İnalcık neden en büyük tarihçimiz

Halil İnalcık’ın vefat haberini aldığımda Twitter’da “en büyük tarihçimizi kaybettik” mealinde bir şeyler yazdım. Sonra da neden İnalcık için “en büyük tarihçimiz” dediğimi açıkladım: Çünkü bilim problem çözme işidir ve Osmanlı tarihine ilişkin en fazla problemi Halil İnalcık çözmüştür.

Osmanlı tarihiyle ilgili problemleri üreten temel problematik şöyle özetlenebilir: Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren sadece bir asır içinde bütün Anadolu’ya ve Rumeli’ye egemen olması ve bu egemenliğin beş asır gibi çok uzun bir süre daha sürdürülebilmesinde hangi dinamiklerin ne derecede etken oldukları…

Kadim asırlarda bu türden sorular sorulmuyordu. Sorulsa bile padişahların yiğitliği, askerimizin kahramanlığı, Allah’ın yardımı gibi pek analitik sayılamayacak türden cevaplar veriliyordu bu soruya. Bu konu modern bir kavrayışla ilk defa Batılılar’ın yaklaşımlarına cevap sadedinde başlamış olmak üzere aşağı yukarı son yüz yıldır gündemimizde yer alıyor.

Bu meyanda sahaya çıkan ilk tarihçimiz Fuat Köprülü’dür. O günlerde Batı’da yazılıp çizilmekte olan “Osmanlı başarısı Türklere ve Müslümanlara ait olamaz” şeklindeki tezi savunulamaz hale getiren çalışmalar kaleme alan Köprülü, Osmanlı idari ve mali yapısı ile ordu sisteminin Bizans’tan değil, Türk ve İslam geleneğinden alındığını ikna edici bir şekilde ortaya koymuştur.

***

“Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu anlamak için her şeyden önce uclar’ın dâhili hayatını, oradaki içtimai şartları, dini, iktisadi ve siyasi amilleri öğrenmeye ihtiyaç” olduğunu söyleyen Köprülü’nün açtığı çığırda ilerleyip kendi ifadesiyle “Prof. Fuad Köprülü’nün kuruluş meselesini vazediş şekli” çerçevesinde Osmanlı düzeninin oluşumunda rol oynayan sosyal, iktisadi, demografik ve dinî etkenleri özellikle arşiv belgelerine dayanarak ortaya çıkarma yolunda önemli çalışmalara imza atan ikinci tarihçimiz Ömer Lütfü Barkan’dır.

Braudel’den İnalcık’a ve Karpat’a kadar Osmanlı sosyoekonomik düzeni veya nüfus ve fiyat hareketleri gibi alanlarda kalem oynatan herkesin müracaat ettiği başlıca kaynaklar Barkan’ın çalışmaları olmuştur.

Ömer Lütfü Barkan’a göre “Osmanlı tarihi, bütün diğer tarihler gibi, bir hanedanın destanını yapmak isteyen tarihçilerin kaydettikleri şekilde münferit ve müstakil bir seri vekayiden ibaret değildir. Her hâdise kendisini hazırlayan bir sürü sosyal, ekonomik ve dinî şartlarla işlenmiş ve haricî tesirlerle dünya yüzünün değişmesi nev’inden bir oluşla yavaş yavaş tabiî olarak hazırlanmıştır. Bu bakımdan siyasî şahsiyetler ve vekayi arkasında onları hazırlıyan içtimaî sebebleri aramak lâzımdır.”

Osmanlı tarihini hanedan masalları veya sadece siyasi hadiseler anlatımının ötesinde –ve aslında bu gelişmelerin temelinde yer alan- kurumlar, değerler, iktisadi ve sosyal hayat gibi unsurlar üzerinden ele alma eğilimi, bir kere daha hatırlatalım, bizde Köprülü ile başlamış ve Barkan bu kabil çalışmalarıyla hocasının hayrülhalefi olmuştur.

***

Bu iki büyük öncüyü takip eden ve onların açtığı çığırda ilerleyerek Osmanlı tarihine ilişkin belli başlı birçok önemli problemin çözümünü -yani izahını- yapan isim ise Halil İnalcık’tır. İnalcık bir yandan “kuruluş” ve “fetih” gibi konulardaki problemlerle ilgilenmiş, kılıç gücüne bağlanarak izah edilmeye çalışılan fütuhat sürecini “istimalet” politikasıyla açıklamış; diğer yandan Osmanlı’nın siyasi ve sosyal düzeninin dayandığı iktisadi düzeni açıklama sadedinde çift-hane sistemini kavramsallaştırmıştır.

İnalcık’ın eserlerinin bütününde ortaya konulan Osmanlı düzeni tablosu, elbette bütün soruların cevaplarını vermek iddiasında kabul edilemez. Ama artık Osmanlı tarihçilerinin eskisinden çok daha rahat çalışabilecekleri bir zemin var İnalcık sayesinde. Bu külliyatın da Köprülü ve Barkan gibi öncülerin çalışmalarının oluşturduğu zeminde vücut bulmuş olduğunu, ama o birikimi çok daha anlaşılır ve kullanışlı hale getirmiş olduğunu unutmadan… Zaten onun için Bernard Lewis “Köprülü ve Barkan döneminin büyük tarihçileridir, Halil İnalcık ise bütün zamanların büyük tarihçisidir” demiştir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.