mecliste bekleyen büyük reform yasaları bu sayede çok kısa sürede geçebilir. Yeter ki doğru adım atmaya devam edelim. Hatırlayın 2001 krizinin ardından nasıl yasalar ortak hareketle hayata geçirilmişti.
Biliyorsunuz ki ülkemizde 2011’den bu yana ekonomi tabiri caiz ise yerinde sayıyor. Türkiye’nin aslında kişi başına refah artışı için yıllık büyüme oranının yüzde 4,0’ün üzerinde olması gerekiyor. Yaklaşık 5 yıldır bu büyümeyi yakalayamıyoruz. Ama bence bu “fetret devri” de bitti.
Biz kabuklarımızdan yeniden doğacağız. Buna inanıyorum. Artık yeniden yüzde 6-7 büyüme oranlarını yakalayabiliriz. Yeter ki gereken adımlar atılsın.
Mesela doğalgaz fiyatları ve akabinde elektrik fiyatlarında indirimler peşpeşe şimdi neden yapılmasın. Sanayici nefes alır ve ardından enflasyon düşeceği için daha hızlı faiz indirimi de gelir.
Tarihi bir fırsattayız. Yeter ki Milli Birliğimizin oluşturacağı gücü ekonomiye de yansıtalım.
Hem de hiç beklemeden!