Masadaki liderlerin tarihi sorumluluğu

Altılı masa ülkedeki nice zamandır potansiyel halde bulunan muhalif enerjiye somut bir yol haritası üzerinde hareket kabiliyeti kazandırabilecek bir girişim olarak doğdu. Baraj gölünde birikmiş suyun önündeki kapağın açılmasına yönelik bir hamleydi bu. Suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüşmesi için gereken müdahale.

Kişi merkezli bir yönetimin tesisi uğruna devlet idaresinin temel gerekleri olan hukukun üstünlüğünden, kuvvetler ayrılığından, kurumsal tecrübeden, rasyonaliteden, ehliyetten ve liyakatten uzaklaşılmasının sonucunda ülkenin geldiği yer ortada. Bu sebeple epeyce zamandır kan kaybeden bir iktidar bloku gerçeği de ortada. Ne var ki toplumun genelindeki bir dizi rahatsızlığa veya itiraza kanal olabilecek ve milletin önüne iktidar alternatifi olarak çıkabilecek bir muhalefetin eksikliği iş başındaki iktidarın ömrünü uzatan etkenlerden biri oldu.

Buna karşılık, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde geçmişten ders çıkarmış olduğunu gösteren ana muhalefet partisinin kendisini yenilemeye, dilini değiştirmeye ve geniş toplum kesimleriyle arasındaki mesafeyi azaltmaya yönelik siyasi açılımları bu noktada kayda değer bir çıkış noktası oluşturdu. Merkez sağ siyasetin lokomotifi olma iddiasıyla ortaya çıkan Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti ile Temel Karamollaoğlu’nun liderliğiyle yeni bir canlanma yaşayan Millî Görüş hareketinin Saadet Partisi 2018 seçimlerinde cesur bir adım atarak CHP ile iş birliği kapısını açtılar. Sağ siyaset geleneğinin sembol ismi Demokrat Parti’nin de bu ittifakın içinde yer alması ayrıca önemliydi.

Her ne kadar o seçimde bir ortak aday çıkarma başarısını gösterememiş olsalar da ertesi yıl yapılan yerel seçimlerde Millet İttifakı adayları başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok merkezi iktidar partisinin elinden almaya muvaffak olabildiler. Bu seçim başarısındaki en büyük etken de ittifak blokunun tabanında kabul görecek adayların çıkarılmış olmasıydı.

Bu arada, daha önce “Eski AK Parti” iktidarlarında önemli görevler üstlenmiş bazı kadrolar eski partilerinin girmiş olduğu yeni yoldan rahatsızlık duyan kesimlerin temsilcisi olarak siyaset sahnesine geri döndüler. CHP, İYİ Parti, DP ve Saadet ile asgari müşterekleri itibarıyla Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi ve Ali Babacan liderliğindeki DEVA da Millet İttifakı bileşenleriyle birlikte altılı masa diye adlandırılan iş birliği platformu içinde yer aldılar.

Altılı masanın herkesçe bilinen hikayesini yeniden anlatıyorum ki bugün hakkında konuşulan konuların zemininin ve zamanının bugünle sınırlı olmayıp bir sürecin unsurları olduğunu hatırlatmış olayım…

Altılı masa o masada oturan liderlerin sağduyulu yaklaşımları kadar toplum ve siyaset gerçeklerinin doğal baskısının da sonucu olarak ortaya çıktı. Yalnızca AK Parti liderinin ihdas ettiği başkanlık rejiminin seçim sisteminde “yüzde elli+bir” oy alma zorunluğundan değil. Muhalefet blokunu ülkenin bütün kesimlerini temsil edecek bir milli merkez etrafında teşkil etme vizyonu bugün itibarıyla ortaklardan hiçbirinin vaz geçtiğini söyleyemeyeceği bir ortak hedef durumunda. Buradan geri dönmek 2018’in hatalarından bile daha büyük bir yanlış olur.

Daha birkaç ay önce yazmıştım. Her şeye rağmen iktidarın oy tabanında dramatik bir erime görülmüyor. Anketlerdeki rakamlar iktidar cephesinin yeniden bir seçim kazanmasına yetecek seviyede değil ama muhalefet partilerine gösterilen teveccüh de sandıktan sürpriz çıkması ihtimalini ortadan kaldıracak kadar yüksek sayılmaz. Muhalefet cephesinden birilerinin atabileceği bir yanlış adım bugünkü tabloyu tersine çevirebilir pekâlâ. Bu yanlış adım seçilme şansı zayıf bir adayın çıkartılması da olabilir, toplumun geniş bir kesimini “ne olursa olsun” diyerek iktidarın yanında durmaya yöneltecek birtakım çıkışlar da olabilir.

Her halükârda iktidarın artık tek ümidi altılı masanın veya masadan birilerinin ciddi bir yanlış yapması. Böyle bir yanlışa imza atan veya yol açan her kim olursa aynı zamanda tarihî bir imkânın heder edilmesinin sorumluluğunu da üstlenmiş olur. Dolayısıyla masanın dağılmasını veya iktidarın istediği şekilde bir siyasi malzemenin burada üretilmesini beklememek lazım. Altılı masayı oluşturan partilerin liderlerinden hiçbirinin böyle bir tarihî hataya imza atabileceğine ihtimal vermek kolay değil ama altılı masayı ayakta tutabilecek asıl gücün de kamuoyunun bu iş birliği vizyonuna sahip çıkması olduğunu unutmamak gerekiyor.

YORUMLAR (72)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
72 Yorum